Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 164)
E.2012/936
K.2013/547
T. 26.07.2013 
Şikâyetli avukat hakkında, Şikâyetçilerin …bank’a olan borçlarının sulh sonucu takibe konulmadan ödenmesine yardımcı olduğu, ancak, alacak icra takibine konu edilmediği halde icra ücreti vekâleti tahsil ederek haksız kazanç sağlayarak Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelere aykırı davrandığı iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat 14.04.2008 ve 15.05.2008 tarihlerinde icra takibi ile ilgili evrakların … Bank … şubesi yetkilileri tarafından kendisine gönderildiğini, bilahare şube müdürünün devreye girerek takip yapmamasını borcun avukatlık ücretinin kendisine ödeneğini bildirdiği, takip yapması halinde yasal ücretinin 3.279.20 TL olmasına karşın 12.05.2008 tarihinde 1.000.00 TL ödendiği ve makbuz verdiğini, suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Şikâyetli avukatın Şikâyetçilerden … … …’dan 12.05.2008 tarihinde “1000-YTL vekâlet ücreti” alındığına ilişkin belge ve Şikâyetçi ……’dan 02.08.2008 tarihinde “850-YTL vekâlet ücreti” alındığına ilişkin belge olduğu, Şikâyetçi … … tarafından açılan davada … 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 22.12.2010 gün ve 2010/41 Esas, 2010/1114 Karar sayılı karar ile “850.00 TL vekâlet ücreti adı altıda tahsil edilen paranın 02.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı … … …’ten alınarak davacıya verilmesine karar verildiği, Şikâyetçi … … … tarafından açılan davada … 1. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 15.04.2010 gün ve 2010/40 Esas, 2010/296 Karar sayılı karar ile “1000.00 TL vekâlet ücreti adı altıda tahsil edilen paranın 12.05.2008 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı .. … …’ten alınarak davacıya verilmesine karar verildiği ve kararın Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 07.06.2010 gün ve 2010/9278 Esas, 2010/9987 Karar sayılı kararla onanarak kesinleştiği görülmektedir.
Disiplin kovuşturmasına konu sorun avukatın dava veya takip yapmadan karşı taraftan avukatlık ücreti alıp alamayacağına ilişkindir.
1136 Sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinin 1. fıkrasında “Avukatlık ücreti, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade eder.” hükmünü amirdir
Yasadaki tanım sadece iş sahibinden alınacak ücretin neyin karşılığı olduğuna işaret etmektedir. Oysa hukuki yardım yapan avukatın alması gereken ücret sadece hukuki yardım yapılan kişiden alınan ücretle sınırlı değildir Avukat vasıtasıyla takip edilen dava veya icra takiplerinde; iş sahibi lehine karşı yandan alınmak üzere, takdir edilen yargılama giderleri arasında, avukatlık ücreti de (iş sahibini hukuki işlem yapmağa mecbur bırakan karşı yanın ödeyeceği ücret) vardır. Bu ücreti talep etme hakkı kural olarak iş sahibine ait olmasına rağmen, iş sahibi ile avukatı arasındaki iç ilişkide bu ücret (Avukatlık Yasası 164/5) avukata aittir. Bu nedenle avukatlık ücretini; Hukuki yardım karşılığı iş sahibinden alınan ücret ile karşı yandan alınan vekâlet ücretinin toplamıdır şeklinde tanımlamak gerekir.
Avukatlık ücretinin doğumu tek bir hukuki yardımın iki ayrı ücreti olduğu üstte açıklandı. Bu nedenle her iki ücretin doğumunu ayrı-ayrı ele almak gerekir.
A)İş sahibinden alınan vekâlet ücreti; Yapılan hukuki yardımın karşılığı olan bu ücret kural olarak iş sahibi ile vekili olan avukatın müşterek iradeleri ile belirlemesi neticesi doğar. Ücretin borçlusu hukuki yardım alan iş sahibi (vekil eden) dir. Taraflar ( iş sahibi ve avukat) bu ücreti belirlememiş ise “ücretsiz hukuki yardım yapma yasağı” kuralı talep halinde gereği resen belirlenir.
B)Karşı yandan alınan vekâlet ücreti; Uygulamada “yasal vekâlet ücreti” olarak da tanımlanan bu ücretin borçlusu uyuşmazlığın karşı yanıdır. Yani vekil edenin niza içinde olduğu taraf, bu ücrete yasal vekâlet ücreti denilme nedeni bir mercii tarafından hüküm altına alınıyor olmasındandır. Yani bu ücretin mesnedi bir mercii kararıdır. Vekil ile temsil edilen uyuşmazlıklarda yargılama giderleri kapsamında birde, uyuşmazlığın sonunda haksız çıkan taraf (haksız çıktığı oranda) karşı tarafa vekâlet ücreti ödemeye re’sen mahkûm edilir. Vekâlet ücretine mercii (mahkeme veya icra daireleri) hükmeder. Genel kural olarak yargılama giderleri kapsamında belirlenen ücret olduğundan bu vekâlet ücreti avukat olan vekilin değil, asilin alacağıdır. Vekil-müvekkil (iş sahibi-avukat) ilişkisinde ise Avukatlık Kanunu 164/son hükmüne göre taraflarca aksi kararlaştırılmamış ise bu ücret avukata aittir. Karşı yan (yasal vekâlet) vekâlet ücretinin mesnedi mercii kararı olduğundan sehven takdir edilmemesi halinde hak edilse bile istenemez. Ceza yargılamasında en çok görülen örneği beraat halinde, vekille temsil edilen sanık lehine ve kamu aleyhine ücret takdiri gerektiği halde, buna dair hüküm kurulmamış ve süresinde karar temyiz edilmemiş ise bu ücret alınamamaktadır. Yani ücret mercii tarafından tayin edilmemiş ise temyiz, itiraz, şikâyet (İcra Müd. İşlemi ise) ya da başka şekilde hukuki bir yol takip edilerek elde edilebilir. Sonuç olarak belirtilmesi gereken bir mercii tarafından tahakkuk ettirilmeyen (hukuka aykırı olarak bile olsa) hallerde istenemeyen bu ücret hukuki yardımın haricen ifası vs. gibi hallerde asla istenemez.
Bu nedenlerle eylem disiplin suçu olduğundan Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli olmakla kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Avukat … … …’in itirazının reddine, …Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 15.10.2012 gün ve 2010/6 Esas, 2012/10 Karar sayılı kararının ONANMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy