Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 38, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 36)
E: 2002/202
K: 2002/336
T: 15.11.2002
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikayetli Avukat hakkında müvekkili şirket hakkında yapılan ilamsız icra takibi aleyhine yasal yollara başvurmadığı, şirket yetkililerini bilgilendirmediği, aynı zamanda takip alacaklısının da vekili olan şikâyetlinin, bu suretle Avukatlık görevini özen ve itina içinde yerine getirmediği sebebiyle açılan disiplin kovuşturması sonucu "Kınama" cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
Şikayetli 28.03.1996 tarihli vekaletname ile şikayetçi şirket vekili olduğunu, aynı zamanda şirket merkezini büro olarak kullandığım, şirket yetkilisinin tavsiyesi üzerine takip alacaklısına da 4.11.1998 tarihli vekaletname ile vekil olduğunu, mahcuz malların şirket vekili sıfatıyla yediemin olarak kendisine teslim edildiğini, muhafaza yaptırmadığını, Şirketten ayrıldıktan, sonra anlaşmayla borcun ödendiğini, Şirket aleyhine takip yapan kişinin başka bir Avukat olduğunu, dolayısıyla aynı işte menfaati zıt olan kişilere vekillik yapmadığını, suçsuz olduğunu savunmuştur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden şirket aleyhine ilamsız icra takibi yürütüldüğü, aynı zamanda şirket sekreteri de olan S.K.'a tebligatın yapıldığı, yasal yollara müracaat edilmeksizin takibin kesinleştiği, 27.04.1999 günlü haciz ile şikâyetlinin de kullandığı telefonlar dahil menkul haczi yapıldığı ve yediemin olarak borçlu vekili şikayetliye teslim edildiği, şikâyetlinin hacizden kısa bir süre sonra şirket merkezinden ayrıldığı, her iki tarafında vekilliğini üstlenmiş olduğu tartışmasızdır.
Meslek Kurallarının 36. maddesinde; Bir anlaşmazlıkta, taraflardan birine hukuki yardımda bulunan Avukatın, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamayacağını, hiçbir hukuki yardımda bulunamayacağı ifade edilmektedir. Avukatlık mesleğinin ruhu ve etik değerleri ve geleceği nazara alındığında, maddelerin geniş olarak yorumlanması zorunluluğu ortaya çıkmaktadır.
Kovuşturma konusu olayda, şikayetli uzun bir süre büro olarak da kullandığı müvekkili şirket aleyhine yapılan ilamsız icra takibi ile ilgili olarak şirket yetkililerini ikaz etmemiş, yasal yollara başvurmamış, haciz esnasında mahcuz malları yediemin olarak kabul etmiştir. Takip alacaklısı da müvekkilidir. Av. Yasasının 34. Av. Meslek Kurallarının 3. maddesi, Avukatın mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güveni sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütmek, özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmekle yükümlü kılmıştır.
Şikayetlinin şirket yetkililerinin tavsiyesi ile bir başkasının vekaletnamesini alması doğaldır. Ancak bu tavsiyenin şirket aleyhine sonuçlar doğurması da kabul edilemez bir davranış oluşturmaktadır.
Bu nedenlerle, Avukatlık Yasasının 34, 38, 134, Av. Meslek Kurallarının 3,4, 36 maddelerine aykırı eylem dolayısıyla Baro Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirme isabetli bulunmuş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, itirazın reddiyle Ankara Barosu Disiplin Kurulu'nun "Kınama" cezası verilmesine ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy