Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 5, 27)
E. 2005/287
K. 2005/375
T. 12.11.2005 
Şikayetli avukatın, taraflar arasında yargılaması yapılmakta olan davaya sunduğu dilekçesinde; “Bankamız aleyhine basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek tamamen kasıtlı ve kötü niyetli hareket ile yasal olmayan bir şekilde (...) gibi beyanlarda bulunan davacıyı kınıyor, gerekli yasal düzenlemeleri incelemeksizin açtığı bu davada savunma hudutlarını da aştığını hatırlatma gereği duyuyoruz.“ şeklinde ifadeleri sebebiyle TBB Meslek Kuralları’nın 5 ve 27. maddelerine aykırı davranıldığı iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca şikayetli avukat hakkında “disiplin cezası verilmesine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında, dilekçesindeki bu sözlerin müvekkili bankaya yöneltilen “kasıtlı ve kötü niyetli ve mudisini koruma” isnatlarının reddi anlamında ve davanın yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu belirtmek için kullanılan ifadeler olduğunu, kişilere yönelik bulunmadığını, hakaret, aşağılama, bilgisizlikle suçlama kastı olmadığını savunmuştur.
Şikayetli avukatın, şikayetçilerin banka aleyhinde açtıkları tazminat davasına karşı mahkemeye sunduğu 10.06.2003 tarihli dilekçesindeki “Açıklamalar” başlıklı bölümün 5. bendinde; “tüm bu işlemleri bankacılık usul ve esaslarına TTK hükümlerine uygun bir şekilde yapan bankamız aleyhine basiretli bir tacir gibi hareket etmeyerek tamamen kasıtlı ve kötü niyetli hareket ile yasal olmayan bir şekilde (...) gibi beyanlarda bulunan davacıyı kınıyor, gerekli yasal düzenlemeleri incelemeksizin açtığı bu davada savunma hudutlarını da aştığını hatırlatma gereğini duyuyoruz.” şeklindeki sözleri sebebiyle disiplin kovuşturması başlatılmıştır.
Bir metin içinde yer alan sözcükleri, o metnin bütünündeki anlamdan soyutlayarak değerlendirmemek gerekir. Metnin genel anlamından bu sözlerin savunma için mi, yoksa hasım vekilini hedef alarak onu küçültmek için mi kullanıldığı araştırılmalıdır. Şikayet konusu olayda şikayetçiler 23.05.2002 kayıt tarihli dava dilekçelerinde davalı bankanın yaptığı işlemin yalnız hatalı olduğunu belirtmemişler, aynı zamanda bankanın kasıtlı ve kötü niyetli davrandığını, kendi mudisini koruma amaçlı işlem yaptığı isnadında bulunmuşlardır. Şikayetli de cevap dilekçesinde şikayetçileri, bu beyanlarından dolayı davacıyı kınadığını bildirmiştir. Öte yandan sözcüklerin yer aldığı dilekçenin incelenmesinde, kullanılan sözlerin kişiye yönelik olmadığı, tam tersine bankanın tüzel kişiliğine yönelik isnatların reddi niteliğinde ve savunma amaçlı olarak kullanıldığı görülmektedir. Şikayetli avukat tarafından; “(...) gerekli yasal düzenlemeler incelenmeden davanın açıldığı (...)” şeklindeki sözleri de metnin içindeki yerinde değerlendirildiğinde, davanın hukuki dayanağının bulunmadığının ifadesi için savunma sınırları içerisinde kullanıldığı, avukatı küçültmek, bilgisizlikle suçlamak için kullanılmadığı anlaşılmaktadır.
Bu nedenlerle İzmir Barosu Disiplin Kurulu’nun değerlendirilmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, itirazların reddi ile, İzmir Barosu Disiplin Kurulu’nun şikayetli hakkında “disiplin cezası tayinine yer olmadığına” ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy