Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 53, 134, 166) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 43)
E. 2012/812
K. 2013/353
T. 18.05.2013
Şikâyetli avukat hakkında, şikâyetçinin vekili olarak … Aile Mahkemesinin 2007/234 Esas, 2007/813 Karar sayılı davasını takip ettiği, bu dava ile ilgili olarak 700,00.-TL. sı avukatlık ücretinin şikayetçinin babası tarafından ödendiği, davada kendisine ve çocuğuna bağlanan aylık 300,00.-TL. sı nafakayı uzun zaman elden veya başlattığı … İcra Müdürlüğünün 2007/1846 sayılı dosyasından tahsil ettiği, tahsil edilen miktarın 5.400,00.-TL. sı olduğu halde şikayetçiye ödeme yapılmadığı, bu ödemelerin varlığının … Aile Mahkemesinin 2008/169 esas sayılı davası nedeniyle öğrenildiği, şikayetçinin uzun süre sözlü taleplerine rağmen ödeme yapılmadığı, sonunda Posta havalesi ile şikayetçiye sadece 700,00.-TL. sı gönderildiği, tahsilatlar ile bilgi verilmediği ve nafaka alacaklarının şikayetli avukatın uhdesinde kaldığı, iddiası ile yapılan şikayet üzerine Baro Yönetim Kurulu tarafından verilen “disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına” dair kararın itiraz üzerine Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu tarafından kaldırılması sonucunda başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmalarında, şikâyetçinin amcası ve onun çocuklarının uzun zamandır vekilliğini yaptığını, hakkında boşanma davası açıldığında da bu kişilerin, yoksul olduğunu ve ücret ödeyemeyeceğini söylemeleri üzerine, ileride nafaka tahsilâtı yapıldığında ödenmek üzeri 2.000,00.-TL. sı ücret kararlaştırılarak davayı takip ettiğini, şikayetçinin babası tarafından başta 700,00.-TL. sı ücret ödendiği iddiasının gerçek dışı olduğu, yargılama sırasında da masrafların ödenememesi sebebiyle adli yardım talebinde bulunulduğu, bir kısım masrafların kendisi tarafından karşılandığı, dava bittikten sonra … İcra Müdürlüğünün 2008/1846 sayılı takip dosyasının masrafları kendisi tarafından karşılanarak başlatıldığı, şikayetçinin eşi tarafından … Aile Mahkemesin 2008/169 esas sayılı yeni bir boşanma davası açıldığında bu davanın da kendisi tarafından takip edilmesinin istendiğini, yeni dava içinde 2.500,00.-TL.sı avukatlık ücreti kararlaştırıldığını, davalarda tanık isimlerini bildiren delil listesinin verildiğini, bu isimlerin gökten inmediğini, şikayetçi tarafından kendisine bildirildiğini, bu durumun da bu sebeple defalarca görüştüklerini gösterdiğini, bu görüşmelerde kendisine bilgi ve hesap verildiğini, davacının şikayet tehdidi ile ödemesi gereken borçlarından kurtulmaya çalıştığını, Mart ayı içerisinde durumu Baro Başkanına sözlü olarak da bildirdiğini, hakkından fazla bir şey almadığını, bildirmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden şikâyetli avukatın … İcra Müdürlüğünün 2007/1846 sayılı dosyasındaki nafaka alacağına karşılık 06.12.2007 – 02.12.2008 arasında 12 defada toplam 3.600,00.-TL. sı, icra dosyasından da 30.05.2007 ile 31.10.2007 arasında 6 defada toplam 1.800,00.-TL. sı olmak üzere 5.400,00.-TL. sı tahsilat yaptığı, şikayetli avukatın savunmasına ekli olarak sunduğu 03.02.2009 tarihli 3850 no.lu makbuz ile … Aile Mahkemesinin 2006/234 esas sayılı dosyası için 2.000,00.-TL. lık, 3851 no.mu makbuz ile … Aile Mahkemesinin 2008/169 esas sayılı dosyası için 2.500,00.-TL. lık serbest meslek makbuzu düzenlediği, 04.02.2009 tarihli 3853 ve 16.03.2009 tarihli 3857 nolu makbuzlarla, karşı taraf adına, 16.03.2009 tarihli 3855 ve 3856 no.u makbuzlarla da şikâyetçi adına, icra avukatlık ücretinden bahisle serbest meslek makbuzları düzenlendiği, makbuzların hepsinde Aziz Tetik’ten yapılan tahsilâtlardan alınan tahsilâtlar ibaresinin bulunduğu görülmüştür.
Şikâyetli avukat tarafından yapılan tahsilâtlar 30.05.2007 den 03.12.2008 arasına ait olmasına rağmen, serbest meslek makbuzlarının tarihlerinin şikâyetçi ile şikâyetli avukat arasında bu konuda çıkan ihtilaf üzerine düzenlendiği, taraflar arasında Avukatlık Yasasının 164. maddesine göre yazılı bir ücret sözleşmesi bulunmadığı halde, asgari ücret tarifesinin üzerinde avukatlık ücreti makbuzları düzenlendiği, makbuzların şikâyetçi tarafından bilgi alınarak kabul edildiğine ilişkin bir kayıt bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Disiplin kovuşturmasında da, taraflar arasındaki alacak miktarı, tarafların alacaklı veya borçlu olup olmadıklarının hesaplanması değil, bu işlemler ile ilgili olarak şikâyetli avukatın uygulamalarının Avukatlık Yasası ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları karşısındaki değerlendirilmesi yapılacaktır.
Şikâyetli avukat, savunmasında belirttiği hususların şikâyetçi adına hareket edenlerle ve yargılama aşamasında da şikâyetçi müvekkili ile görüşülerek mutabık kalındığını ileri sürmektedir. Avukatlık Yasasının 53 maddesine göre “ Avukat, iş için yaptığı görüşmelerden gerekli saydıklarını bir tutanakla tespit eder. Tutanağın altı, görüşmede hazır bulunanlar tarafından imzalanır.” Şikâyetli avukatın, asgari üret tarifesinin üzerinde miktarlarla ilgili bir ücret karalaştırıldığına ilişkin savunması, ancak yazılı ücret sözleşmesi ile ispat edebilir. Yargılama aşamasında, ücret ve varsa masraf alacaklarının, tahsil edilecek nafakalardan mahsup edileceği konusunda ki müvekkilinin kabulünü de yine yazılı bir belge veya görüşme tutanağı ile ispat etmesi gerekirken, bu yönde yazılı belge dosyaya sunulmamıştır.
Müvekkilinin kabul ve muvafakati olmasa dahi şikâyetli avukatın Avukatlık Yasasının 166. maddesine göre hapis hakkının kullanılması da, bu konuda açık ve anlaşılır biçimde müvekkiline yazılı bilgi verilmesi ile mümkün olabilecek bir husustur.
Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yer alan 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve Avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler” hükmünü içermektedir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesine göre “ Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.” 4. Maddesine göre “ Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” 43. maddesine göre “ Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir. Müvekkille ilgili bir hesap varsa, uygun sürelerde durum yazı ile bildirilir”
Avukatlık Kanununun 136/ 1 maddesi “ Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında, davranışın ağırlığına göre, para veya işten çıkarma cezası ..... uygulanır.” hükmünü taşımaktadır.
Şikâyetli avukatın uzun süre şikâyetçinin vekili olarak nafaka alacaklarını tahsil ettiği halde bunlarla ilgili yazılı bir bilgi vermemiş bulunması, bu konuda ihtilaf çıkması üzerine, yazılı avukatlık ücret sözleşmesi de bulunmadığı halde, yine yazılı bir açıklama ve bilgi vermeksizin, tarifenin üzerinde miktarlarla ilgili makbuz düzenleyerek, bu miktarları da uhdesinde tutması, disiplin suçunu oluşturmaktadır. Şikâyetli avukatın eylemi, tahsil ettiği ve uhdesinde tuttuğu miktarlarda alacağı bulunsa bile, bilgi verme yükümlülüğünün yerine getirilmemesi ile ilgilidir.
Bu nedenle, Baro Disiplin Kurulunun şikâyetli avukatın eylemi ile ilgili hukuki değerlendirmesinde hukuksal isabetsizlik bulunmamıştır. Ancak, şikâyetli avukatın disiplin sicil özetindeki tekerrür oluşturabilecek disiplin cezasının değerlendirilmemiş olması ve şikâyetli avukatın eyleminin aynı zamanda Avukatlık Yasasının 6. kısmında yer alan 34. maddesine de aykırılık oluşturması karşısında uyarma cezası tayininde hukuki isabet bulunmamakta ise de aleyhte itiraz bulunmadığı için bu hususa sadece değinilmekle yetinilmiş ve Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “ uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy