Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 158) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4, 43)
E. 2008/357
K. 2008/487
T. 29.11.2008
Şikayetli avukat hakkında, tahsil ettiği kira alacağı ve dava hakkında bilgi vermediği, bilgisi dışında anlaşma yaptığı ve bu nedenle Avukatlık Yasasının 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 43. maddelerine aykırı davrandığı iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek uyarma cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat, Şişli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2004/19214 Esas sayılı dosyasından kira alacağının tahsili için kiracı ve kefili hakkında takip yaptığını, borçlu kiracıya tebligat yapılamadığını, kefilin itirazı üzerine takibin durduğunu, şikayetçinin ısrarı üzerine itirazın iptali davası açtığını ve davanın reddedildiğini, borçlu kiracının ölmesi üzerine kefilin icra inkar tazminatından vazgeçerek ana borcu ödemek istemesini bildirmesi üzerine şikayetçinin bilgisi dahilinde anlaşma protokolü düzenlediğini, şikayetçinin amacının fazla faiz istemine yönelik olup bu nedenle şikayet ettiğini, yapılan işlemlerden herhangi bir zararı olmadığını ve bu nedenle tayin ve takdir olunun cezayı hak etmediğini bildirmiş, suçsuz olduğunu savunmuştur.
Şikayetçi Kurulumuza yaptığı itirazda, kefil ve müteselsil borçlu aleyhine yapılan takipte, bilgisi dışında dava açılarak Şişli 3. İcra Hakimliği’nin 15.03.2005 gün ve 2005/120 Esas, 2005/ 282 Karar sayılı kararla aleyhine %40 icra inkar tazminatı hükmedilmesine ve kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi nedeniyle aleyhine durum yaratıldığını, anlaşmadan haberi olmadığı gibi onayda vermediğini, yapılan tahsilat tutarı hakkında bilgi ve hesap verilmediği gibi yapılan ödemenin de 2005 yılında yapıldığını bildirmiş, tayin ve takdir olunan cezanın az olduğunu bildirmiştir.
Şikayetli de Kurulumuza yaptığı itirazda, Şikayetçinin bilgisi ve arzusu ile protokol düzenlendiğini, daha sonra şikayetçinin faiz talepleri ile ilgili olarak yeniden dava açmasını istediğin, karşı taraftan tahsil edilen parayı kabul etmemesi sebebiyle, paradan vekalet ücreti kesildikten sonra bakiyesinin şikayetçi adına bankaya yatırıldığını, tüm süreçten şikayetçinin haberdar olduğunu, ödeme emrinde adının bulunması dışında tüm işlemlerin aynı ofiste birlikte çalıştıkları Av. G. Ç. tarafından yürütülmüş olduğunu, Avukatlık Yasası ile Meslek Kurallarına aykırı bir davranışının olmaması sebebiyle disiplin cezasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetli hakkında disiplin kovuşturmasının Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesine aykırılıktan dolayı açılmış olması sebebiyle şikayetlinin eylemini Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43. maddesine aykırı bularak uyarma cezası tayin etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından, dava safahatı, yapılan tahsilat hakkında bilgi ve hesap verildiği ve anlaşma yapması hususunda talimat verildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.
Avukatlık Yasasının 34.maddesindeki “ Avukatlar, avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesindeki “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür. 4. maddesindeki “Avukat, mesleğinin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 43.maddesindeki “Müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir. Müvekkili ile ilgili bir hesap varsa, uygun sürelerle durum yazıyla bildirilir.”
Hükümleri karşısında eylemin disiplin suçu oluşturduğuna ilişkin Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme yerinde ise de; Eylemin Avukatlık Yasasının 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 43. maddelerine aykırı olması karşısında eylemle tayin ve takdir olunan uyarma cezası arasında adaletli bir denge sağlanamadığı anlaşılmış, Avukatlık Yasasının 158. maddesindeki ilkeler de göz önünde bulundurularak uyarma cezasının kınama cezasına çevrilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetçi A. K. Y’nin itirazının kabulüne, Şikayetli Avukat M. R. K’nin itirazının reddine, İstanbul Barosu Disiplin Kurulu’nun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının kınama cezasına çevrilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANAMASINA, Şikayetli Avukat M. R. K’nin KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy