Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 2, 5, 27)
E. 2014/322
K. 2014/573 
T. 13.09.2014
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetli avukatın, … 13. Aile Mahkemesi’nin 2012/399 Esas sayılı boşanma davasında şikâyetçinin eşinin vekilliğini üstlendiği, dava sırasında şikâyetçi avukatın, insanlık onuru, haysiyeti, namus ve şerefine karşı avukatlık meslek ilkelerine aykırı şekilde çirkin tahkir edici ifadelerde bulunduğu, Mahkemeye sunduğu 06.09.2012 tarihli cevaba cevap dilekçesinde şikâyetçi ile ilgili olarak, “Madde bağımlısı anne babanın evlilik dışı çocuğudur.", “Madde bağımlısı birinin evlilik dışı ürünüdür." - “...annesi de madde bağımlısı bir hayat sürmüş, bu nedenle bacağının biri diz üstünden kesilmiştir.” , “...asıl kendisinin ruhsal sıkıntıları vardır. Kendisi anti depresan ilaçları kullanmaktadır. Öyle ki davalının kendi kendini tokatlaması, saçını başını yolması olağan hareketleridir...” , “...kendisi tabiri caizse yavuz hırsız rolünü oynamıştır." türü ifadeler kullanarak Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 5, 27/1. maddelere aykırı davrandığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat, savunmalarında özetle; 13. Aile Mahkemesinde görülen davada, şikâyetçinin davalı eşi müvekkilinin davacı olduğunu, cevaba cevap dilekçesinde ileri sürdüğü hususların Savcılık soruşturmasında da şikâyet konusu edildiğini, bu nedenle aleniyet kazandığını, Baronun bu tür şikâyetlerin görüldüğü yerlerden olmadığını, Baronun bu soruşturmada yetkili ve görevli olmadığını, adli yargının görevli olduğunu, yakınanın davacısı olduğu davanın avukatı olmayıp davalısı olduğunu, Baroya avukat sıfatıyla dilekçe verip şikâyette bulunmasının doğru olmadığını, yakınanın, dava ve cevaba cevap dilekçelerinde ileri sürdükleri eşini dövdüğü vb. İddiaların birçoğuna sessiz kaldığı, eşinin kendisine gönderdiği mesajlarda yazdığı isnatlara sessiz kalıp, eşiyle mahkemede sulh olduğunu,
Müvekkilinin el yazısıyla kendisine bildirilen hususları cevap olarak bildirdiğini, kullanılan ibarelerin müvekkil ve çocuklarının içine düşecekleri durumu açıklama amaçlı olduğunu, yakınan hakkında “hayatı cemaat yurtlarında aileden kopuk geçen bir gencin okuyup avukat olmasını takdir ettiğini” de söylediğini, yazılanların onu küçük düşürmek için değil, ruh halini açıklamak için yazıldığını, ayrıca doğru olduğunu, yakınanın aynı iddiaları ileri süren eşiyle barıştığını, ancak vekil olarak şahsını şikâyet ettiğini savunmuştur.
Şikâyetli avukat Disiplin Kurulunda yapılan 28.02.2014 tarihli duruşmadaki savunmasında ise, “Yakınmayı kabul etmiyorum. Ben daha önce yazılı savunmalarımı sunmuştum. Aynen tekrar ediyorum. Ayrıca, ben yakınan meslektaşımı daha önceden tanımam. Eşi ile ilgili takip ettiğim boşanma davası sebebiyle tanıdım.  Yaptığımız savunma mesleğin gerektirdiği zorunluluklardan ve taraflar arasındaki geçimsizlik konusunda, müvekkilimizin tarafımıza ilettiği bilgilerden kaynaklanmıştır. Avukatlık Yasası ve Meslek Kurallarına uygun olup, mesleğin gerektirdiği savunma hakkı çerçevesinde kullanılmıştır.” ifadelerini kullanmış, suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından; … 13. Aile Mahkemesi’nin 2012/299 Esas sayılı dosyasında davacının B. Ö. T., davacı vekilinin şikâyetli Av. A. T., şikâyetçi Avukat Ü. T.’ın da davalı olduğu,
Şikâyetlinin mahkemeye sunduğu 06.09.2012 tarihli dilekçede, şikâyete konu yukarıda yazılı ifadelerin kullanıldığı,
Şikâyetli avukatın 28.04.2014 kayıt tarihli itirazında özetle; Önceki savunmalarını tekrarla Şikâyetçi avukat hakkında daha ağır sözler yazmasına karşın o sözler hakkında şikâyetçi olmadığını, kullandığı sözlerin yargılamanın hukuksal yönüyle ilgili maddi gerçeklere dayalı olduğunu, … Barosunca kendisi aleyhinde 2013/177 sayılı dosyada başlatılan “avukat hakkında takip edilecek davanın Baroya bildirilmemesi” iddiası ile yapılan soruşturma ve kovuşturma sonucunda “disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına” karar verildiğini, şimdi ise aynı nedenlerle aleyhinde Kınama Cezası verildiğini belirtip usul ve yasaya aykırı kararın bozulması gerektiğini itirazen bildirdiği görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve T.B.B.’nce belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”
Avukatlık Yasasının 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gerekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
T.B.B. Meslek Kuralları 5. maddesi, “ Avukat yazarken de, konuşurken de düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır. Mesleki çalışmasında avukat hukukla ve yasalarla ilgisiz açıklamalardan kaçınmalıdır.”
T.B.B. Meslek Kuralları 27/ 1. maddesi, “ Hiçbir avukat herhangi bir meslektaşı, özellikle hasım vekili meslektaşı hakkında küçük düşürücü nitelikteki kişisel görüşlerini ve düşüncelerini açıkça belirtemez.”  hükümlerini amirdir.
Avukatların dilekçesinde veya duruşmada kullandığı söz ve ifadelerin yargılamanın hukuksal yönü ile ilgili olarak; “ hakkın ortaya çıkarılmasına yararlı, etkili ve hatta zaruri açıklama”, “ objektiflik, gerçek ve somut olaylara dayanma” , “ uyuşmazlıkla bağlantılılık” ve “ hukuki açıklama” esaslarına uygun olması gerekir.
Dosya kapsamında şikâyetli avukatın dilekçesinde kullandığı ifadelerin iddia ve savunma ile ilgisiz konulara temas ettiği, hukukçu sorumluluğu ile bağdaşmadığı, yakışıksız nitelemeler ve küçük düşürücü ifadeleri kapsadığı açıktır. Şikâyetçiye “madde bağımlısı anne babanın evlilik dışı çocuğu”,”madde bağımlısı birinin evlilik dışı ürünü”,“ annesi de madde bağımlısı bir hayat sürmüş…”, ifadelerinin, hakkın ortaya çıkarılmasına, dava ile bağlantı, hukuki açıklama, ilkeleri ile kesinlikle bağdaşmadığı açıktır. Bu ifadelerin müvekkilinin kendisine ilettiği bilgilerden kaynaklandığı savunmasının da T.B.B. Meslek Kuralları 2. maddesi gereğince hukuki bir dayanağı yoktur.
T.B.B. Meslek Kuralları 2. maddesi, “ Mesleki çalışmalarında avukat bağımsızlığını korur. Bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır.”
Baro Disiplin Kurulu şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve T.B.B. Meslek Kurallarının 5. ve 27. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirmesi yerinde bulunduğundan, itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Av. A. T.’nin itirazının reddi ile;
1-… Barosu Disiplin Kurulunun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 28.02.2014 gün 2013/ 251 Esas, 2014/ 49 Karar sayılı kararının onanmasına, 
2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy