Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140, 147, 157)

 

E: 2021/1029

K: 2022/7

T: 14.01.2022

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşılmakla dava dosyası incelendi:

 

Şikayetli avukatlar hakkında; “16.05.2018 tarihinde azledildikleri ve eski şirket vekili oldukları halde bağlı ortaklıkların, diğer yönetim kurulu üyesi ve onursal başkanı T.T. ile Z.Z.’nin vekilliklerini yürütüp şirketin zararına işlemler gerçekleştirdikleri, bu kapsamda şikayetçi şirket aleyhine geriye dönük olarak düzenlenen uydurma ve fahiş bedelli senetleri vekil sıfatıyla icra takibine konu ederek bir takım usulsüzlükler yaptıkları” iddiası üzerine başlatılan disiplin davasında ayrı ayrı disiplin cezası verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.

 

O yer Cumhuriyet Başsavcılığı 24.09.2021 tarihli itiraz dilekçesinde özetle, şikayetçinin şikayete konu olayla ilgili tanık deliline başvurduğu ancak tanık dinlenmeksizin eksik inceleme ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek, bir kere de Kurulumuzca incelenerek, verilen kararın itirazen kaldırılmasının kamu adına istenmiştir.

 

Şikayetli Avukatlar 17.11.2021 kayıt tarihli ortak imzalı cevap dilekçelerinde özetle; Baro tarafından yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, elektronik tebligat adresine tebligat yapılmasının zorunlu olduğunu, savunmalarını tekrarla, şikayet dilekçesinde tanık deliline dayanılmadığını, sonradan sunulan tanık listesinin kabul edilemez olduğunu, tanık dinlenip dinlenmemesinin tamamen Kurulun takdirinde olduğunu bu nedenle itirazın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmişlerdir.

 

Avukatlık Kanunu’nun 147. maddesi, “Tanık ve bilirkişinin duruşmaya çağrılması veya üyelerden biri tarafından yahut istinabe yoluyla dinlenmesi veya yazılı ifadesinin okunulmasıyla yetinilmesi disiplin Kurulu’nun takdirine bağlıdır. Ancak, bir olayın delili yalnızca bir tanığın şahsi bilgisinden ibaret ise, bu tanık her halde dinlenir.” hükmünü amirdir.

 

İncelenen dosya kapsamından Baro Disiplin Kurulu’nca talep gibi incelemenin duruşmalı yapıldığı, Şikayetçi holding yetkilisinin 15.11.2019 günlü dilekçe ile tanık bildirdiği ve dinlenmesini talep ettiği, Baro Disiplin Kurulu’nca tanık dinletme talebinin reddedildiği belirtilmeksizin tetkiki gereken başka bir husus kalmadığından bahisle karar verildiği görülmüştür.

 

Disiplin kovuşturmasının amacı maddi gerçeğin saptanmasıdır. Baro Disiplin Kurulları delilleri toplamadan karar veremez. Baro Disiplin Kurulu’nca; Şikayetçi tanığına tebligat çıkarılmadan yahut tanık dinletme talebi reddedilmeden ve şikayete konu iddialar şüpheye yer bırakmayacak şekilde incelenmeden karar verilmesi yerinde görülmemiştir.                                                             

 

Şikayetli Avukatların disiplin davasına konu eylemine ilişkin olarak, maddi gerçeğin şüpheye yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkartılması gerekmektedir.

 

Öte yandan, şikayetçi holding yöneticileri hakkında kapsamlı bir şekilde yürütülen … Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma dosyasında, verilen ek ayrı ayrı kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair 14.07.2019 günlü kararda, “Avukat ile ilgili soruşturmanın … Cumhuriyet Başsavcılığı Özel Soruşturma Bürosunca yürütüldüğü” belirtilmektedir.  

 

Baro Disiplin Kurulu’nca, anılan kararda geçen Avukatın şikayetli Avukatlar olup olmadığı değerlendirilmeden ve dosyamız şikayetlileri hakkında yürütülen bir soruşturma var ise işbu soruşturmanın akıbeti araştırılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.

 

Baro Disiplin Kurulunca, Şikayetli Avukatlar hakkında disiplin davasına konu eylemleri nedeniyle yürütülen herhangi bir soruşturma olup olmadığı araştırılarak, soruşturma var ise Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturmanın akıbetinin, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak araştırılması gerekmektedir. İşbu disiplin kovuşturmasının karara bağlanmasından sonra şikayetli avukatlar hakkında kamu davası açılması halinde yeniden disiplin kovuşturması açılması Avukatlık Kanunu’nu 159/3 ve 143. maddeleri uyarınca mümkün olmadığı, aksinin kabulünün ise mükerrerlik sonucu doğuracağı açıktır.

 

Kovuşturmanın derinleştirilmesi zorunlu olduğundan, Avukatlık Kanunu’nun 140/2. maddesinin emredici hükmü gözetilmeden karar verilmesi isabetli bulunmamış ve Avukat H.Ş.’nin beyanına göre kayyum heyeti atanan şikayetçi Holdingin tanık dinletme talebine ilişkin bir karar verilerek oluşacak duruma göre yeniden bir karar verilmesi için eksik inceleme ile verilen Baro Disiplin Kurulu kararının bozulması gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

O yer Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulüne, … Barosu Disiplin Kurulu’nun ayrı ayrı “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin kararının BOZULMASINA, kararın onay için Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy