Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 55) (Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliği m. 8) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 40)
E. 2008/521
K. 2009/98
T. 07.02.2009
Şikayetli avukat hakkında Bursa’da yayınlanan dört yerel gazetede, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde takip ettiği dava ile ilgili olarak yaptığı açıklamalar üzerine yayınlanan haberde Avukatlık Yasası, Reklam Yasağı Yönetmeliği ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na aykırı davrandığı iddiası ile resen açılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında, bir haber ajansı muhabirinin internet üzerinden müvekkili adına açtığı davada alınan sonuçtan haberdar olarak müvekkili ile irtibat kurduğunu, müvekkilinin gazeteci ile görüşmek istemediğini, avukatından bilgi alabileceğini söylediğini, bunun üzerine gazetecinin kendisi ile irtibat kurduğunu, kendisinin sonuçlanan dava ile ilgili bilgi verdiğini, aynı nitelikte dört davanın olduğunu ve onların da sonuçlandığını, müvekkilinin isminin verilmesini istememesi ve resim vermemesi sebebiyle kendisinin ön plana çıkmış gibi göründüğünü, yine muhabirin ısrarı üzerine adliye önünde resminin çekildiğini, dört ayrı gazeteye ayrı ayrı beyanat vermediğini, haber ajansının, resim ve haberi servis etmesi üzerine dört gazetede yayınlandığını, ulusal basında yer alacağını da öğrenmesi üzerine buna engel olduğunu, reklam kastının olmadığını, açıklamalarının yasal sınırlar içerisinde kaldığını bildirmiştir.
Dosya içerisinde bulunan dört yerel gazetenin, kovuşturma ile ilgili haber kupürlerinin incelenmesinde, şikayetli avukatın müvekkilinin adının baş harfleri ile gösterilerek, sofra bezi silkelenmesi sebebiyle yapılan şikayet üzerine görevlilerden dayak yediği iddiası ile görevliler hakkında açılan kamu davasında, makul yargılama süresinin aşıldığı ve davanın ertelenmesi sebebiyle sonuca ulaşmadığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde açılan davada mahkemenin dostça çözüm olarak 13.000 Euro ödenmesine karar verdiği, davacıların bunu kabul ettikleri, davalının 07.09.2007 tarihine kadar bu teklifi kabul etmemesi halinde mahkemenin dosya üzerinden bir karar vererek daha yüksek bir tazminata hükmedebileceği açıklamalarının bulunduğu, şikayetli avukatın elinde bir dava dosyası ile adliye binası önünde çekilmiş fotoğrafının bulunduğu, bir gazetedeki resmin altında açtığı dört davayı da kazandığı açıklamasının bulunduğu görülmektedir.
Avukatlık Yasası’nın 55. maddesine göre, “Avukatların iş elde etmek için reklam sayılabilecek ter türlü teşebbüs ve harekette bulunmaları yasaktır.” Türkiye Barolar Birliği Reklam Yasağı Yönetmeliği’nin 8/b maddesine göre avukatlar, “halen veya eskiden takip ettiği, devam eden veya sonuçlanmış bir dava hakkında, dava ile özdeşleşip tarafların sözcüsü gibi hareket edemez, davanın hukuki boyutları içinde kalmak kaydı ile ve zorunlu haller dışında yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçlarına ve internete görüntü, bilgi, demeç veremez ve açıklama yapamazlar.”, 8/e maddesine göre, “Gerek mahkemede temsil görevini yerine getirirken, gerek yazılı, işitsel ve görsel iletişim araçları ve internet ile ilişkisinde kendisini veya üzerinde çalışmakta olduğu hukuki işi reklam olabilecek nitelikte ön plana çıkaramazlar.”, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 40. maddesine göre, “Avukat kesin olarak zorunlu bulunmadıkça müvekkili adına basına açıklamada bulunamaz.”
Şikayetli avukatın savunması ve gösterdiği haber ajansı muhabiri tanığın beyanlarından, şikayetli avukatın müvekkilinin röportaj vermek ve gazeteci ile görüşmek istemediğini, bu sebeple avukatı ile görüşme yapıldığı ve alınan bilgilerin haber haline getirildiği anlaşılmaktadır. Haber içeriğine göre de, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndeki davada dostça çözüm için bir karar verildiği, tarafların bu teklifi kabul etmemeleri halinde davanın devam edeceği, böylece henüz davanın sonuçlanmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, devam eden dava ile ilgili olarak müvekkilinin açıklama ve röportaj vermeyi istemediği de kabul edilmektedir. Bu durumda şikayetli avukatın müvekkili adına devam eden bir davada haber yapılması için haber ajansı muhabirine dava ile ilgili açıklamalarda bulunması, benzer davalardan söz etmesi, davadaki kanaati ve muhtemel sonucundan söz etmesi için bir “zorunlu hal” veya “kesin olarak zorunluluk” bulunduğu düşünülemez.
Bu nedenlerle eylemin disiplin suçu teşkil ettiğine ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararının kabulünde isabetsizlik görülmemiş, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddi ile Bursa Barosu Disiplin Kurulunun uyarma cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy