Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 175) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 43)
E. 2005/234
K. 2005/354
T. 11.11.2005 
Şikayetli avukat hakkında Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2000/..... Esas sayılı dosyasından 07.04.2000 tarihi itibarıyla yaklaşık 7.450.000.000,00 TL para tahsil edilmesine karşın, 05.01.2001 tarihinde şikayetçi adına Emlak Bankası Ulus şubesinde hesap açtırarak 3.750.000.000,00 TL para yatırdığı, ücret sözleşmesine aykırı kesinti ve zamanında ödeme yapmamak iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli, Ankara 16. İcra Müdürlüğü’nün 2000/..... Esas sayılı dosyasına yatırılan toplam paranın 7.458.750.000,00 TL olduğunu, 555.180.000,00 TL harç kesintisi yapıldığını, yazılı ücret sözleşmesi gereği %20 ücret ve 850,00 ABD doları ödül kararlaştırılmış olması sebebiyle, masraf ve ücreti vekalet toplamı 3.153.610.000,00 TL mahsup ettikten sonra, kalan 3.750.000.000,00 TL’nı şikayetçiye ulaşamaması sebebiyle adına bankada hesap açmak suretiyle depo ettiğini, geç ödemesinin aynı konuda metin vekili olarak 29. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/...... Esas sayılı kamulaştırma bedelinin artırımı dosyasında mahkemece lehe hüküm verilmiş ise de; kararın Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 25.04.2001 gün ve 2000/....... Esas sayılı kararla bozulması ve kişi borcu olması sebebiyle 13.03.2002 tarihli makbuz ile Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne geri ödemek zorunda kalmaları olduğunu, bu dosyada da kişisel borca sebep olunmaması için Yargıtay sonucunun beklediğini, karar kesinleştikten sonra ödeme yaptığını, bu sebeple suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından, şikayetli avukat hakkında disiplin kovuşturmasına konu eylem nedeniyle Ankara 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2001/....... Esasında “avukatlık görevini kötüye kullanmak” iddiası ile kamu davası açıldığı, mahkemenin 31.05.2002 tarih ve 2002/...... sayılı kararıyla eylemin, “hizmet nedeniyle emniyeti suiistimal” olarak vasıflandırılarak TCK m. 510 ve 59/2 uyarınca 11 ay 20 gün hapis cezası verildiği, hapis cezasının 647 sayılı yasanın 4. maddesi uyarınca 1.660.932.000,00 TL ağır para cezasına çevrildiği ve 6. madde uyarınca ertelenmiş olduğu, kararın Yargıtay 4. Ceza Dairesi’nin 27.01.2004 gün ve 2003/...... Esas, 2004/...... Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.
Şikayetli avukat tarafından bekleme sebebi olarak bildirilen Ankara 29. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararı 25.04.2001 tarihinde Yargıtay tarafından bozulmuş, para 13.03.2002 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne iade edilmiştir. Oysa, şikayetçi alacağı en son 07.04.2000 tarihinde tahsil edilmiş olup, ücreti vekalet mahsup edildikten sonra 3.750.000.000,00 TL ödeme Yargıtay bozmasından çok önce, 04.01.2001 tarihinde yapılmıştır. Bu sebeple savunmaya itibar olanağı yoktur.
10.05.1999 tarihli %20 ücret ve 850,00 ABD Doları ödül sözleşmesi yapılmış olduğu iddia edilmiş olmasına karşın, ücret sözleşmesi aslının şikayetçide olduğu bildirilerek ibraz edilmemiş olup, 10 rakamının 20 olarak tahrif edildiği ve muhtemelen 850,00 ABD Dolarlık ödül cümlesinin de sonradan ilave edildiği ilk bakışta anlaşılmaktadır.
TBB Meslek Kuralları’nın 43. maddesi hükmü gereği; “müvekkil adına alınan paralar ve başkaca değerler geciktirilmeksizin müvekkile duyurulur ve verilir, müvekkil ile ilgili bir hesap varsa uygun sürelerle durum yazıyla bildirilir.”
Avukatlık Yasası’nın 175. maddesine uygun olarak, iş sabinin vekaletnamede yazılı adresine yazılı hesap bildirimi yapıldığına ilişkin belge ibraz edilmediği gibi, şikayetli avukat tarafından 07.04.2000 tarihinde tahsil edilen alacak, tahrif edildiği Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla da saptanan ücret sözleşmesi ile uzun süre alıkonularak 05.01.2001 tarihinde bankaya bloke edilmiş, aradan geçen süre içinde paranın nemalarından şikayetçi yararlandırılmamıştır.
Bildirime rağmen müvekkile ulaşma olanağı yoksa, nemalarından da müvekkil yararlandırılmak suretiyle paranın bankaya bloke edilmesi doğruluk ve özen borcunun bir gereğidir.
Avukatlar yüklendikleri görevi bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak zorundadır (Avukatlık Yasası m. 34). Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe olan güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütmek ve mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan özenle kaçınmak zorundadır (TBB Meslek Kuralları m. 3 ve 4).
Bu sebeplerle eylem, Avukatlık Yasası’nın 34., TBB Meslek Kuralları’nın 3, 4, 43. maddelerine açıkça aykırı olduğundan, Baro Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirmede hukuka aykırılık görülmemiş, sicil durumu ve eylemin özel ağırlığı da göz önünde bulundurulmak suretiyle tayin edilen işten çıkarma cezasının onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetli avukatın itirazının reddine, Ankara Barosu Disiplin Kurulu’nun “bir yıl süre ile işten çıkarma” cezası verilmesine ilişkin kararının onanmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy