Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 47) 
E. 2012/412
K. 2013/10
T. 01.11.2013 
Şikayetçi, işçilik alacaklarının tahsili amacıyla dava açmak üzere şikayetli avukata vekaletname verdiğini, davalı şirketin TMSF’ye devri sebebiyle işçilik alacaklarının alınabilmesi için TMSF’ye müracaat edilmesi gerekirken şikayetli avukatın müracaat etmediğini, davalı şirket vekillerinin araya girmesi ile vekalet ücretinin ödenmesi kaydıyla alacaklarının fabrikanın satılması halinde ödeneceği konusunda anlaştıklarını, vekalet ücretini ödemelerine rağmen şikayetli avukat ile görüşemediklerini, şikayetli avukatın aleyhlerinde vekalet ücreti alacağı iddiası ile icra takibi yaptığını, iddia etmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca şikayetli avukatın eyleminin disiplin suçunu oluşturduğu kabul edilerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında, şikayetçinin borçlu firma ile ibralaşıp bir kısım alacaklarını aldıklarını, ücret alacağı için yaptıkları anlaşmaya göre firmanın müvekkiline yapılacak ödemelerden anaparanın %12’si oranında ücret ödemesi yapması gerektiğini, ancak şikayetçinin vekalet ücretini ödemediğini, yapılan anlaşmaya aykırı davranılması sebebiyle ücret alacağı için icra takibi yaptığını, bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetli avukatın eyleminin Avukatlık Yasasının 34 ve 171. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47.maddesine aykırı olduğunu kabul ederek, disiplin sicili de göz önüne alınarak kınama cezası tayin etmiş, karara şikayetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikâyetçinin işçilik alacaklarının tahsili amacıyla şikayetli avukata vekaletname verdiği, tahsilatın % 12 sinin vekalet ücreti olarak ödeneceği konusun da şifahen anlaştıklarının şikayetli tarafından savunulduğu ancak aralarında yazılı bir avukatlık vekalet ücret sözleşmesinin bulunmadığı, bu arada davalı şirketin işçilik alacaklarını şikayetçinin daha önce ücretlerinin yatırıldığı banka hesabına yatırdığı, ancak şikayetli avukat ile anlaşma gereği vekalet ücretinin şikayetçi tarafından ödenmemiş olduğu, şikayetçinin tahsil ettiği işçilik alacakları ile ilgili olarak şikayetli avukata ücretini ödemek istediğini ancak ulaşamadığını ve kendisi ile irtibat kuramadığını bildirdiği, anlaşılmıştır.
Şikayetli avukatın, şikayetçi ile sözlü anlaşmaları gereği şikayetçiye ödenecek işçilik alacaklarının % 12’sinin vekalet ücreti olarak kendisine ödenmediği gerekçesiyle şikayetçi aleyhinde icra takibi başlattığı, gerek şikayetçi ve gerek şikayetli avukat tarafından bildirilmiştir. Her ne kadar dosya içinde bu konuda belge bulunmamakta ise de şikayetçi, aleyhinde … İcra Müdürlüğünce takip başlatıldığını ileri sürmüş, şikayetli avukat da şikayetçi aleyhinde vekalet ücretinin tahsili amacıyla icra takibi başlattığını bildirdiğinden, kovuşturma konusu dosya içinde icra dosyasının bulunmamış olması bir eksiklik olarak görülmemiştir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesinin gönderimi ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. Maddesi “ Ücret davası açacak avukat, önce Baro Yönetim Kuruluna bilgi verir. Bu konuda Baro Yönetim Kurulunun görüşünü bildirme yetkisi vardır.” hükmünü taşımaktadır.
Şikayetli avukat, müvekkili/şikayetçi aleyhinde icra takibi başlatmasına karşın, Barosuna müvekkili hakkında icra takibi yapacağını bildirmediğinden eylemi Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 47. Maddesine aykırı olmakla eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Avukatlık Yasasının 136/2 maddesine göre “ beş yıllık bir dönem içinde iki veya daha çok defa disiplin cezasını gerektiren davranışta bulunan avukata her yeni suçu için bir öncekinden daha ağır ceza uygulanır “ hükmüne göre, son eylem tarihinden önceki beş yıllık süreçte iki veya daha fazla disiplin suçu gerektirir davranışın varlığı, tekerrür esaslarının uygulanabilmesi için gereklidir.
Şikayetli avukatın sicil dosyası incelendiğinde, 08.05.2008 tarihinde kesinleşmiş bir uyarma, 01.07.2008 tarihinde kesinleşmiş bir diğer uyarma cezasının bulunduğu ve bu dosyadaki eylemi yönünden disiplin cezalarının tekerrür teşkil ettiği belirlenmiştir.
Bu nedenlerle, … Barosu Disiplin Kurulunun şikayetli avukatın eyleminin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde ve şikayetli avukatın disiplin sicilindeki disiplin cezalarını nazara alarak takdir ettiği kınama cezasında hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanma sına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazlarının reddi ile, Eskişehir Barosu Disiplin Kurulunun Şikayetli Avukat C.Ö. hakkında “Kınama cezası verilmesine” ilişkin 29.03.2012 tarih 2011/7 Esas, 2012/6 Karar sayılı kararının ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy