Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 134)
E. 2010/627
K. 2011/117
T. 18.02.2011
Şikayetçi, şikayetli avukatın vekili olduğunu, E.T. isimli şahıstan olan alacaklarını tahsil etmesi için kendisine 10.000,00.-TL. sı ve 2.000,00.-TL. sı bedelli iki adet senet verdiğini, şikayetli avukatın bu senetleri Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2007/14535 Esas ve 9.İcra Müdürlüğünün 2008/1473 Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, şikayetli avukatın kendisinin bilgisi dışında borçludan toplam 15.000,00.-TL. sı bedelli çek aldığını, bu çekler karşılığında yine izni olmadan icra dosyasındaki bir kısım hacizleri kaldırdığını, şikayetli avukatın kendisini zarara uğrattığını iddia etmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylemin disiplin suçunu oluşturmadığı kabul edilerek, şikayetli avukat hakkında “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” karar verilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında, şikayetçi tarafından kendisine 10.000,00.-TL. sı ve 2.000,00.-TL. sı bedelli tahsil edilmek üzere iki adet bono verildiğini, bunları da Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2007/14355 ve 9.İcra Müdürlüğünün 2008/1473 Esas sayılı dosyaları ile takibe koyduğunu, şikayetçiden hiçbir masraf almadığını, bu nedenle takip sonunda şikayetçiye sadece borcun aslının ödeneceği hususunda anlaşma yaptıklarını, icra takibi sırasında borçlunun evine hacze gidildiğini, borçlunun evinde haczi kabil mal bulunmadığını, borçlunun 3 daire ve 2 dükkanı üzerine haciz uygulandığını, sonradan yapılan ikinci icra takibinde borçlunun bazı taşınmazlarını hacizli olarak kardeşine devrettiğini gördüğünü, bu arada İstanbul’da bulunan bir şirketin yetkilisinin kendisini arayarak borçluya ait taşınmazları satın almak istediğini, bunun için 2 adet çek vereceğini söylediğini, bu durumu müvekkiline ilettiğinde müvekkilinin kabul ettiğini, yapılan görüşlerde o sırada bürosunda bulunan bir avukat meslektaşının tanık olduğunu, bu sebeple daireler üzerindeki haczi kaldırdığını, ancak dükkanlar üzerinde haczin devam ettiğini, şikayetçiyi hiçbir şekilde zarara uğratmadığını şikayetçinin kendisinden para koparmak amacıyla böyle hareket ettiğini, bildirmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetçi tarafından, şikayetli avukatın 19.11.2007 tarih ve 43178 yevmiye nolu Bursa 10.Noterliğinin vekaletnamesi ile vekil tayin edildiği, şikayetli avukatın 10.10.2007 vade tarihli 10.000,00.-TL. sı bedelli bono ile ilgili olarak Bursa 6.İcra Müdürlüğünün 2007/14535 Esas sayılı icra takibi başlattığı, icra dosyasında gerekli işlemleri yürüttüğü, şikayetliye ait 30.12.2007 vade tarihli 2.000,00.-TL. sı tutarındaki bono içinde, Bursa 9.İcra Müdürlüğünün 2008/1473 Esasında kayıtlı olarak 08.02.2008 tarihinde icra takibi başlattığı, borçlunun haczi gerektirir taşınmaz malı bulunmadığından taşınır mal haczinin gerçekleştirilemediği, 30.01.2009 tarihli “Protokol” başlıklı belgede, iki icra dosyasından da bahsedilerek dosyadaki borçlara karşılık iki çek verildiği, şikayetçinin borcuna mahsuben 7.500,00.-TL.lık mal aldığı, bunun borçtan düşüleceği, toplam borç miktarının 15.000,00.-TL.sı olduğu, hesap tamamen kapandığında hacizlerin kaldırılacağının kararlaştırıldığı, altının şikayetli avukat ve borçlu E.T. ve bir tanık tarafından imzalandığı, İcra Müdürlüğünün bu protokolü icra dosyasının alacaklısı olan şikayetçiye tebliğ ettiği, herhangi bir itirazın olmadığı, daha sonra 08.06.2009 tarihinde şikayetçinin icra dosyasına müracaatla aldığı mala ilişkin fatura düzenlenmediği için protokolü iptal ettiğini bildirdiği, şikayetçinin protokoldeki iki adet çeki teslim aldığına ilişkin 10.10.2008 tarihli “Belge” başlıklı bir makbuzu imzalayarak şikayetli avukata vermiş olduğu, Baro Disiplin Kurulu tarafından dinlenilen tanık Avukat B.Ş.’nin şikayetli avukatın, şikayetçiden iki adet çekin alınıp, hacizlerin kaldırılması için onay istediğinde şikayetçinin de onayı verdiğini bildirdiği, anlaşılmıştır.
Şikayetçinin, 10.10.2008 tarihli belge ile şikayetli avukatın borca karşılık almış olduğu iki adet toplam 15.000,00.-TL. sı tutarındaki çekleri teslim aldığı, bu konuda herhangi bir itirazının bulunmadığı, şikayetli avukat ile borçlu arasında yapılan 30.01.2009 tarihli protokolü, İcra Müdürlüğünün şikayetçiye bildirimine karşın şikayetçinin itiraz etmediği, dosyadaki bilgi ve belgelerden, bazı hacizlerin kaldırılmış olmasına karşın borçları karşılayacak, hatta aşacak miktardaki dükkanlar üzerindeki haczin kaldırılmamış olduğu, alacağın tahsilinde yapılacak işlemler hakkında müvekkilinin zararına olmamak koşulu ile avukatın işlem yapmakta özgür olduğu, anlaşılmakla, şikayetli avukatın eylemi disiplin suçunu oluşturmamaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturmadığına ilişkin değerlendirmesi ile şikayetli avukat hakkında “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin kabulünde hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetçinin itirazının reddi ile Baro Disiplin Kurulunun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin kararının ONANMASINA, oy birliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy