(1136 S. K. m. 158) (5237 S. K. m. 43, 106) 
E. 2013/128
K. 2014/36
T. 24.01.2014 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetli avukat hakkında … İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliğinde ifadesi alınacak şüpheli M.Ç.’a Barodan müdafi istenmiş ve … Barosunca Avukat T.A.’un müdafi tayin edilmesine rağmen Asayiş Müdürlüğüne gelip, görevi olmadığı halde sorguya katılıp, adı geçen şüphelinin birlikte yakalandığı Ü.D.’in yanında çalışan işçisi olduğu şeklindeki beyanına müdahale ederek; orada bulunan polis memuru müştekilere “bu cümleyi yazmayın” dediği ve şüpheliye yönelerek “bu şekilde söyleme Ü.D. yardımcım olur de yoksa SSK ve diğer konularda senin için iyi olmaz” şekilde sözler söylediği ve müşteki polisler tarafından “müdafi varken müdahale etmeniz doğru değil” diye uyarılınca da sesini yükselterek “şüphelinin özel avukatı olduğunu, kendisini odadan çıkartamayacaklarını, babasının Ağır Ceza Mahkemesi reisi olduğunu, bu konuda tutanak tutup müştekileri sürdüreceğini söyleyip masaya vurduğu, iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında özetle; Olay yerinde polis memurlarının hukuka aykırı şekilde ifade almasına dayanamayarak müdahalede bulunduğunu asla hakaret ve tehdit etmediğini suçsuz olduğunu beyan etmiştir.
İncelenen dosya kapsamından eylem nedeniyle … 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/16 Esasında “avukatlık görevini kötüye kullanmak ve basit tehdit” suçundan açılan kamu davasında Mahkeme’nin 13.12.2011 gün ve 2011/139 Karar sayılı kararla “Avukatlık görevini kötüye kullanmak” suçunun unsurları oluşmadığından beraatına, “basit tehdit” suçunu işlediği gerekçesi ile TCK 106/1 (2.Cümle), 43/2 maddeler gereği neticeten 740,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği ve kararın 21.12.2011 tarihinde kesinleştiği,
Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının kesinleşmesine müteakip … Barosu Disiplin Kurulu’nca 24.09.2012 gün ve 2011/D.235 Esas, 2012/513 Karar sayılı karar ile şikâyetli avukata TBB Meslek Kurallarının 4 ve 5. maddesine aykırılık oluşturan bu eylem nedeniyle Avukatlık Yasasının 134. maddesi delaletiyle 135/1 maddesi gereğince uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,
Şikâyetli avukatın tekerrüre esas cezasının olmadığı,
Şikâyetli avukatın karara itiraz etmediği,
… Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “1136 sayılı Avukatlık Kanununun 136/1 maddesi gereğince aynı kanunun hak ve ödevleriyle ilgili 6. kısmında yazılı esaslara ve meslek kurallarına uymayanlara ilk defasında en az kınama cezası verileceği hususundaki emredici hükmü karşısında, Avukat İ.B.’in Avukatlık yasasının 34. ve 134. maddelerini ihlal ettiği Disiplin Kurulunca kabul edilmesine rağmen en az kınama cezası yerine "Uyarma" cezası ile cezalandırılması usul ve yasaya aykırı olduğundan; Bir kere de kurulunuz tarafından incelenerek anılan kararın itirazen kaldırılmasına karar verilmesi kamu adına istenir” gerekçesi ile karara itiraz ettiği, görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı “Avukatlık Yasası’nın 136/l. maddesine göre, yasanın 6. kısmında yazılı esaslara uymayanlara ilk defasında en az kınama cezası verilmesi gerektiği halde uyarma cezası verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı görüldüğünü” bildirerek karara itiraz etmiştir.
Yasanın 136/1 maddesinde “en az kınama cezası” verileceği belirtilmiş ise de, disiplin cezalarını açıklayan 135. maddesinin (1) No.lu bendinde “uyarma” cezasına da disiplin cezalarının en hafifi olarak yer verilmiştir.
Yasa koyucunun yaptığı düzenlemede en az kınama cezası verilmesini prensip olarak gösterdiği ancak, cezaya neden olan eylemin oluştuğu koşullar ve hafifletici nedenler de göz önünde bulundurularak Baro Disiplin Kurullarının ve Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun, Avukatlık Yasası’nda bir disiplin suçu olarak gösterilen “uyarma “cezası da verebileceği ve bu hususun –ilgili Kurulun– takdirine bırakıldığı kabul edilmelidir. Aksi düşünce, yasanın 135/l. maddesini yok hükmünde saymak anlamına gelebilir.
Kaldı ki, Avukatlık Yasası’nın delilerin serbestçe takdirini ve ceza vermenin amacını belirleyen 158. maddesinin içeriği de, disiplin kurullarının takdir haklarının yasal temelini oluşturmakta ve yukarıda belirtilen anlayışı doğrulamaktadır.
Bu durum karşısında, Barosu Disiplin Kurulu’nca gerekli inceleme yapılarak şikâyetlinin eylemine uygun bir disiplin cezası tayin edilmiş bulunduğundan, takdir hakkı kullanılarak yapılan değerlendirmede hukuki isabetsizlik görülmemiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı ve Şikâyetli avukat İ.B.’in itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 24.09.2012 gün ve 2012/D.235 Esas, 2012/513 Karar sayılı kararının “ONANMASINA”, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy