Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 31)
E. 2006/148
K. 2006/221
T. 16.06.2006 
Şikayetli Avukatın, “Şikayetçi Avukatlar tarafından yürütülen icra takiplerinde, borçlu vekili olarak takip dosyasına vekaletname koyup, Şikayetçilerin müvekkili asil ile haricen anlaşma yaptığı, bu şekilde Şikayetçilerin azledilmesine sebebiyet verdiği, aynı kişinin davalarında Şikayetçilerin bulunmadığı duruşmada, asilin davadan feragatini temin ettiği ve bundan Şikayetçilerin bilgisinin olduğunu söyleyerek karar alınmasını sağladığı” iddiaları ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin Kurulunca, borç ile ilgili anlaşmanın alacaklı asil ile borçlu arasında yapıldığı, davalardan feragatın de şikayetçilerin müvekkili tarafından bizzat yapıldığı ve bu konulardaki hukuki girişimlerinin şikayetli avukat açısından disiplin suçu oluşturmadığı, ancak Şikayetli Avukatın, şikayetçilerin müvekkili ile doğrudan görüşmesi ve tarafların anlaşmasını sağlanmasının, TBB. Meslek Kurallarının 31. maddesine aykırılık oluşturduğu kabul edilerek uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir.
TBB. Meslek Kurallarının 31.maddesi “Avukat hasım tarafın ancak avukatı ile görüşebilir. (Hasımın avukatı yok ise) avukatın hasımla teması zorunlu sınırlar içinde kalır. Hasımla her temastan sonra avukat müvekkiline bilgi verir.” hükmünü içermektedir. Avukatın hasım tarafla görüşmesinin ancak avukatı ile yapılabileceği hükmü mutlak olup, hasmın avukatının bulunmaması halinde dahi görüşme “zorunluluk” sınırı ile bağlı bulunmaktadır. Avukat, bir davada, başka bir meslektaşının temsil ettiği kimse ile meslektaşının izni haricinde, doğrudan onunla temasa geçmesi disiplin suçunu oluşturmaktadır. Avrupa Birliği Avukatlık Meslek Kuralları’nın “Avukatların Birbirleri ile İlişkileri” bölümün 5.5 maddesinde de “Bir avukat herhangi bir davada veya mesele de başka bir avukat tarafından temsil edildiğini veya danışma hizmeti aldığını bildiği bir kişiyle, o kişinin avukatının muvafakatı olmadan o dava veya mesele hakkında doğrudan haberleşemez.” düzenlemesi bulunmaktadır. Görüldüğü gibi bu kural Avrupa Birliği ülkelerinde, daha katı bir biçimde düzenlenmiştir.
Şikayetli Avukat savunmalarında, Şikayetçi avukatların müvekkili olan ve icra takiplerindeki alacaklı asilin kendisine başvurarak anlaşmak istediğini bildirmesi üzerine durumu kendi müvekkiline ilettiğini, böylece tarafların anlaşmasının sağlandığını, bu anlaşmanın uygulanması sırasında, Şikayetçilerin müvekkili asilin bizzat hakaret ettiğini bildirmiştir.
Şikayetli Avukatın, Şikayetçilerin müvekkilinin kendisine başvurması sırasında, Şikayetçilerin vekaletinin devam etmekte olduğunu bildiği, avukatları ile olan durumunu sorması üzerine, bu kişinin avukatlarını azlettiğini beyan etmesi üzerine bu konuyu araştırmadığı ve görüşmeyi gerçekleştirerek, tarafların sulh oldukları anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle, Şikayetli Avukatın eylemi disiplin suçunu oluşturduğundan, Konya Barosu Disiplin Kurulu’nun şikayetli Avukatın eylemini TBB. Meslek Kurallarının 31. maddesine aykırı olduğuna ilişkin kabulünde hukuksal isabetsizlik bulunmamış kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli Avukatın itirazının reddi ile Konya Barosu Disiplin Kurulunun “uyarma” cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy