Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4)

 

E: 2022/183

K: 2022/287

T: 19.03.2022

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşılmakla dava dosyası incelendi.

 

Şikayetli avukat hakkında; “Şikayetçiye olan borcunu ödemediği ve aleyhine icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiği” iddiası üzerine başlatılan disiplin davasında, eylem sabit görülerek ceza tayin edilmiştir.

 

Şikayetlinin savunmasında özetle, iddia edilen hususların doğru olmadığını, … 2. İcra Müdürlüğünün 2018/3505 esas sayılı dosyasında aleyhine icra takibinde bulunulduğunu, bu dosyada kendisinin kefil olduğunu, ancak borçlu asilin borcunu ödememesi nedeniyle kendisinin borçlu duruma düştüğünü, herhangi bir şekilde meslek itibarını zedeleyecek bir durum olmadığını, mevcut dönem şartları ve Covid-19 vaka durumları ve piyasa şartlarının da ortada olduğunu, kovuşturmaya konu eylemin tamamen özel yaşamla ilgisinin olduğunu, eylemin üzerinden üç yıllık zaman geçtiğini, zamanaşımının söz konusu olduğunu belirterek hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından, Baro Yönetim Kurulu’nun 14.12.2020 günlü toplantısında, şikayetli hakkında Avukatlık Kanunu madde 34 ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları 3 ve 4. Maddeleri uyarınca disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca; “kefil olması sebebiyle de olsa, borçlandığı senedi ödemeyen veya ödeyemeyen, bu suretle, hakkında icra takibi başlatılan avukatın bu eylemi, özel yaşantısında mesleğin itibarını zedeleyen, avukatlık mesleğine olan inancı ve avukatlara olan güveni sarsan tutum ve davranışlardan biridir. Bu sebeple eylem, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddesi ile Avukatlık Kanunu’nun 34. maddesi çerçevesinde disiplin cezasını gerektirmektedir.” gerekçesiyle karar verildiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde tekerrüre esas ceza olmadığı,

 

Şikayetli avukatın 31.12.2021 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’na aykırı bir eyleminin bulunmadığını, eylemin üzerinden 5 yıl geçmiş olduğunu, şikayetin kötüniyetli olduğunu, verilen kararın zamanaşımı nedeniyle bozularak, hakkında ceza verilmemesini talep ettiği,

 

Usulüne uygun tebligatlara rağmen itiraz dilekçesine cevap verilmediği görülmüştür.

 

Şikayetli avukat hakkında “Şikayetçiye olan borcunu ödemediği ve aleyhine icra takibi yapılmasına sebebiyet verdiği” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında, eylem sabit görülerek, ceza tayini yoluna gidilmiştir.

 

Şikayetli avukatın itirazı ile tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde;

 

Avukatın borçlu olması kural olarak meslek kuralını ihlal anlamına gelmeyecektir. Borçlu olmakla birlikte, aleyhine açılmış bir davanın veya icra takibinin bulunması ve özellikle de icra takibinin kesinleşmiş olması aranmalıdır. Yine de avukatın kesinleşmiş bir icra takibinin bulunması tek başına disiplin suçu oluşturmamalıdır. Ekonomik koşullar kimi zaman avukatları da ödeme güçlüğü içine düşürebilir. Burada dikkat edilmesi gereken husus, kesinleşmiş olan bir borcun kasıtlı olarak ödenmemesi, ödemenin sürüncemede bırakılmaya çalışılması gibi sonuçları doğurabilecek eylemlerin varlığı halinde, disiplin soruşturmasını ve disiplin cezasını gerektirir eylemlerin varlığı gündeme gelecektir.

 

Avukatlık, kolektif itibar mesleğidir. Her avukatın, bu kolektif itibarın gerektirdiği ayrıcalıklardan faydalanma hakkı olduğu gibi, bu kolektif itibarın korunmasından ve zedelenmemesinden de sorumluluğu vardır. Avukat, borcunu özel nedenlerle ödeyemiyorsa dahi öngörü ile hareket ederek, mesleğin itibarını zedelemeyecek çözümler üretme becerisini göstermelidir. Avukatlık mesleği dürüstlük karinesinden yararlanan mesleklerdendir. Avukatlar gerek mesleki faaliyetlerinde ve gerekse de özel yaşamlarında bu karineye uygun davranarak, çevresinde özü ve sözü ile güven duyulan bir kişi olmalıdır.

 

Somut olaya bakıldığında, bir şirketin borcuna karşılık olarak kefil olan Şikayetli avukatın, bu borç için bonolar vermesi ve sonrasında vermiş olduğu bu bonoları ödemeyerek, icralık olması ve buna rağmen ödememesi mesleğin itibarını zedeleyici, mesleğe olan inancı ve güveni sarsan tutum ve davranışlardır. Bu sebeplerle, avukatın bu eyleminin özel yaşamıyla ilgili olduğu yönlü savunmasına itibar edilemez. Ayrıca dosya içeriğinden zamanaşımının dolmadığı da görülmüştür. Bu sebeplerle Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirmede isabetsizlik görülmemiş ve Şikayetlinin itirazlarının reddi ile Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-Şikayetli Avukatın itirazının reddine; … Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikayetlinin “Kınama Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin kararının ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy