Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34) 
E: 2000/156
K: 2000/197
T: 16.12.2000
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetli Avukatın, Şikayetçi aleyhinde yaptığı icra takipleri ve açtığı davada şikayetçinin: adresini yanlış gösterdiği, takip ve davalardan habersiz olan şikayetçinin bu sebeple takibin kesinleşmesi neticesinde, evinde haciz uygulandığı, icra takibindeki ödeme emri ve takip talebindeki yanlış adresin şikayetli tarafından kalemle düzeltildiği iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda şikayetli avukat hakkında "Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına" karar verilmiştir.
Şikayetli Avukat tarafından, Kadıköy 5. İcra Müdürlüğünün 1994/8387 sayılı dosyası ile şikayetçi aleyhinde icra takibi başlatıldığı, ödeme emri ve takip talebi üzerinde oynama yapılarak, Doktorlar Apartmanı No:9 Daire: 18(18 kalemle düzeltilerek 9 yapılmıştır.) adresine tebligat çıkarıldığı, tebligatın muhtarlığa bırakılması sonucunda, şikayetçinin takipten haberi olmadan, evinde haciz uygulandığı sabittir.
Şikayetli avukatın, şikayetçi aleyhinde Kadıköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1994/755 Esas sayısı ile açtığı davada, şikayetçinin adresi yine Doktorlar Apt. No:9 Daire: 18 olarak gösterilmiş ve şikayetçinin haberi olmaksızın tebligat 17 No'lu dairede oturan o dönemin yöneticisinin eşine yapılmıştır.
Şikayetçi T. S.'un ikametgah adresi Ankara'dır. Kaldı ki, İstanbul'da Doktorlar Sitesindeki Daire Numarası ise 6'dır. Şikayetli avukat da aynı apartmanda oturduğu ve apartman yöneticisinin vekili de olması sebebiyle şikayetçinin daire numarasını bilmektedir.
Zaten, Şikayetli avukatın şikayete konu iki tebligatı kendi adresine çıkarmış olduğu taraflara arasında tartışmasızdır.
Şikayetli avukat, usulsüz tebligat yapmış olmasında kasıt unsuru bulunmadığım, iş yoğunluğu nedeniyle yardımcıları tarafından hazırlanan işlemlerde, yanlışlığın onlar tarafından yapılmış olduğunu savunmuştur. Şikayetli avukatın bu savunması, Avukatlık Yasası'nın tayin ettiği özen yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz. Avukat yüklendiği görevi, özen, ve doğruluk içinde yerine getirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinde kasıt aranmaz. Avukatın "Özen Yükümlülüğü" yalnız kendisi için değil, yardımcıları için de söz konusudur. İcra takibi ve dava dilekçesi avukatın yardımcıları tarafından yazılmış ise avukat bunları imzalamadan önce incelemeli ve hataları düzeltmelidir. Aksi takdirde sorumluluk avukata ait olacaktır. Şikayetli Avukat, hazırlanan icra takibi ve dava dilekçesinde iki kez şikayetçinin daire numarası yerine kendi daire numarasını yazmak ve şikayetçinin haberi olmaksızın kesinleşen icra takibi neticesinde şikayetçinin evinde haciz uygulamakla, Avukatlık Yasasının 34. maddesinde öngörülen "Özen Yükümlülüğü"ne aykırı davranmıştır.
Şikayetli her ne kadar "Sahtecilik ve Görevi Kötüye Kullanmak" suçlarından dolayı açılan kamu davası sonucunda beraat etmiş ise de, beraate ilişkin karar "Sahteciliğin İğfal Kabiliyetinin Bulunmadığı ve Kasıt Unsuru Oluşmadığı" gerekçesi ile verildiğinden, disiplin cezası tayinine engel değildir.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirme isabetli bulunmamış ve "Disiplin Cezası verilmesine Yer Olmadığı" yolundaki kararın kaldırılması ve ceza tayin edilmesi gerekmiştir.
Sonuç olarak, itirazın kabulüyle, İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun "Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına" ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve yeniden incelemeyi gerektiren bir halin bulunmaması nedeniyle şikayetli avukat E. B.'in KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy