Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 38, 157) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 2, 36)

 

E: 2021/160

K: 2021/198

T: 18.03.2021

 

Şikayetli avukatlar hakkında; “Şikayetçinin ortaklığın giderilmesi davasında vekilliğini üstlendikleri halde sonrasında aynı işe ilişkin olarak protokolün diğer tarafı olan M.C. vekili sıfatıyla şikayetçi aleyhine icra ve dava takibi yaptıkları” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında, eylem sabit görülerek ayrı ayrı disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikayetli avukat ortak savunma dilekçesinde özetle, S.M.’nin talebi üzerine, 45/64 hissesi adına kayıtlı ... sayılı taşınmazın, M.C.’ye satışı için 03.06.2014 tarihinde anlaştıklarını ve protokol taksim yaptıklarını, hissedarları tapuda gözükmesine rağmen taşınmazın kendisine ait olduğunu, konusunda 250.000 TL’ye anlaştığını, 50.000 TL’nin peşin olarak S.M.’ye ödendiğini, 150.000 TL’sinin 10.06.2014 tarihinde, bakiye 50.000 TL’sinin de taşınmazın tamamının alıcı M.C.’ye devri sırasında ödeneceğinin kararlaştırıldığını, toplamda 200.000 TL’nin M.C. tarafından ödendiğini, yapılan toplamda 250.000 TL ödeme için teminat mahiyetinde S.M.’nin alıcıya aynı miktarlı senet vereceğini, senedin Dolar kuruna çevrilerek ... l. İcra Müdürlüğünün 2014/5355 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, tarafların taşınmazın hisseli olması ve tapuda doğrudan devrinin mümkün olmaması sebebiyle bu anlaşmayı yaptıklarını, S.M.’nin diğer hissedarlara ulaşamaması, hisse sorununu çözememesi durumu olduğunu, M.C.’nin iyi niyetle beklediğini ancak bir sonuç alamadığını, bunun üzerine ortaklığın giderilmesi gerektiğini ve S.M.’nin irade ve isteğiyle davayı kendilerinin takip etmesi gerektiğini talep ettiğini, 14.09.2014 tarihinde vekaletname çıkardığını, vekaletten sonra da bir süre beklendiğini ve davanın 29.12.2014 tarihinde açılabildiğini, tarafların 05.08.2016 tarihinde tekrar bir araya gelerek önceki protokolün revize edilmesi şeklinde bir protokol daha imzaladıklarını, ilk protokole tavzih mahiyetinde bir kısım ilaveler yapıldığını, özetle, “S.M.’nin diğer hissedarlara ulaşamadığı, tapu devrini yapamadığı, bu sebeple açılan ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanıp satış memurluğuna tevdii edildiğini, şu ana kadar yapılan tüm masrafların M.C. tarafından yapıldığını, bu tarihten önce ve sonra M.C. tarafından ödenen ve ödenecek tüm masrafların S.M.’ye ait olduğu, bu masrafların da tapu devri sırasında ödenecek olan 50.000 TL’sinden mahsup edileceği, avukatlık ücret sözleşmesi ile belirlenen ücretin taraflar arasında yarı yarıya karşılanacağı, kamulaştırılması halinde de malik gözüken adına yatırılacak kamulaştırma bedelinin de alıcıya ait olduğu ve teslim edileceği” nin belirtildiği, satış memurluğunda taşınmazın satışa çıktığını, 02.11.2016 tarihinde yapılan ihalede 280.000 TL ile S.M.’ye ihale edildiğini, diğer hissedarların hissesi ve KDV bedeli olan 111.555 TL’nin ödenmesi için 10 günlük süre verildiğini, S.M.’nin bunu temin edemediği ve ödemediği için satışın düştüğünü, bunun üzerine taraflar bir araya gelerek yeniden 20.02.2017 tarihli protokol düzenlediklerini, satışa konu taşınmazların yeniden satışa çıkarılmasına karar verdiklerini, hisse sorununun giderilmesi için tüm masrafların S.M.ye ait olduğu, yeniden ihaleye girilmesi için gerekli olan 111.555 TL’nin S.M. tarafından temin edilemediği, hal böyle iken bu bedelin de M.C. tarafından karşılanmasına karar verildiğini, taşınmaz ihaleye çıktığında önceki ihale bedeli KDV bedeli olan 111.555 TL’nin yatırılması gerektiğini ve bu bedelin M.C. tarafından yatırıldığını, 20.02.2017 tarihli protokole göre M.C. tarafından fazladan ödeme yapılacak olması sebebiyle, buna karşılık S.M. tarafından davacı M.C.’ye 21.08.2017 tarihli 100.000 TL bedelli senet verileceğini, fazladan ödenen bedelin iadesi şartıyla bu senedin S.M.’nin iade edileceğinin kararlaştırıldığını, yeniden yapılan satışta başka alıcıların da ihaleye girmesi sebebiyle, bedelin 415.000TL’ye çıktığını ve S.M. tarafından taşınmazın satın alındığını, S.M.’nin hisse bedeli miktarı 123.203,13TL ve KDV’sinin 22.380 TL tuttuğunu, tellaliye, tapu masraflarının da M.C. tarafından karşılandığını, M.C.’nin 150.000TL civarı ilave bir ödeme yaptığını, bu haliyle tüm masraf ve harcamaların M.C. tarafından yapıldığını, protokolde belirtilen 100.000 TL bedelli senedin sadece 50.000 TL’sinin S.M. tarafından ödendiğini, iade edilmeyen 50.000 TL’lik kısım için ... 2.İcra Müdürlüğünün 2018/2955 Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, şikayetçinin ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/142 Esas, 2019/43 Karar sayılı dosyasıyla teminat senedi olduğunu ileri sürdüğünü ve mahkemece kabul edildiğini, tarafların hisseli taşınmazın alım satımı konusunda anlaşmaya vardıklarını, hisse sebebiyle tapu devrini gerçekleştiremediklerini, ortaklığın giderilmesi davası yoluyla bunun mümkün olduğunu, ancak S.M.’nin diğer hissedarlarla daha önce kendi aralarında rıza-i diğer hisseleri kendi adına kayıtlayarak tamamını devredeceğini, kısa sürede bu sorunun giderilmemesi halinde ortaklığın giderilmesi davası ile hisse sorununu halledeceğini, bu durumda yapılacak masrafların da kendisine ait olacağını kabul ve taahhüt ettiğini, M.C.’nin akdedilen protokol şartlarının tamamını yerine getirdiğini, S.M.’ye yapılması gereken ödemeleri de yaptığını, fazladan ödemeler yapmasına rağmen tapuyu alamadığını, alacağını temin etmek bakımından protokol şartlarında kararlaştırılan senedin ödenmeyen 50.000 TL’lik kısmı hakkında icra takibi yapmak durumunda kaldığını, İcra Mahkemesinin teminat olduğunu kabul etmesi sebebiyle ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2019/277 Esas sayılı dosyasıyla alacak davası ikame edildiğini, halen derdest olduğunu, şikayetçinin borcunu ödememek için işbu şikayeti yaptığını, taşınmazın satımı için kendilerine müracaat ettiğini, hissedarlarla anlaşamadığı için ortaklığın giderilmesi davasının takip edilmesi talebinin de şikayetçiden geldiğini, taşınmazın alım satımı aşamasında davanın aynı avukatlar tarafından görülmesinin tarafların menfaatini içerdiğini, bu husustaki talebin taraflardan geldiğini, şikayet dilekçesinde herhangi bir satış bedeli ödenmediği iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, S.M.’nin taşınmazı almak suretiyle satış yoluyla devrettiğini, tüm alacağını aldığını ancak kendisine yapılan fazladan ödemeleri iade etmemek için şikayet edildiklerini beyan etmişlerdir.

 

İncelenen dosya kapsamından, Baro Yönetim Kurulu’nun 29.05.2020 günlü toplantısında, Avukatlık Kanunu’nun 38/b, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 2 ve 36. maddesi uyarınca şikayetliler hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/1290 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında, davacının S.M., davacı vekillerinin şikayetli avukatlar, davalıların dava dışı kişiler olduğu,

 

... 1. İcra Dairesinin 2018/2955 esas sayılı icra takip dosyasında, alacaklının M.C., alacaklı vekilinin şikayetli avukatlar, borçlunun şikayetçi S.M. olduğu,

 

... 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/142 esas sayılı borca itiraz davasında, davacının S.M., davalının M.C., davalılar vekillerinin şikayetli avukatlar olduğu,

 

Şikayetçi ile dava dışı M.C. arasında imzalanan protokol örneklerinin dosyamız içerisinde olduğu,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca, “Dosyanın kül halinde incelenmesinde; şikayetli avukatlar ortaklığın giderilmesi davasının takibinin şikayetçiden geldiğini belirtmelerine rağmen bu yönde yazılı bir talimata rastlanılmadığı, böyle bir talimat sunulmuş olsa dahi bu durumu meslek kurallarına uygun hale getirmeyeceği, sonraki aşamalarda İcra Takibi, İcra Hukuk Mahkemesi ve Asliye Hukuk Mahkemesinde taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin takip ve davaların devam ettiği, aynı maddi vakıada şikayetli avukatların şikayetçinin ortaklığın giderilmesi davasında vekilliğini üstlendikleri, sonrasında protokolün diğer tarafı M.C. adına icra ve dava takibi yaptıkları tespit edilmekle şikayetli avukatların Avukatlık Kanunu madde 38/b, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları 2 ve 36. Maddelerindeki yükümlülüklere aykırı davrandıkları sonuç ve vicdani kanaatine varılmış olmakla…” gerekçesiyle şikayetliler hakkında ceza tayin edildiği,

 

Şikayetlilerin disiplin sicil özetinde tekerrüre esas ceza olmadığı,

 

Şikayetli avukat A.Ö.’nün 05.02.2021 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, önceki savunmalarını aynen tekrarla, taraflar arasında taşınmazın alım satımı hususunda menfaat birlikteliği olduğu için bu işlemlerin aynı avukatlar tarafından yapıldığını, şikayetçinin menfaatinin ve iradesinin bu yönde olduğunu, tüm tarafların iyi niyetle hareket ettiğini fakat ortaklığın giderilmesi satışı sırasında alıcı tarafından fazladan ödenen bedeli iade etmemek için şikayetçinin işbu şikayetini yaptığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiği,

 

Şikayetli avukat E.S.’nin 11.02.2021 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, şikayete konu işlemlerin tarafınca yapılmadığını, dosyadaki protokolde tanık olarak dahi isminin geçmediğini, bir an için sorumluluğu olduğu düşünülse bile eylemin cezayı gerektirmediğini, taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasının görülmesinin protokol taraflarının ortak menfaati ve protokollerde belirttikleri ortak iradelerinin sonucu olduğunu söz konusu ortaklığın giderilmesi davasının sonuçlanmasıyla S.M. ile ortaklığın giderilmesi davasının görülmesi amacıyla sınırlı olarak kurulan vekalet ilişkisinin de sona erdiğini, neticesinde S.M. ile olan vekalet ilişkisi son bulduktan sonra, protokollere ve müvekkil talimatlarına uygun olarak S.M. aleyhine icra takibi ve davaların açılmasının aynı işte menfaati zıt iki tarafa avukatlık yapılması anlamına gelmeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiği,

 

Şikayetçi vekilinin 17.02.2021 tarihli itiraza cevap dilekçesinde özetle, avukatın menfaat çatışması olan bir işte her iki tarafın haberdar olması hatta rıza göstermesi halinde bile menfaati zıt olan tarafın vekaletini alamayacağını, aksi takdirde taraflardan her birinin yeterli savunulmadığı duygusuna kapılacağını, şikayetli avukat E.S.’nin itiraz dilekçesinde; şikayete konu olay ile ilgili hukuksal işlemlerin kendisi tarafından şahsen yapılmadığını iddia ettiğini, müvekkili S.M.’ın avukatı olarak yapılan tüm hukuksal işlemlerin kendi bilgisi dahilinde yapıldığını ve tüm süreçlerde fiilen yer aldığını şikayetli avukatların, müvekkili tarafından genel vekaletname ile yetkili kılındığını, müvekkili tarafından verilen vekaletnamenin bir işle sınırlı olarak verilmediğini, şikayetlilerin menfaati zıt iki taraftan da vekaletnamesini alarak avukatlık mesleğinin temel ilkelerine aykırı davrandıklarını belirterek itirazların reddi ile kararın onanmasını talep ettiği görülmektedir.

 

Dosya incelendi;

 

Şikayetlilerin, ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinde görülen 2014/1290 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında şikayetçinin avukatları oldukları ve bu davanın 29.12.2014 tarihinde sonuçlandığı anlaşılmaktadır.

 

... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.12.2014 tarihinde verdiği kararla, şikayetli avukatların üstlendiği görevi şikayetçi müvekkillerinin istediği yönde sonuçlandırıldıkları ve böylece o dava ile ilgili olarak vekil müvekkil ilişkisinin sonuçlandığı,

 

... 2. İcra Müdürlüğünün 2018/2955 ve ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/142 esas sayılı dosyasında, şikayetli avukatların şikayetçiye karşı avukatlık yaptıkları görülmektedir.

 

Şikayetli avukatlar ile şikayetçi arasındaki iş ilişkisinin ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesinin 29.12.2014 tarihli kararı ile sonlandığı,

 

... 2. İcra Müdürlüğünün 2018/2955 esas sayılı icra takibi ve ... İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/142 esas sayılı dosyası, iş ilişkisinin sonlandığı 29.12.2014 tarihinden yıllar sonraki bir tarihte üstlenildiği anlaşılmaktadır.

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 36.maddesinin, “Bir anlaşmazlıkta taraflardan birine hukuki yardımda bulunan avukat, yararı çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz. Ortak büroda çalışan avukatlar da, yararları çatışan kimseleri temsil etmemek kuralı ile bağlıdırlar.” düzenlemesi, bir anlaşmazlıktan söz etmekte olduğundan, olayda taraflar arasındaki eylemin bir işle ilgili olmadığı, aradan uzun yıllar geçmesi nedeni ile bir anlaşmazlıktan söz etmenin mümkün olmayacağı anlaşıldığından, itirazın kabulüne şikayetli avukatlar hakkında ayrı ayrı disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-Şikayetli avukatların itirazının kabulüne, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikayetlilerin ayrı ayrı “Kınama Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin 25.12.2020 gün ve 2020/14 Esas, 2020/26 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, şikayetli avukatlar hakkında ayrı ayrı DİSİPLİN CEZASI VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,

 

2-Kararın onay için, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine,

 

3-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy