Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34) (2004 S. K. m. 170)
E. 2006/160
K. 2006/242
T. 07.07.2006
Şikayetli avukatların, “Afyonkarahisar 2 nci İcra Müdürlüğü’nün 2002/7048 sayılı icra dosyası ile şikayetçi hakkında icra takibi yaptıkları, şikayetçinin imza inkarında bulunmasına karşın şikayetlilerin haciz talebinde bulunarak, haczettikleri malların satışını istedikleri, şikayetçi hakkında mal beyanında bulunmamak suçundan dolayı şikayette bulunup, şikayetçinin hapis cezası ile cezalandırılmasına dair karar aldıkları” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca şikayetlilerin ayrı ayrı kınama cezası ile cezalandırılmalarına karar verilmiştir.
Şikayetli avukatlar savunmalarında; borçluların baba-oğul olduklarını, her ikisi hakkında icra takibi başlattıklarını, her iki borçlunun da fiilen birlikte çalıştırdıkları işyerinde İ.S. için M.S.’nin huzurunda haciz yaptıklarını, M.S.’nin malların kendisine ait olduğundan bahisle itiraz ettiğini, daha sonra aynı yerde İ.Ş. aleyhinde haciz yaptıklarını, itirazda bulunulmadığı için İ.Ş. hakkında satış talep ettiklerini bildirmişlerdir.
Disiplin kovuşturması sürerken, şikayetçi, şikayetli ile anlaştıklarını, bu sebeple şikayetten vazgeçtiğini herhangi bir zararının da olmadığını bildiren bir dilekçe vermiştir.
Şikayetten vazgeçilmesi, disiplin kovuşturmasının devamına engel bir husus değildir, Baro Disiplin Kurulu ve TBB Disiplin Kurulu şikayetten vazgeçilmiş olsa bile kovuşturmayı sonuçlandırmakla yükümlüdür. Bu sebeple Baro Disiplin Kurulu’nun kovuşturmaya devam etmesi ve sonuçlandırması doğrudur.
Dosyanın incelenmesinde; Afyonkarahisar 2 nci İcra Müdürlüğü’nün 2002/7048 sayılı icra dosyası ile şikayetçi M.S. hakkında da icra takibi yapıldığı, şikayetçinin imzaya itiraz ettiği, açılan dava sonunda imzanın borçlu şikayetçiye ait olmadığının anlaşıldığı, şikayetliler tarafından 06/08/2003 tarihinde satış talep edildiği, mahkemece satışın durdurulduğu, davanın kabulle sonuçlanmasına rağmen icra takibinin devam ettirilerek tekrar satış talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
İİK’nun 170/1 inci maddesine göre, şikayetçinin imzasını inkar etmesi nedeniyle, dava sonuçlanıncaya kadar hacizli mallarının satışının mümkün olmamasına rağmen satışa yönelik işlemlere devam edilmesi, yasaya aykırı olmasının yanında avukatlığın “özen” ve “doğruluk” ilkeleriyle de bağdaşmadığından eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenlerle Baro Disiplin Kurulu’nun takdirinde hukuki isabetsizlik bulunmadığından, kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetlilerin itirazlarının reddi ile Baro Disiplin Kurulu’nun her iki şikayetli hakkında ayrı ayrı tayin ettiği kınama cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy