Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 141, 147)

 

E: 2020-940

K: 2020/960

T: 31.12.2020

 

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 28.12.2020 günlü “Olur”u ile Kurulumuzun 11.09.2020 gün ve 2020/578 Esas, 2020/627 Karar sayılı kararı,

 

“Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulunca, adı geçen Avukatın Avukatlık Kanunu ve Meslek Kurallarına aykırı bir eylemi bulunmadığı gerekçesiyle, itirazın reddine ve söz konusu kararın onanmasına karar verilmiş ise de,

 

1136 sayılı Avukatlık Kanununun 34. maddesinde, ‘Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdür.’, 134. maddesinde de ‘Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, meslekî çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezalan uygulanır.’ hükümleri düzenlenmiştir.

 

Meslek Kurallarının 3. maddesinde, ‘Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.’, 4. maddesinde de ‘Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.’ düzenlemelerine yer verilmiştir.

 

Sanık müdafi sıfatıyla davayı takip eden avukatın, diğer taraf sanık müdafi olan avukatı tehdit edip, sinkaflı sözlerle hakaret etmesi şeklinde şikâyet edilen Avukata isnat edilen eylemin ceza yasası hükümlerinden ayrı olarak başlı başına avukatlık mesleğinin amacıyla bağdaşmadığı gibi mesleğin itibarım da zedeleyecek nitelikte olduğu tartışmasızdır.

 

Bu durumda, maddi gerçeğin tespiti açısından müşteki Avukat A.E. tarafından tanık olarak gösterilen Avukat S.Ö. ve Baro görevlisi Y.A.’nın Avukatlık Kanununun 147/1. maddesi uyarınca Baro Disiplin Kurulu tarafından usulüne uygun olarak dinlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, Baro Yönetim Kurulunca muhakkik olarak atanan Avukat M.İ.’nin telefon yolu ile dinlediği tanık beyanlarıyla yetinilerek karar verilmesinin Avukatlık Kanununun 141/3. maddesine aykırılık teşkil ettiği gözetilmeden itirazın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiştir.” gerekçesi ile Avukatlık Kanunu’nun 157/7. maddesi gereği bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmiştir.

 

Geri gönderme gerekçesi ile birlikte dava dosyası yeniden incelendi:

 

... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 10.05.2016 günlü yazısı ile Şikâyetli avukat hakkında, “Görevi Yaptırmamak için Direnme” ve “Hakaret” suçundan kamu davası açıldığının Baro Başkanlığı’na bildirilmesi üzerine başlatılan disiplin davasında, disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

 

Şikâyetli soruşturma ve kovuşturma aşamasında savunma vermemiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 29.08.2019 günlü toplantısında, Avukatlık Kanunu’nun 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4 ve 5.maddeleri gereğince şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Soruşturma aşamasında ifadelerine başvurulan;

 

Tanık Y.A. beyanında özetle; tarafların sabahtan gayet normal bir şekilde sohbet ettiklerini, öğleden sonra ilk sürtüşmenin hangi sebepten kaynaklandığını bilmediğini, konuşmalarının bir anda karşılıklı sözlü küfürleşmeye dönüştüğünü, o gün adliyedeki duruşmanın FETÖ dosyalarına ilişkin olması nedeniyle sanıkların yakınlarının çok fazla olması sebebiyle adliye koridorunun çok dolu olduğunu, seslerin yükselmesi nedeniyle herkesin kapının önünde biriktiğini, baro görevlisi olarak vatandaşa karşı avukatların mahremiyetinin korunması amacıyla kapıyı kapattığını, art niyeti olmadığını, ortamın araya girmek için müsait olmadığını, her iki tarafın da kontrolünü kaybetmesi sebebiyle karşılıklı küfürleşmelerin olduğunu, her iki tarafın birbirinin üzerine yürüdüğünü, iki avukatın kavgasında hakemlik de yapmadığını, tarafsızlığını koruyarak kavganın baro odası dışından duyulmasını ve avukatların vatandaşlar nezdinde küçük düşmemesi için kapıyı kapatmak zorunda kaldığını, şikâyetlinin karşı tarafa hitaben “bu odadan çıkamazsın” şeklinde tehdit ettiğini duymadığını, tartışma sonrası şikâyetli Avukatın baro odasından ayrılarak adliyenin girişinde bulunan polis kontrol noktasına gittiğini, kendisinin de koridora çıktığını, taraflar sakinleştikten sonra odaya girerek ortalığı düzelttiğini ifade ettiği,

 

Tanık Avukat S.Ö. beyanında özetle; kendisinin olaylar esnasında duruşma salonda duruşmada olduğunu, olayı arkadaşının kendisine anlattığını, bu hali ile vakıf olduğunu fakat olayı bizzat görmediğini ve duymadığını ifade ettiği,

 

Disiplin davasına konu eylem nedeniyle yürütülen herhangi bir ceza soruşturmasının bulunmadığı,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca incelemenin duruşmalı yapıldığı; “Dosyanın incelenmesinde, şikâyetçi ve şikâyetli avukatın … 3 Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/116 esas sayılı dosyasında farklı sanıkların vekili oldukları, 30.07.2018 tarihli celsede duruşmaya ara verildiği ve tarafların Baro odasında bulundukları esnada anlaşılamayan bir sebeple aralarında tartışma çıktığı, karşılıklı birbirlerine seslerini yükselttikleri, Baro görevlisinin koridordaki vatandaşların avukatlar arasındaki tartışmayı görmemesi ve duymaması amacıyla kapıyı kapatarak kendisinin de dışarı çıktığı, Baro odasında başka kimsenin bulunmadığı, bilahare tarafların sakinleşerek kendiliğinden tartışmayı sonlandırdığı anlaşılmış olup bu durumda şikâyetli avukatın şikâyetçiye hangi söz veya sözleri söyleyerek hakaret eylemini gerçekleştirdiği tespit edilememiş bulunduğundan, belirtilen şekilde gerçekleşen olayda şikâyetli avukatın Avukatlık Kanunu’na ve Meslek Kurallarına aykırı herhangi bir eylemi bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılmıştır.”  gerekçesiyle disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verildiği,

 

Şikâyetlinin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikâyetçi Avukatın 12.03.2020 kayıt tarihli itirazında tanık avukatın şikâyetlinin kendisine hakaret ettiğini beyan ettiğini, Baro odasında yaşananların bir avukata yakışmayacak nitelikte olduğunu beyan ettiği,

 

Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği görülmüştür.

 

Bakanlık geri gönderme gerekçesi yerinde görüldüğünden maddi gerçeğin tespiti açısından müşteki Avukat A.E. tarafından tanık olarak gösterilen Avukat S:Ö. ve Baro görevlisi Y.A.’nın Avukatlık Kanunu’nun 147/1. maddesi uyarınca Baro Disiplin Kurulu tarafından usulüne uygun olarak dinlenmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yönde hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadan, Baro Yönetim Kurulunca muhakkik olarak atanan Avukat M.İ.’nin telefon yolu ile dinlediği tanık beyanlarıyla yetinilerek karar verilmesinin Avukatlık Kanunu’nun 141/3. maddesine aykırılık teşkil ettiği değerlendirilerek itirazın kabulü ile kararın bozulması gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

Bakanlık geri gönderme gerekçe yerinde görülerek, Şikâyetli Avukatın itirazının kabulüne, … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 24.01.2020 gün ve 2019/29 Esas, 2020/1 Karar sayılı kararının BOZULMASINA, sonucun Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na bildirilmesine, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy