Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 136) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2014/280
K. 2014/479
T. 02.08.2014
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 05.08.2013 gün ve 68215580-101-05-35-6463-2013/26806 sayılı “Oluru” ile ”Alacaklı müşteki vekili sıfatıyla şikâyetçiden aldığı bir kısım senetlerin borçluları olan kişileri arayıp, ihtarname göndermek suretiyle toplam 6.000,00 Türk lirası haricen tahsilat yaptığı hâlde müştekiye vermeyip uhdesinde tuttuğu” iddiası il açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat E. B.'nin 06.09.2013 tarihli yazılı savunmasında, kendisinden habersiz vekâlet çıkarıldığını, bu durumu öğrendiğinde elinde bulunan belgeleri müştekiye teslim ettiğini, senet borçluları olup … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/388 Esasına kayden görülen kamu davasında tanık olarak dinlenen kişilerle yüzleştirildiğini ve hiçbirinin kendisini teşhis edemediğini, bu olayın sorumlusunun E. K. olduğunu ve bu kişiyle ilişkisinin olmadığını bildirdiği, savunmasının … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/388 Esas sayılı kamu davasının 04.06.2013 tarihli duruşma zabıtları ile doğrulandığını, suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 26.11.2013 gün ve 68215580-101-05-35-6463-2013/38761 sayılı “Oluru” ile “Şikâyetçi V. D.'den senetler alıp, borçlular ile irtibata geçtikten sonra tahsilat yaptığına ve müştekiye vermediğine dair savunmasının aksine kovuşturma izni verilmesini gerektirir nitelikte ve ağırlıkta delil bulunmadığı ve bu sebeple eylemin muahezeyi gerektirmediği düşüncesi ile” kovuşturma izni verilmediği,
Şikâyetçinin Şikâyetli avukat adına … 5. Noterliği’nin 03.03.2011 gün ve 3235 Yevmiye No.lu vekâletname ile Şikâyetliyi vekil ettiği,
13.07.2011 tarihli “İbranamedir” başlıklı yazı ile “Müşteki V. D. tarafından tahsil amaçlı olarak E. K.’e verilen senetlerin tamamı müvekkil V. D.’e tam ve eksisiz olarak teslim edilmiş olup tarafların birbirlerinden hiçbir hak ve alacakları kalmamıştır.Taraflar senetlerin tesliminden sonra birbirlerini gayri kabil olmak üzere tüm sonuçları ile kesinkes ibra ederler” sözlerin yazılı olduğu, Şikâyetçi V. D.’in imzasının olmadığı, ancak … 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/388 Esasında görülmekte olan davada ibranameyi kendisin de imzaladığını kabul ettiği,
Şikâyetli avukatın alacaklı V. D. vekili Avukat E. B. başlıklı yazı örneğinde “Yasal işlem öncesi son ihtar” yazılı yazıda borçlu ismi olmadığı, Şikâyetli avukatın kaşesi ve imzası olduğu, ancak … Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/388 Esasında görülmekte olan davada tanık sıfatı ile verdiği beyanında “kaşenin kendisine ait olduğunu kabul, imzayı inkâr ettiği”
… 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2013/388 Esasında görülmekte olan ve E. K.’in “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” iddiası ile yapılan yargılamada Mahkeme’nin 12.11.2013 gün ve 2013/795 Karar sayılı kararla beraat ine karar verdiği, kararda kesinleşme şerhi olmadığı,
Şikâyetli Avukata ait şahsi sicil özetinde kesinleşmiş iki adet uyarma cezası olduğu,
Şikâyetli Avukatın söz konusu karara karşı 21.04.2014 gün ve 290-11702 evrak kayıtlı dilekçe ile itiraz ettiği ve itirazında “Hakkımda verilen uyarma cezası hak ve adaletle bağdaşmamıştır. Zira şikâyetçi ile takipçilik yapan E. K. arasındaki ilişki bilgimiz dışındadır. G. E. K., … Sokak No:3 … ağa İş hanı K:7/707 numaralı büroda meslektaşlara ait icra takipçiliği yapmaktadır. Geçimini bu şekilde sağlamaktadır. Meslektaşların, haciz mahallinde, meslek kuralları içerisinde ve kalifiye bir kişiden yararlanmasının meslek kuralları ile bağdaşmadığı doğru değildir. Bu yönde bir uygulama olduğu, disiplin kurulu tarafından göz ardı edilmiştir. Şu an bile emekli icra memurlarının meslektaşlara ait hacizlere çıktıklarını, ek kazanç sağladıkları bilinen bir gerçektir. … Barosuna kayıtlı her meslektaş ile ilgili en az bir şikâyet söz konusudur. Şikâyetlerin de haklı ve hukuki zemine oturması gerekmektedir. Şikâyetçi öncelikle, şikâyet hakkını kötüye kullanmıştır. Kendisine tam ve eksiksiz olarak iade edilen ve karşılığında alınan ibranamedeki imzasını saklamıştır. G. E. K. ile ilgili çirkin iddialarda bulunmuştur. Bilgisi dışında para alındığını iddia etmiştir. Yapılan yargılamada, dinlenen tanıklardan, bizi tanıyan olmadığı gibi, ödemelerin çoğunluğunu da şikâyetçi tarafından tahsil edildiği görülmüştür. Sonuç olarak G. E. K. beraat etmiştir. Hakkımızda yapılan şikâyet de asılsız olup, iftiradan ötesine geçememiştir. Hakkımızda verilen uyarma cezası, haksız bir şikâyetin ödüllendirilmesidir. Buna rıza göstermemiz mümkün değildir. Dosyanın bir kez de Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu tarafından incelenmek üzere, itiraz ediyoruz.” sözlerinin yazılı olduğu görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Şikâyetli avukatın aynı iş hanında kendi nam ve hesabına icra takipçiliği adı altında büro açarak Avukatlara ait yetkiyi yasa dışı olarak kullanan E. K.’e şahsi işlerini de verdiği kabulü, imzasını inkâr etse de kendisine kaşe ve başlıklı dilekçe ile yazılan uyarı mektubu örneğinin varlığı dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
Avukatlar öncelikle kendilerinin hak ve menfaatine, diğer bir anlatımla ekmeğine el koyanlarla sıfatı ne olursa olsun savaşmalı, bunlar tarafından kullanılmasına asla göz yummamalıdır.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34. maddesine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de Avukatlık Yasası 136/1. maddesine aykırı olarak uyarma cezası tayini yerinde görülmemiş ise de aleyhe itiraz olmadığından itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak; “1- Şikâyetli avukat E. B.’nin itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına” ilişkin 28.02.2014 gün ve 2013/42 Esas, 2014/50 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığında ONANMASINA,
2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy