Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 135, 136, 158, 172) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 39) 
E. 2013/77
K. 2013/593
T. 22.08.2013 
Şikâyetli avukat hakkında, … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/1057 D.İş sayılı dosyasının 27.01.2011 tarihli “ihtiyati haciz kararının kaldırılması” talepli duruşmaya TBB Meslek Kuralları 39. madde gereği bildirim yapmadan katıldıkları iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir. 
Şikâyetli avukatlar önceki savunmaları ve itirazlarında özetle; Müvekkillerinin şikâyetçiyi azlettiklerini bildirmeleri üzerine işin aciliyetini de göz önünde bulundurarak telefonla arayarak izin almak suretiyle duruşmaya katıldıklarını, suçsuz olduklarını savunmuşlardır. 
İncelenen dosya kapsamından şikâyetli avukatların … Noterliği’nin 07.01.2011 tarih ve 01806 yevmiye No.lu vekâletnamesi ile vekil edildikleri, 27.01.2011 tarihli duruşmaya katıldıkları, herhangi bir azilname olmadığı, Şikâyetçiye yazılı bildirimde bulunulmadığı görülmüştür.
 Avukatlık Yasasının 172. maddesinde işin başka avukata verilmesi halinde “ iş sahibi ile avukat arasındaki hukuksal ilişki ” düzenlenmiş olup, bu madde hükmünün kovuşturma konusu olayla ilgisi bulunmamaktadır. İşin başka avukata verilmesi halinde “ avukatlar arasındaki hukuksal ilişki ” Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 39. maddesinde düzenlenmiştir.
Konu ile ilgili ulusal ve uluslararası uygulama incelendiğinde; Paris Barosu İç Tüzüğünün 9.1 maddesi “ Teklif edilen bir davayı üstlenen avukatın, müvekkilin danışmanı veya savunması sıfatıyla bir veya birçok meslektaşının bu davayı yüklenip yüklenmediğini araştırması gerekir.
Bir meslektaşının yerine geçmeyi kabul eden avukatın her şeyden önce yazılı olarak kendisine haber vermek ve kendisine varsa alacağı miktarın ne olduğunu sorması gerekir.”,
Alman Meslek Kurallarının 15. maddesi, “ Avukat, başka bir avukata verilen bir vekâleti üzerine aldığında, önceki avukatın, vekâletin devredilmesinden derhal haberdar edildiğinden emin olmalıdır.
Başka bir avukatın yanı sıra vekâlet üstlenen bir avukat, vekâletini devraldığını bu avukata derhal bildirmelidir.”, Vod Kantonu Meslek Kuralları madde 35, “ Acele haller dışında avukat kendisinden evvelki meslektaşının ücretinin ödenmiş olduğuna kanaat getirdiği veya rızasının mevcut olduğu hallerde davayı kabul eder.
Acele halin sona ermesinden sonra, ancak evvelki meslektaşının ücretinin ödenmiş, eğer ihtilaflı ise tevdi edilmiş olmak şartı ile vekâletname devam eder.”,
Avrupa Birliği Meslek Kuralları madde 5.5 , “ Bir avukat herhangi bir davada veya meselede başka bir avukat tarafından temsil edildiğini veya danışma hizmeti aldığını bildiği bir kişiyle o kişinin avukatının muvafakati olmadan o dava veya mesele hakkında doğrudan haberleşemez ( haberleştiği zaman da diğer avukata bilgi vermek zorundadır) .”,
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 39.maddesi “ İş sahibi anlaşmayı yaptığı avukattan sonra ikinci bir avukata da vekâletname vermek isterse ikinci avukat işi kabul etmeden önce ilk vekâlet verilen avukata yazıyla bilgi vermelidir.” , hükümlerini amirdir
Avukat Ali Haydar Özkent’in 1940 basım tarihli Avukatın Hukuku isimli kitabının 647–654. paragrafta;“ Hakkın zaferi ve müşterinin menfaati yanında avukatın şahsi mevkiinin ve hissiyatının da az çok rol oynadığı bir alanda, kin, rekabet gibi insan kalbinin zaaflarına şahit olmak tabii olduğu halde, çok beğenilecek ve imrenilecek bir şeydir ki, avukatlar arasında rekabet hissine mağlup olanlar pek azdır. Bu meslekteki hulüs, çekememezlik kavgalarını yavaşlatmakta ve yumuşatmaktadır. Bu neden? Bu, şundandır ki, avukatın vakar ve haysiyeti, hulüs ve sadakati, hissiyatının ve şahsi menfaatinin üstündedir. Ve bunun böyle olması lazım geldiğini emreden nizamlar ve an’aneler vardır.
Yazıhanesine gelen yeni müşteri ile görüşürken avukat, münasebet düşürerek, bu işini başka bir avukatla konuşup konuşmadığını sormalıdır. Hele iş başlamış veya ilk kararı alınmış bir dava ise, bunu araştırmak çok lazımdır. Kendisinden evvel başka bir meslektaşının el koyduğu ihtilafı hiçbir kaygu göstermeksizin benimseyen avukat, arkadaşına karşı hoş görülmeyen bir rekabet hissile ve menfaat hırsile hareket etmiş olur.
 Üstad Payen’in dediği gibi ( Onun aylardan beri mühim kısımları ile uğraştığı bir işi üzerine almak, affolunmaz bir düşüncesizliktir.)
İştirak ettirilen avukata düşen vazife, böyle bir teklif karşısında refikle görüşerek sözle ve yazı ile nezaket müsaadesini almaktır. Bunu yapmadıkça müdafaaya iştiraki kabul eden arkadaş, meslektaşlık hukukuna riayet etmemiş olur. ” sözleri ile bilgilendirme yükümlülüğünün mesleki dayanışma ve düzen geleneklerinin gereği olduğunu açıklamıştır.
Bir meslektaşının yerine geçmeyi kabul eden avukatın, her şeyden önce yazılı olarak meslektaşına haber vermesi, varsa alacağı ücretin tahsiline çalışması, meslektaşlık hukukunun gereğidir.
Görüldüğü üzere uluslararası uygulama da bu yönde olup, meslektaşın onuru, emeği ve ücretine saygı, mesleğin olmazsa olmaz koşuludur.
Avukat kendine iş sağlama ve meslektaşlar arasında haksız rekabet yaratacak her türlü davranıştan özenle kaçınmalıdır.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 39. ncu maddesine göre, ikinci avukat işi kabul etmeden önce ilk vekâlet verilen avukata YAZIYLA bilgi vermek zorundadır.
… Cumhuriyet Başsavcılığı “Avukatlık Yasası’nın 136/l. Maddesine göre, yasanın 6. kısmında yazılı esaslara uymayanlara ilk defasında en az kınama cezası verilmesi gerektiği halde uyarma cezası verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı görüldüğünü” bildirerek karara itiraz etmiştir
Bu nedenlerle eylem disiplin suçu olduğundan Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli olmakla Şikâyetli avukatlar M.K. ve S.B.’nin itirazının reddine,
… Cumhuriyet Başsavcılığının kınama cezası verilmesi yönündeki itirazının ise;
Yasanın 136/1 Maddesinde “en az kınama cezası” verileceği belirtilmiş ise de, disiplin cezalarını açıklayan 135. Maddesinin (1) No.lu bendinde “uyarma” cezasına da disiplin cezalarının en hafifi olarak yer verilmiştir.
İlk bakışta çelişkili gibi görünen bu durum karşısında, yasa koyucunun yaptığı düzenlemede en az kınama cezası verilmesini prensip olarak gösterdiği ancak, cezaya neden olan eylemin oluştuğu koşullar ve hafifletici nedenler de göz önünde bulundurularak Baro Disiplin Kurullarının ve Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun, Avukatlık Yasası’nda bir disiplin suçu olarak gösterilen “uyarma “cezası da verebileceği ve bu hususun –ilgili Kurulun–  takdirine bırakıldığı kabul edilmelidir. Aksi düşünce, yasanın 135/l. Maddesini yok hükmünde saymak anlamına gelebilir.
Kaldı ki, Avukatlık Yasası’nın delilerin serbestçe takdirini ve ceza vermenin amacını belirleyen 158. maddesinin içeriği de, disiplin kurullarının takdir haklarının yasal temelini oluşturmakta ve yukarıda belirtilen anlayışı doğrulamaktadır. Bu nedenlerle reddi ve kararın onanması gerekmiştir.
 Sonuç olarak Şikâyetli avukatlar M.K. ve S.B. ile İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazlarının reddine, …. Barosu Disiplin Kurulu’nun ayrı ayrı  “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 05.11.2012 gün ve 2012/D.63 Esas, 2012/568 Karar sayılı kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy