Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 159) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)

 

E: 2016-339

K: 2016/595

T: 08.09.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Şikayetli avukat hakkında; “Azledildiği halde şikayetçi davacı vekili sıfatıyla ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/61 esasına kayden dava açtığı” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikayetli avukat usulüne uygun tebligata rağmen soruşturma aşamasında savunma vermemiştir.

 

 Kovuşturma aşamasında sunduğu savunmasında özetle; Şikayetçinin muris H.K. varislerinden biri olduğunu, davanın sadece şikayetçi değil onun kök murisi yani babası ve dedesi adına açılmış bir dava olduğunu ve şikayetçinin kardeşlerinin ve akrabalarının tamamının mirasçı olduğunu, hiçbir hak ve alacak tahsil edilmediğini, şikayetçi tarafından karşılanması gereken masrafların da kendisi tarafından karşılandığını, izinsiz dava açma iddiasının dayanaksız olduğunu zira şikayetçinin azilden sonra kendisini tekrar yetkilendirildiğini, şikayetçinin vekalet ücreti ödememe gayesinde olduğunu, tarafına bu bilgi verildikten sonra da hiçbir bedel talep edilmeden ve dosya takibe konulmadan hem yerel mahkemedeki hem de Yargıtay’daki dosyadan feragat edildiğini, hiçbir hak kaybının yaşanmadığını belirterek suçsuz ve masum olduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından; ... Noterliği’nin 24.10.2011 gün ve 25583 yevmiye numaralı vekaletnamesi ile şikayetli avukatın L.E., F.B., M.E., N.K. ve şikayetçi B.K. tarafından vekil tayin edildiği,

 

Şikayetli avukatın, ... Noterliği’nin 29.11.2011 gün ve 28247 yevmiye numaralı azilnamesi ile L.E., F.B., M.E., N.K. ve şikayetçi B.K. tarafından azledildiği, azilnamenin şikayetli avukata 07.12.2011 günü tebliğ edildiği,

 

... Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.05.2013 gün ve 2012/61 Esas, 2013/214 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; bir takım davacılar L.E., F.B., M.E., N.K., S.K. ve şikayetçi B.K. vekili olarak şikayetli avukatın adının yer aldığı, davalının … Genel Müdürlüğü, dava tarihinin 15.02.2012 olduğu, kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan tazminat davasında yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne 138.100,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan alınarak davacılara hisseleri oranında ödenmesine… Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT gereğince 12.736,00 TL vekalet ücretinin davalı İSKİ’den tahsili ile davacı tarafa verilmesine… karar verildiği,

 

Şikayetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikayetli avukat D.M.’nin 23.03.2016 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Önceki savunmalarını tekrarla, şikayetçinin hiçbir şekilde zarara uğramadığını, şikayetçi ile aralarında bu an itibariyle hiçbir hukuki ilişki olmadığını, sehven dosyaların bir kısmında adı geçmiş ise bunun sebebinin kök murislerden kalan veraset ilişkisinden kaynaklandığını, şikayetçinin zorunlu dava arkadaşı olduğunu, müvekkilinin istediği üzerine yerel mahkemede lehe çıkan karardan feragat ettiğini, hakkında kınama kararı verilemeyeceğini zira avukatlık mesleğinden ayrılarak kurmuş olduğu şirkette serbest meslek erbabı olarak çalıştığını belirterek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak mezkûr kararın itirazen kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Şikayetçinin 08.05.2013 gün ve 2012/61 Esas, 2013/214 Karar sayılı ilama sonradan muttali olduğu görüldüğünden eylemin temadi ettiği ve bu nedenle Avukatlık Yasası 159/2. Maddenin azil tarihinden itibaren başlamayacağı gözetilerek zamanaşımı hükmünü uygulanmasının olanaksız olduğu görülmektedir.

 

Şikayetli avukat meslekten ayrıldığını ve bu nedenle de disiplin cezası verilemeyeceğini savunmakta ise de Avukatlık Yasası madde 138/2 “Avukatın, avukatlıktan ayrılması, avukatlığı sırasındaki eylem ve davranışlarından dolayı disiplin kovuşturması yapılmasına engel değildir.” hükmü gereği itirazın hukuksal dayanağı bulunmadığı açıktır.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikayetli avukatın ... Noterliği’nin 29.11.2011 gün ve 28247 yevmiye numaralı azilnamesi şikayetçi B.K. tarafından azledildiği, azilnamenin şikayetli avukata 07.12.2011 günü tebliğ edildiği, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/61 Esas, sayılı dosyasında dava tarihinin 15.02.2012 olduğu, azilnameden sonra dava açıldığı dosya kapsamı ile tartışmasızdır.

 

Zorunlu dava arkadaşı olduğu ve bu nedenle vekaletnamenin kullanıldığı savunulmuş ise de; azil ile vekil/müvekkil ilişkisi sona erer ve bu nedenle lehe dahi olsa hiçbir işlem yapılamaz.

 

Şikayetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

 Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikayetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları’nın 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikayetli avukat D.M.’nin itirazının reddi ile;

 

1- … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 01.02.2016 gün ve 2014/667 Esas, 2016/34 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy