Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 48, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 4, 7, 8)
E. 2012/756
K. 2013/302
T. 26.04.2013
Baro Yönetim Kurulunun 11.01.2012 tarih ve 5/11–44 sayılı kararı ile şikâyetli avukatın TC numarası, cep telefon numarası ve işyeri adresi gibi özel bilgilerinin bulunduğu kartvizitinin arka yüzünde avukatlık ile ilgisiz bir takım işlerin yazılı olması sebebiyle Avukatlık Yasasının 48. ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4, 7/a ve 8. Maddelerine aykırılık nedeniyle şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması başlatmış olup, Baro Disiplin Kurulunca da şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçunu oluşturduğu kanaati ile disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmasında, şikâyete konu kartviziti kendisinin bastırmadığını, bilgisi ve izni dışında daha önce yanında çalışan M.Ö. tarafından bastırılmış olduğunu, bu nedenlerle soruşturmanın isabetsiz olduğunu bildirmiş, şikâyetli avukatın kartviziti bastırdığını iddia ettiği M.Ö. de Baro Başkanlığına sunduğu 27.12.2011 tarihli dilekçe ile şikâyetli avukatın ileri sürdüğü iddiaları doğrular nitelikte beyanlarda bulunmuştur.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eylemini Avukatlık Yasasının 48.maddesi ile Türkiye Barolar Birliği Meslek kurallarının 4, 7/a ve 8.maddelerine aykırı olduğunu kabulle uyarma cezası tayin etmiş, karara şikâyetli avukat tarafından itiraz edilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden ve şikâyete konu kartvizit incelendiğinde; ön yüzünde şikâyetli avukatın ismi, TC. Numarası, telefon numaraları ile işyeri adresinin bulunduğu, hemen yanında kâtip unvanı altında M.Ö. adının, telefon numaralarının ve aynı işyeri adresinin olduğu, arka yüzünde ise “ Yaralanmalarda tüm hastane masrafları, sakatlanma ve ölümlü kazalarda mağduriyetinizin giderilmesi için hukuk danışmanlığı, ölüm tazminatı, sakatlık tazminatı “ gibi ifadelerin yer aldığı,
Gerek soruşturma ve gerek kovuşturma aşamalarında M.Ö. tarafından Baro Başkanlığına ve Baro Disiplin Kuruluna sunulan dilekçelerde bir süre şikâyetli avukatın yanında çalıştığını, kusurlu davranışı sebebiyle 16.02.2011 tarihinde işten ayrıldığını, işleri öğrenmiş olduğu için ve maddi çıkar sağlamak için 28.06.2011 tarihinde kartviziti kendisinin bastırdığını, şikâyetli avukatın bunu kabul etmeyeceğini bildiği için de kendisine haber vermediğini, kusurlu tarafın kendisi olduğunu bildirdiği, anlaşılmıştır.
Şikâyetli avukatın şahsi ve ulaşım bilgilerinin bulunduğu ve hemen yanında daha önce kâtibi olarak görev üstlenmiş olan M.Ö’nin de iletişim bilgilerinin olduğu kartvizitin şikâyetli avukatın bilgisi dışında bastırılarak kullanmasının mantıklı bir açıklaması bulunmadığı, trafik kazalarına bağlı olarak açılacak davalarda yardımcı olunacağına dair beyanların ancak avukat sıfatını taşıyanlara ait bir hak olarak kullanılmasının mümkün olması karşısında, şikâyetli avukatın kartın bilgisi dışında bastırıldığına ilişkin savunmasına itibar edilmemiştir.
Her ne kadar şikâyetli avukatın yanında daha önce çalışan M.Ö. ifadelerinde maddi çıkar için kovuşturmaya konu kartı kendisinin bastırdığını iddia etmiş ise de kartta kendi adının hemen yanında şikâyetli avukatın iletişim bilgilerinin de bulunması ikisinin birlikte çalıştıklarının kanıtı olup, bu şahsın her hangi bir şekilde avukata ait bir işle ilgilenmesi halinde üstlenilecek görevi şikâyetli avukatın yürüteceği de işin doğası gereği olmakla, M.Ö’in beyanlarının gerçeğe uygun olmadığı kanaati ile kabul edilmemiştir.
Avukatlık Yasasının altıncı bölümünde yer alan 48. Madde “ Avukat veya iş sahibi tarafından vaad olunan veya verilen bir ücret yahut herhangi bir çıkar karşılığında avukata iş getirmeye aracılık edenler ve aracı kullanan avukatlar altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. “ hükmüne yer vermiş ve böylece bu eylemin ayrıca bir suç teşkil ettiğini, suçun işlenmesi halinde aleyhinde kamu davası açılması gerektiği belirtmiştir. Ancak, şikâyetli avukat tarafından da bu sebeple M.Ö. hakkında bir şikâyetin yapılmamış olduğu, dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
1136 sayılı Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yer alan 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve Avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler “ hükmünü içermektedir.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesine göre “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam bir sadakatle yürütür.” Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4.maddesine göre de “Avukat, mesleğin itibarını sarsacak her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” 8.maddesine göre “Avukat kendine iş sağlama niteliğindeki her davranıştan çekinir”, hükümleri ile belirlenen ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, maddenin amacının esas itibariyle mesleğe olan güveni sarsmamak olduğu tartışmasızdır.
Avukatlık Kanununun 136/ 1 maddesi “ Bu kanunun avukatların hak ve ödevleri ilgili altıncı kısmında yazılı esaslara uymayanlar hakkında ilk defasında en az kınama, tekrarında, davranışın ağırlığına göre, para veya işten çıkarma cezası ..... uygulanır. “amir hükmü ile disiplin cezalarının uygulanma şeklini düzenlemiştir.
Bu nedenlere, şikayetli avukatın eylemi Avukatlık Yasasının 34. ve 48. Maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3., 4. ve 8. Maddelerine aykırılık teşkil ettiğinden eylem disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Şikâyetli avukatın eylemi Avukatlık Yasasının altıncı kısmında bulunan 34.maddeye de aykırı olmakla, aynı Yasanın 136/1.maddesi uyarınca en az kınama cezası tayini gerektiğinden Baro Disiplin kurulunun uyarma cezası tayini doğru bulunmamış ise de aleyhte itiraz olmadığından bu hususa sadece değinilmekle yetinilmiş ve kararın onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazlarının reddi ile, Adana Barosu Disiplin Kurulunun “Uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararının, aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy