Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S K. m. 34, 59, 134, 135) (765 S. K. m. 102, 104) (5237 S. K. m. 50, 52, 62, 155)
E. 2013/386
K. 2013/766
T. 04.10.2013 
Şikâyetli avukat hakkında Hotel … A.Ş.’ye karşı … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde kıdem ve ihbar tazminatlarının tahsili amacıyla üç dava açtığı, davaların sonuçlanmasını takiben … İcra Müdürlüğü’nde alacağın tahsili amacıyla üç “ayrı “ilamlı takip” yaptığı, Ayşe için açılan takipte borçludan haricen ve icra dosyasından olmak üzere toplam 3.400.00 TL. para tahsil ettiği, Ebru için açılan takipte 6.117.765.00. TL para tahsil ettiği, yakınan Hüseyin için açılan takipte 4.928.018.000. TL. para tahsil ettiği ve tahsil edilen paradan çeşitli tarihlerde toplam 3.400.00. TL. yakınan Ayşe’ye ödeme yapıldığını, yakınan Ebru’ya 3.850.00. TL ödeme yaptığını, yine yakınan Hüseyin’e 3.400.00. TL. ödeme yaptığını beyan ederek, ayrıca borçlu şirketle yapılan görüşmelerde peşin ve taksitler halinde yapılan ödemeler toplamının 21.442.00.. TL. olduğunu öğrendiklerini, eksik ödemenin tamamlanması için yakınılan avukata başvurulduğunda, yakınılan avukatın bakiye ödemeleri ödeyeceğini beyan ettiğini, ancak ödemede bulunmadığını bu gelişme üzerine yakınılan avukat hakkında … İcra Müdürlüğü’nde 2002/104 esas sayılı dosyasıyla icra takibinde bulunduklarını, yakınılan avukatın takibe itiraz ettiğini, bunun üzerine Asliye Hukuk Mahkemesi’nde alacak davası açıldığını, ayrıca yakınılan avukat hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduklarını beyan etmişler ve görevini kötüye kullandığı iddiasıyla” açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat soruşturma ve kovuşturma aşamalarında savunma vermemiş Kurulumuz’ a yaptığı itirazında “Ceza dava dosyasında yaptığım ödemelere ilişkin sunduğum belgelere ilişkin hiçbir inceleme yapılmamış, gerekli yerlerden bilgi ve doküman istenmediği gibi, bu ödemeler konusunda şikâyetçilerin beyanı dahi alınmamıştır. Yine hakkını olan vekâlet ücretlerinin hesabı dahi yapılmamıştır, kaldı ki eksik ödendiği iddia edilen miktarın ne olduğu dahi belli değildir. Dosyada bilirkişi incelemesi dahi yoktur. Bu davada asıl mağdur olan benim. Sadece hakkımda oluşabilecek kötü söylem ve imajları silebilmek amacıyla tekrar kısmi ödemeler yapmak zorunda kaldım. Salt ceza Mahkemesinin vermiş olduğu karara dayanarak, hiçbir inceleme yapılmadan tarafıma ceza verilmesi yerinde değildir. Tarafıma atılı suçu kabul etmiş anlamına gelmemek kaydı ile belirtmek isterim ki olayda zamanaşımı söz konusudur. Atılı suçlamanın oluştuğu belirtilen tarih 2002 yılıdır. Baro Disiplin Kurulu’nun karar tarihi ise 2013’tür. Karar verilirken olaydaki zaman aşımı hiç dikkate alınmamıştır.” savunmasına bulunmuştur.
Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 1.3.25 gün ve 12-2004 tarihli “Oluru” ile “Alacaklı müştekiler Ayşe, Ebru ve Hüseyin vekili sıfatıyla, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/859 esas, 2001/193 karar, 1998/860 esas, 2001/142 karar ve 1998/861 esas, 2001/941 karar sayılı kesinleşmiş ilâmlarına dayanarak, borçlu … Otelcilik ve Turizm A.Ş. aleyhine yürüttüğü icra takipleri sırasında, … İcra Müdürlüğü’nün 2001/8059 sayılı dosyasında 8.840.313.308 TL tahsil ettiği hâlde, müşteki Ebru’ya 3.850.000.000 TL, … İcra Müdürlüğü’nün 2001/8060 sayılı dosyasında 7.489.046.048 TL tahsil ettiği hâlde, müşteki Meltem’e 3.400.00.TL, … İcra Müdürlüğü’nün 2001/8061 sayılı dosyasında 4.928.018.054 TL tahsil ettiği hâlde müşteki Hüseyin’e 3.400.00. TL vererek, kalan kısmı uhdesinde tutmak suretiyle mağduriyetlerine sebebiyet verdiği” iddiası ile 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 59/1-2 maddesi uyarınca kovuşturma izni verildiği
… Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2005/541 Esasında “hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak” iddiası ile açılan kamu davasında Mahkeme’nin 208/317 Karar sayılı kararı ile lehe olan 5237 sayılı TCK 155/2, 62/1, 50/1 ve 52/1 maddeleri gereği neticeten 3000.00. YTL adli para cezasına çevrilmek suretiyle cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının ertelenmesine her üç müşteki Ayşe, Ebru ve Hüseyin yönünden ayrı ayrı karar verildiği, kararın 27.07.2012 tarihinde kesinleştiği görülmektedir.
Her ne kadar kararda suç tarihi olarak “2001 yılı ve sonrası” bildirilmiş ise de karar gerekçesinden de görüldüğü üzere “İddianame yerine geçen son soruşturma kararı 07.10.2005 tarihli olup, sanığın savunmasının 14.06.2006 tarihinde alınmış olduğu, sanığa yüklenen suçların, 5 yıllık asli zamanaşımı süresine tabi olduğu lehe olan 765 sayılı TCK. nun 102/4 ve 104/2 maddesindeki 7 yı1 6 aylık asli ve ilave zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşılmakla sanığın üç ayrı müştekiye karşı işlemiş olduğu güveni kötüye kullanmak suçlarından cezalandırılması, sanığın bilahare kovuşturma aşamasında alacaklarının tamamını ödediği anlaşılmakla… hakkında tayin ve takdir olunan cezanın hükmen açıklanmasının ertelenmesi gerekli görülmüştür” gerekçesinden de görüldüğü üzere suçun temadi ettiği, kovuşturma aşamasına zararın giderildiği, bu nedenle zamanaşımının olmayacağı kabul edilmiştir. Bu durumda karar gerekçesi de göz önünde bulundurulduğunda zamanaşımı itirazının hukuksal dayanağı yoktur.
Eylem avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelere aykırı olmakla disiplin suçu olup, Şikâyetli avukat hakkındaki kesinleşen hüküm Avukatlık Yasası 5/a maddesinde bildirilen meslekten çıkarma cezası verilmesini gerektiren hallerden olmakla Baro Disiplin Kurulu’nca Avukatlık Yasası 135/4 te belirlenen disiplin cezasının paranın ödenmiş olduğu da gözetilerek alt hadden tayin ve takdir olunan cezada hukuka aykırılık görülmemiş ve itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli Avukat A. Y.’ın itirazının reddine, … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Üç Ay İşten Çıkarma Cezası Verilmesine” ilişkin 12.04.2013 gün ve 2002/100 Esas, 2013/74 Karar sayılı kararının ONANMASINA, oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy