Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


 (1136 S. K. m. 136)
E. 2005/269
K. 2005/363
T. 11.11.2005  
Şikayetli avukatın, şikayetçi avukata keşide ettiği Beyoğlu 15. Noterliğinin 10.08.2004 tarihli ve 12263 yevmiye numaralı ihtarnamesinde; “Bu davaları layıkıyla takip etmemiş, birçok duruşmalara girmemiş veya duruşmaya girmemek için mahkemeye mazeret dilekçesi ibraz etmiştir. Duruşmaya girmeme ve mazeret dilekçesi sunma keyfiyeti mesleki zorunluluklardan doğan kabul edilebilir düzeyin çok üzerindedir. Bu noktada muhatabın görevini ihmal etmesi durumu söz konusudur”, “Kumburgaz Belediyesinden 7.000.000.000,00 TL’yi müvekkil adına ve hesabına tahsil etmiş, ancak bu tahsilatı müvekkillere bildirmemiş ve teslim etmemiştir.” şeklinde ifadelerindeki üslubunun ve kullandığı kelimelerin, amacını aşarak şikayetçiyi küçük düşürdüğü ve hakaret teşkil ettiği iddiası ile yapılan disiplin kovuşturmasında, Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülmüş ve şikayetli hakkında disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli savunmasında, ihtarnameyi vekil olarak keşide ettiğini ve ihtarnamenin müvekkillerinin beyanlarını içerdiğini, içeriğinde hakaret teşkil eden bir kelime bulunmadığını, şikayetçinin tahsil ettiği 7.000.000.000,00 TL’yi müvekkillerine iade etmediğini, bu husus açıklığa kavuşmadan disiplin kovuşturmasının sağlıklı bir netice vermeyeceğini, ihtarnamedeki hususları ispatlayacağını bildirmiştir.
İstanbul Cumhuriyet savcısı, “Avukatlık Yasası’nın 136/1. maddesine göre, yasanın 6. kısmında yazılı esaslara uymayanlara ilk defasında en az kınama cezası verilmesi gerektiği halde Baro Disiplin Kurulunca uyarma cezası verilmiş olduğunu” bildirerek karara itiraz etmiştir.
Şikayete konu ihtarname incelendiğinde, şikayetçinin önceki müvekkili şirkete keşide ettiği ihtarnamelerde talep ettiği ücretlerin dayanaksız olduğu, vekalet görevini yaptığı sırada duruşmalara katılmadığı veya gereğini aşan erteleme taleplerinde bulunarak işi savsakladığı, Kumburgaz Belediyesinden tahsil ettiği meblağı müvekkiline aktarmadığı hususları yer almakta olduğu anlaşılmaktadır. Şikayete konu ihtarnamedeki ifadeler, şikayetlinin maddi vakıaları açıkladığı, hakareti içermeyen ve şikayetliyi küçük düşürücü nitelikte olmayan, ihtarnamede bildirilmek istenen hususlardaki amacın aşılmadığı ifadeler olarak kabul edilmelidir.
1136 sayılı Avukatlık Yasası’nda açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, Ceza Muhakemesi Yasası’nda yer alan “aleyhe bozma yasağı” kurulumuzca disiplin kovuşturmalarına uygulanmaktadır. Şikayetçi ya da Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aleyhe itiraz bulunmadığı sürece avukat aleyhine bozma kararı verilememekte, aksi durumda, aleyhine verilen karara şikayetli avukat tarafından itiraz edilmemesine rağmen, yasaya aykırılık varsa disiplin kurulu kararının avukat lehine bozulması gerekmektedir.
Bu sebeplerle, eylem disiplin suçunu oluşturmadığından, Baro Disiplin Kurulunca eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde isabet görülmemiş ve yeniden incelemeyi gerektiren bir durum olmaması sebebiyle şikayetli hakkında disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, yukarıda açıklanan nedenlerle İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun “uyarma” cezası verilmesine ilişkin kararının kaldırılmasına, yeniden incelemeyi gerektiren bir durum olmaması sebebiyle şikayetli avukat hakkında “disiplin cezası verilmesine yer olmadığına” oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy