Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134)

 

E. 2015/886

K. 2016/78

T. 30.01.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukat hakkında, “Alacaklı müşteki K.S. vekili sıfatıyla borçlu diğer müşteki M.Ç. hakkında 08.08.2008 vade tarihli ve 200.000 Türk Lirası bedelli bononun tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/4742 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü takip sırasında borcun tamamını M.Ç.’ten haricen tahsil ederek borçluya takip konusu senedi iade edip bahse konu takip sebebiyle alacağın kalmadığına ilişkin 06.07.2010 tarihli belgeyi vermesine rağmen, yapılan ödemeyi icra dosyasına bildirmeyip müvekkilinin vekilliğinden istifa ettikten sonra takibin alacaklı müşteki tarafından devam ettirilmesi nedeniyle borçlu müştekinin mağduriyetine sebebiyet verdiği” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; Şikâyetçinin icra dosyasında borçlu olması nedeniyle haciz, şirket payına haciz ve taşınmaz haczi yapıldığını, 2009 yılı Nisan ayında icra dosyasının kaybolduğunu, senedin de yerinde olmadığını, İcra Müdürlüğünde büyük bir güvenlik açığı olduğunu, bu nedenle de icra dosyasının ve senedin üçüncü şahısların müdahalesine uğradığını ve açıkça M.Ç.’nin senedi İcra Müdürlüğünden aldığını beyan etmekle, aylar sonra dosya ortaya çıktığında bazı evrakların eksik olduğunu, senedin de bulunamaması nedeniyle dosyanın bizzat İcra Müdürünce muhafaza altına alındığını, borçluyu borcunu ödemesi konusunda son kez uyardığında avukatlık ücreti konusunda H.A.’nın tanıklığında 06.07.2012 tarihinde 5.000,00 TL ödeme karşılığında, kalan avukatlık ücretinden vazgeçtiğini, tanık ile yazılı belge düzenlediğini, sonradansa diğer avukatları olan Avukat C.Ç.’nin masrafları karşıladığından dosyanın ona verileceğinin söylediklerini, bu aşamadan sonra ise Avukat C.Ç.’nin kendisinin muvafakati olmaksızın icra dosyasına vekâletname ibraz ettiğini, devamla kıymet takdiri istediği sırada borçlunun borcunu ödediği ve senedi geri aldığını bildirerek İcra Müdürlüğüne başvurduğunu, M.Ç. ile H.A.’nın konuştuğunu, bu sırada M.Ç.’nin senedi kolaylıkla ele geçirdiğini, aşiret olduğunu ve kimsenin bu dosyası tahsil etmesine izin vermeyeceğini duyduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından; ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/4742 Esas Sayılı dosyasında, Alacaklının K.S., alacaklı vekilinin Avukat M.O.B., borçluların M.Ç. ile F.Ç. olduğu, 01.03.2008 tanzim tarihli 200.000,00 TL. bedelli senet mesnediyle 217.169,86 TL’lik alacak için 28.11.2008 tarihinde icra takibi başlatıldığı,

 

... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/ 186 Esas, 2012/ 325 Karar sayılı ve 10.05.2012 karar tarihli, davacının M.Ç., davalının K.S. olduğu “takibin taliki veya iptali” davasında “Alacaklı K.S. vekili Avukat M.O.B. tarafından yazılıp imzalanan 06.07.2010 tarihli belgede, “davacının borçlu olduğu ... İcra Müdürlüğü’nün 20058/ 4742 Esas sayılı dosyasına atıf yapıldığı ve bu dosyayla ilgili olarak herhangi bir alacağının kalmadığının belirtildiği” bu belgeden dosya borcunun ödendiği ve herhangi bir alacağın kalmadığının anlaşıldığı, bu belge vekâlet ücreti alacağının kalmadığından bahisle düzenlenmiş olsaydı belgede vekâlet ücreti alacağının kalmadığından bahsedilmesi gerektiği, bu şekilde davacı borçlunun borcunu alacaklı vekiline ödediği, borcunun kalmadığı anlaşılmakla, davacının borcunu ödemesi nedeniyle davacı hakkındaki icra takibinin iptaline karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle davanın kabulüyle, icra takibinin iptaline karar verildiği, kararın 07.01.2013 tarihinde Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği,

 

... İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/ 314 Esas, 2013/ 20 Karar sayılı ve 17.01.2013 karar tarihli, davacının F.Ç., davalının K.S. olduğu “takibin taliki veya iptali” davasında: “... icra Müdürlüğü’nün 2008/ 4742 sayılı dosyası ile davalı alacaklı vekili tarafından davacı borçlu ve dava dışı M.Ç. hakkında 01.03.2008 tanzim tarihli, 08.08.2008 ödeme tarihli, 200.000,00 TL bedelli senede istinaden kambiyo senetlerine özgü icra takibi yapıldığı, takibin kesinleştiği, borçlulara ait taşınmazlara haciz konulduğu, davacı borçlu vekili tarafından ibra edilen 06.07.2010 tarihli belgede “... İcra Müdürlüğü’nün 2008/ 4742 dosyasıyla ilgili olarak herhangi bir alacağım kalmamıştır. İşbu belge M.Ç.’nin talebi üzerine verilmiştir.” ibarelerinin yer aldığı, bu belgenin altının alacaklı vekili Avukat M.O.B. tarafından imzalandığı ve kaşesinin vurulduğu, davacı borçlu vekilinin dava dışı borçlu M.Ç. tarafından takibe konu borcun tamamının alacaklı vekiline ödendiğinden bahisle itfa nedeniyle takibin iptali talebiyle mahkemenize dava açtığı, alacaklı vekili Avukat M.O.B. tarafından yazılıp imzalanan 06.07.2010 tarihli belgede davacının da borçlu olduğu, ... İcra Müdürlüğü’nün 2008/4742 Esas sayılı dosyasına atıf yapıldığı ve bu dosyayla ilgili olarak herhangi bir alacağının kalmadığının belirtildiği, bu ödeme belgesine istinaden borçlulardan M.Ç.’nin takibe konu borcu ödediğinden bahisle açtığı takibin iptali davasının yapılan yargılama sonunda Mahkememizin 2012/ 186 Esas, 2012/ 325 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verildiği, kararın davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edildiği, kararın Yargıtay ... Hukuk Dairesi’nin 26.11.2012 tarih, 2012/ 17566 Esas, 2012/ 34776 Karar sayılı kararı ile Onararak geldiği, karar düzeltme yoluna müracaat edilmeksizin 05.01.2013 tarihinde kesinleştiği, bu durumda borçlu M.Ç.’nin takibe konu borcu ödediği ve davacı F.Ç.’nin de davacıya borcunun kalmadığı anlaşılmakla davanın kabulüyle, icra takibinin iptaline karar verildiği ve işbu kararın da 12.02.2013 tarihinde kesinleştiği,

 

Şikâyetli avukatın 06.07.2010 günlü el yazılı belgede “... İcra Müdürlüğü’nün 2008/4742 esas sayılı dosya ile ilgili olarak herhangi bir alacağım kalmamıştır. Bu belge borçlu M.Ç.’nin talebi üzerine verilmiştir.” Sözlerinin yazılı olduğu,

 

... İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasında 20.06.2011 tarihinde vekillikten çekildiği,

 

Alacaklı K.S.’nin ... Noterliği’nin 29.06.2009 günlü vekâletname ile Avukat C.Ç.’nin vekil ettiği, bu vekâletnamenin dosyaya ibrazla 25.04.2011 tarihinden sonra kıymet takdir işlemlerinin yapıldığı,

 

Adalet Bakanlığı Ceza işleri Genel Müdürlüğü’nün ... sayılı ve 24.04.2015 tarihli yazısıyla, M.Ç.’nin 25/04/2012 tarihli ve K.S.’nin tarihsiz dilekçelerle şikâyetleri üzerine ... Barosuna kayıtlı Avukat M.O.B. hakkında yapılan inceleme ve soruşturma sonunda, bir kısım iddiadan dolayı 19/09/2012 tarihli “Olur”la soruşturma izni ve bir kısım iddiadan dolayı ise 09/01/2013 tarihli “Olur”la kovuşturma izni verilmesinin gerekli görülmediğinin bildirildiği,   

 

Şikâyetli avukat M.O.B.’nin disiplin sicil özetinde, eylem tarihi itibariyle tekerrüre esas kesinleşmiş cezasının olmadığı,

 

Şikâyetli avukatın 20.10.2015 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Önceki savunmalarını tekrarla, kararın maddi gerçeğe ve hukuka aykırı olduğunu, somut olayda icrada kaybolan senetlerin borçluda çıktığını, ancak dosya içerisinde tahsil harcı olmadığını, şikâyetçinin dosya borcunu ödemediğini, borçlunun herhangi bir zararının olmadığını, üst seviyeden ceza tayinin de yerin olmadığını belirterek hakkında verilen kararın kaldırılmasını ve ceza tayinine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasasının 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikâyetli avukatın ibraname ile borcun tamamını 06.07.2010 günlü el yazılı ibraname ile tahsil etmesine karşın dosyasına beyan etmediği gibi ... İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasında 20.06.2011 tarihinde vekillikten çekildiğini beyan ederek asıla tebligat yapılmasını isteyerek dosyanın derdest olmasını sağladığı, alacaklı vekili Avukat C.Ç.’nin dosyaya vekâlet ibraz ederek takibe devamla kıymet takdiri yaptırdığı, itiraz üzerine Mahkemece itfa nedeniyle takibin iptaline karar verildiği, dosya kapsamı ile tartışmasızdır.

 

Alacağın tahsil edilmesine karşın dosyada işlem yapmamakla borçluya zarar verildiği ve ancak yargılama sonucu borcun itfa nedeniyle takibin iptaline ve borçlunun borcundan kurtulmasına neden olunduğu, Şikâyetli avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak itirazının reddi ile eylemin niteliğine göre daha üst bir ceza tayini gerekmekte ise de aleyhe itiraz olmadığından kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetli avukat M.O.B.’nin itirazının reddi ile;

 

1- ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 18.06.2015 gün ve 2013/15 Esas, 2015/14 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy