Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E: 2010/742
K: 2011/8
T: 07.01.2011
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
Şikayetçi müdürlük, şikayetlinin Sağlık Bakanlığı aleyhine açtığı maddi ve manevi tazminat davası somasında icra takibi başlatarak ödemenin kendi şahsi hesabına yapılmasını talep etmesi üzerine gerekli ödemenin şikayetli avukatın hesabına yatırılmasına rağmen bunu icra dosyasına bildirmeyerek aynı borç sebebiyle Sağlık Bakanlığı’na muhtıra çıkararak ödeme talebinde bulunduğunu, kötü niyetli ve yasal düzenlemelere ve usulü esaslara aykırı davrandığını, iddia etmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulu’nca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında, şikayetçi idarenin icra takibinden kısa süre sonra hesabına ödeme yaptığını, ancak ödemenin eksik olması sebebiyle muhtıra çıkarıldığını, ihtilafın çözüm yerinin icra mahkemesi olduğunu ifade etmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetli avukatın eylemini Avukatlık Yasası’nın 34, 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddelerine aykırı bularak şikayetli avukatın “Kınama cezası ile cezalandırılmasına” karar vermiş, karara şikayetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetli avukatın C ve S vekili olarak şikayetçi Sağlık Müdürlüğü aleyhinde toplam 76.925,00.-YTL. alacak için 19.03.2008 tarihinde Fatih 2.İcra Müdürlüğü’nün 2008/2482 Esas sayılı icra takibi başlattığı, 20.03.2008 tarihinde şikayetçi müdürlük tarafından dosya alacağının tamamı olan 85.148,60.-YTL. şikayetli avukatın hesabına banka havalesi ile gönderildiği, şikayetli avukatın hesabına gönderilen bu parayı icra dosyasına bildirmeyerek 01.07.2008 tarihinde şikayetçi müdürlüğün bağlı bulunduğu Sağlık Bakanlığı’na bir muhtıra tebliğ ederek 85.534,00.-YTL. sının ödenmesini talep ettiği, Sağlık Bakanlığı tarafından Fatih Nöbetçi İcra Hukuk Mahkemesi’nin 200871185 esasında kayıtlı olan “Borcun ödenmiş olması nedeniyle takibin iptaline” ilişkin dava açıldığı, anlaşılmıştır.
Şikayetli avukatın şikayetçi idare aleyhinde başlattığı icra takibi henüz kesinleşmeden icra dosyasına konu alacak tutarının tamamı şahsi hesabına yatırılıp, dosya borcunun tamamı ödendiği halde bakiye alacak iddia edilerek alacağın tamamı üzerinden takibe devam etmesi, avukattan beklenen özen ve doğruluk ilkeleri ile bağdaşmamakta, ayrıca avukatın mesleğe güveni sağlayacak şekilde ve tam bir sadakat ile görevini yerine getirmesi gerektiğini belirleyen Yasa ve Meslek Kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.
Şikayetli avukatın, mesleğin saygı ve güvenini zedeleyecek davranışlardan kaçınmak zorunda olmasına rağmen aksine davranarak haricen tahsil ettiği meblağı zaman geçirmeden icra dairesine bildirmesi gerekirken, icra dosyasına bildirilmeyerek alacağın tamamı üzerinden Sağlık Bakanlığı’na muhtıra tebliğ ettirilerek, mükerrer tahsilat yapmak istemesinden ibaret eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır. Haricen yapılan tahsilatın dosyaya geç bildirilmiş olmasının disiplin suçu oluşturması için borçlunun bir zarara uğraması gerekmediği gibi dosya borcunun bitip bitmemiş olması da eylemin niteliğini değiştirmemektedir.
Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve Avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na uymakla yükümlüdürler” 134. maddesi “ Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlara, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.” hükmünü, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarımın 3. maddesi “ Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam bir sadakat ile yürütür”
4. maddesi ise “Avukat, mesleğinin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükmünü içermektedir.
Bu nedenlerle, şikayetli avukatın eylemi Avukatlık Yasasının 34 ve 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4.maddelerine aykırı olduğundan, Baro Disiplin Kurulunun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde ve Avukatlık Yasası’nın 136/1.maddesi göz önünde tutularak tayin edilen kınama cezasında hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddi ile, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun “kınama cezası verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy