Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 134, 135) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 27)
Esas No: 2007/301
Karar No: 2007/370
Karar Tarihi: 23.11.2007
İtirazların süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetli avukat hakkında "şikayetçinin davalı olduğu davaya davacı vekili olarak vekaletname sunduğu, ancak Baroya bilgi vermediği iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmüş ve disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli savunmasında, vekili olan davacının hak ihlaline uğradığını, bu nedenle yasal yollara başvurmasının hakkı olduğunu, karşı tarafın avukat olması halinde ona özel davranılamayacağını, yasa neyi gerektiriyorsa onun yerine getirildiğini, beyanlarının savunma sınırları içinde kaldığını, yakmanın avukat olması sebebiyle gerekli bildirimin 26.05.2004 tarihinde Şanlıurfa Barosuna yapıldığını, bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu şikayetlinin eylemini Avukatlık Yasasının 134 ve 135/1. Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 27. maddesine aykırı olduğunu kabul ederek, şikayetlinin uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
Baro Disiplin Kurulu kararma karşı şikayetçi ve şikayetli tarafından itiraz edilmiştir.
Şikayetli itirazında, şikayetçi avukatın davalı olduğu davada, davacının vekilliğini üstlendiğini, kendisinin bağlı bulunduğu baroya bildirimde bulunduğunu, verilen uyarma cezasının kaldırılmasını talep etmiştir.
Şikayetçi ise itirazında, kendisinin davalı olduğu davada, şikayetli avukatın, davacının vekilliğini üstlendiğini, bağlı bulunduğu baroya bildirimde bulunmadığını ve ayrıca şahsını küçük düşürücü beyanlarda bulunması nedenleriyle daha üst bir cezanın verilmesini talep etmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, şikayetçi avukatın eşi tarafından şikayetçi aleyhine, Şanlıurfa Aile Mahkemesinin 2003/186 Esasında kayıtlı olarak açılan boşanma davasının yargılaması aşamasında, şikayetimin davacı vekili olarak vekaletname ibraz ederek davaya katıldığı, şikayetimin meslektaşı aleyhine takip ettiği davayı mensubu olduğu İzmir Barosu'na bildirmek yerine, şikayetçinin kayıtlı olduğu bağlı Şanlıurfa Barosuna bildirdiği, kaldı ki, şikayetlinin 05.05.2004 tarihli celsede vekaletname ibraz edip duruşmaya katılmasına rağmen, Şanlıurfa Barosu'na bildirimin 26.05.2004 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralların 27/2. maddesine göre; "Bir avukat, bir başka avukata karşı asil ya da vekil sıfatı ile takip edeceği davayı kendi barosuna yazı ile bildirir"
Madde içindeki "takip edeceği davayı" ibaresinden, bildirimin vekaletname sunulmadan veya davaya girilmeden önce yapılması gerektiği açıkça anlaşılmaktadır.
Şikayetli ise, takip edeceği davayı, 05.05.2004 tarihinde duruşmaya katılmasına karşın 21 gün sonra bildirimde bulunmuş olup, şikayetlinin yaptığı bu bildirimin TBB Meslek Kurallarının 27/2. maddesindeki bildirim olarak kabulü mümkün değildir.
Her ne kadar şikayetçi, şikayetlinin, şahsını küçük düşürücü beyanlarda bulunduğunu, bu sebeple bir üst ceza tayinini istemiş ise de, şikayetli hakkında "hakaret" iddiası ile açılmış bir disiplin kovuşturması olmadığından, şikayetçinin bu itirazı nazara alınmamıştır.
Bu nedenlerle, şikayetlinin eylemi disiplin suçunu oluşturduğundan Baro Disiplin Kurulunun değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli ve şikayetçinin itirazlarının reddiyle, İzmir Barosu Disiplin Kurulunun "Uyarma Cezası Verilmesine" ilişkin kararının "ONANMASINA" oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy