Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 27)
E. 2011/82
K. 2011/271
T. 16.04.2011
Şikâyetçi Avukat vekili şikâyet dilekçesinde özetle, müvekkiline karşı Muğla 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/223 Esas sayılı davasının 21.10.2008 tarihli duruşması sırasında meydana gelen kişilik haklarına haksız saldırı nedeniyle Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/464 Esas sayılı dosyası ile manevi tazminat talebinde bulunduklarını, şikâyetli avukatın davaya davalı vekili olarak katıldığını; ancak Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2.maddesi uyarınca Baroya herhangi bir bildirimde bulunmadığını belirtmiş, şikâyetli avukat hakkında gereğinin yapılmasını talep etmiştir.
Şikâyetli avukat savunma dilekçelerinde özetle, müvekkilinin K. Konut Yapı Kooperatifinin hissedarlarından olduğunu ve bir dönem deneticilik yaptığını, kooperatif yönetim kurulu üyeleri hakkında Muğla 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/223 Esas ve Bodrum 1.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2007/60 Esas sayılı dosyaları ile açılan davalarda şikâyetçinin vekillik görevi üstlendiğini, Muğla 2.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2007/223 Esas sayılı dosyasının duruşması esnasında müvekkili Y.M. tarafından sarf edilen sözlerin tutanağa geçirildiğini ve bu sözler nedeniyle müvekkiline karşı Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/464 Esas sayılı dosyası ile tazminat davası açıldığını, davacının avukat olduğunun yazılmadığını, kendisinin şikâyetçiye karşı şahsen herhangi bir işlem yapmadığını, şikâyetçinin daha önceki davalarda kendisinin Y.M.’nin vekilliğini üstlendiğini bildiğini, rövanş niteliğinde açılan tazminat davasında da vekillik yapacağını bildirmesinin ayrıca gerekli olmadığını, avukatların doğrudan avukatlara karşı açtığı davalarda Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2.maddesinin uygulanması gerektiğini ve fakat somut olayda olduğu gibi avukatlar arasında doğrudan uyuşmazlık olmayan hallerde, avukatların çalışma tempolarının yoğunluğu dikkate alınarak Baro’ya bildirimde bulunmalarını beklemenin uygun olmayacağını belirtmiş, hakkında yapılan şikâyetin reddini talep etmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, yapılan disiplin kovuşturması sonucunda 04.11.2010 tarih, 2010/190 Esas ve 2010/234 Karar sayılı karar ile şikâyetli avukatın “Uyarma cezası ile cezalandırılmasına” karar vermiş, karara şikayetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, disiplin kovuşturmasına konu davanın manevi tazminat talebine ilişkin olduğu Ankara 20.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/464 Esas sayılı dosyası ile 28.11.2008 tarihinde davacı M.K. vekili Avukat F.Y. tarafından davalı Y.M. aleyhine açıldığı, işbu davada şikayetli avukatın davalının vekilliğini üstlendiği ve dosyada bulunan 16.12.2010 tarih, 2010/1021 Esas, 2010/13155 karar sayılı Yargıtay ilamında da bunun açıkça görüldüğü, Ankara Barosu’nun 04.11.2010 tarihli yazısı ile şikayetli avukatın takip ettiği dava nedeniyle herhangi bir bildirimde bulunmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Ankara 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2008/464 Esas sayılı dosyaları ile açılan davada davacı olarak şikayetçi avukatın, davalı vekili olarak şikayetli avukatın yer aldığı; ancak şikayetli avukatın Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2.maddesi gereği Baro’ya bildirimde bulunulduğuna dair herhangi bir belgenin bulunmadığı görülmüştür.
Avukatlık Yasası madde 134, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlara, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Avukat, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27/2.maddesi uyarınca “bir başka avukata karşı asil ya da vekil sıfatı ile takip edeceği davayı kendi barosuna yazı ile bildirmek” yükümlülüğündedir.
Bildirim kuralları, avukatlık mesleğinin saygınlığını, güvenirliğini korumak, bir avukatın ister davacı, ister davalı, ister şüpheli, ister müdahil olarak bir başka avukatla yargı karşısında çatışmasını önlemek ve bu amaçla gerektiğinde Baronun katılımı ile ihtilafın barışçı yollardan çözümüne olanak sağlamak amacı ile getirilmiş bir düzenlemedir.
Madde düzenlemesi, sadece dava açılmasını değil, açılmış bir davaya veya icra takibine asil veya vekil sıfatıyla katılmayı da kapsamaktadır. Zira, dava açmak ve icra takibi başlatmak kadar açılmış bir davaya veya başlatılan bir icra takibine katılmak da davanın takibi kapsamındadır. Ayrıca, “takip edeceği” ifadesi, bilginin Baroya işlemden önce verilmesini gerekli kılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetli avukatın Baro’ya bildirimde bulunmadığı ve bu suretle Meslek Kuralları’nın 27/2.maddesini ihlal ettiği anlaşılmıştır.
Belirtilen nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunca şikayetli avukatın eyleminin Avukatlık Yasası madde 134 ve Meslek Kuralları madde 27/2’ye aykırı olması gerekçesiyle disiplin suçu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddine, Baro Disiplin Kurulunun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin kararının ONANMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy