Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 46, 59, 134) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)

 

E: 2016-479

K: 2016/741

T: 05.11.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukat hakkında, “Alacaklı … Telekomünikasyon A.Ş. vekili sıfatıyla, borçlu müşteki hakkında 14.07.2014 tarihinde, İzmir 5. İcra Müdürlüğü’nün 2014/9639 sayılı dosya üzerinden başlattığı takip, şikâyetçinin itiraz etmesi üzerine 21.08.2014 tarihinde durdurulduğu ve takibe devam etmek için gerekli hukukî yollara başvurması gerektiği hâlde, müştekinin telefonuna 06.08.2014, 19.08.2014, 26.09.2014 ve 15.10.2014 tarihlerinde hakkında icra takibi başlatıldığı ve haciz işlemi yapılacağına dair mesajlar gönderip 08.10.2014 tarihinde talepte bulunarak, aynı gün borçlu müştekinin aracının trafik kaydı üzerine icra müdürlüğünce sehven haciz şerhi konulmasını sağladığı” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; iş yoğunluğu nedeniyle avukat olmayan çalışanları aracılığıyla borçlular ile telefonla arayarak veya mesaj göndererek alacakları tahsil etmeye çalıştıklarını, bahsi geçen icra takibine itiraz edildiğini bürolarındaki UYAP ekranından fark edemediklerini, sehven yapılan işlem nedeniyle meslektaşı olan müştekiden bürosuna giderek özür dilediğini, aklanması gerektiğini, aksi halde hakkında 44 yıllık mesleki konumu gözetilerek avukatın mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin kendisine bildirilmesi cezasının verilmesinin uygun olduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 29.09.2015 günlü kararı ile şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Dosyaya … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 17.11.2014 günlü “Dosya İnceleme Tutanağı” içeriğinde; “Alacaklı … Telekomünikasyon A.Ş. vekili Av. S.Ö. tarafından borçlu M.E.A. hakkında 0… numaralı telefona ait 21.03.2014 son ödeme tarihli 208,40 TL bedelli 1 adet faturaya dayalı toplam 224,31 TL alacağın tahsili için 14.07.2014 tarihli takip talebi ile ilamsız icra takibi yapıldığı… ödeme emrinin borçluya 21.08.2014 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu M.E.A.’ın aynı günlü dilekçesi ile borcun tamamına itiraz edip takibin durdurulmasını talep ettiği, icra müdürlüğünce aynı gün 21.08.2014 tarihli kararla tebligat parçası dönmediğinden, takibin geçici olarak durdurulmasına tebligat parçası döndükten sonra itirazın tekrar değerlendirilmesine dilekçe ekinde pul olmadığından tarafların kararı dosyadan öğrenmesine karar verildiği, alacaklı vekili Av. S.Ö. ve Avukat C.N.’nun UYAP üzerinden gönderdikleri 01.10.2014 tarihli dilekçeleri ile borçlu adına kayıtlı 35 EZE 72 plakalı araç üzerine haciz şerhi işlenmesi, ayrıca borçlu adına kayıtlı gayrimenkul olup olmadığına UYAP sistemi üzerinden bakılması talebinde bulundukları, 08.10.2014 tarihinde talep gibi işlem yapılmasına karar verildiği ve borçlu adına kayıt … plakalı aracın UYAP’tan sorgusunun yapıldığı ve 08.10.2014 tarihi itibariyle kaydına haciz şerhi işlendiği ve alacaklı vekili Avukat S.Ö, ve C.N.’nun UYAP’tan gönderdikleri 15.10.2014 tarihli talep ile… borçluya İİK 103 davetiye gönderildiği, İcra Müdürlüğünce 06.11.2014 tarihinde borçlunun sözlü müracaatı üzerine dosya incelendiğinde takibin durdurulmasına karar verildiği halde, sehven borçlu hakkında haciz işlemi uygulandığından söz konusu hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği ve borçlunun … plakalı aracının kaydına sehven konulan haczin 06.11.2014 tarihi itibariyle kaldırıldığı, dosyada başkaca işlem olmadığı…” ifadelerine yer verildiği,

 

 “Son Uyarı Mektubu” başlıklı ve Av. S.Ö. imzalı 4 ayrı yazı örneğinin, … nolu telefonuna gönderilen 06.08.2014, 19.08.2014, 26.09.2014 ve 15.10.2014 tarihlerinde icra takibi başlatıldığı ve haciz işlemi yapılacağına dair mesajların yer aldığı belgenin Şikâyetçi tarafından dosyaya sunulduğu,

 

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 28.04.2015 günlü “Olur”u ile şikâyetli avukat hakkında Avukatlık Yasası’nın 59/1 maddesi uyarınca kovuşturma yapılmasının gerekli olmadığına karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulunca 1136 sayılı Yasa’dan kaynaklanan avukatlık yetkisini kullanırken davanın hukuki tarafıyla ilgili olması gerektiği ve mesleğini kamunun inancına ve mesleğe güveni sağlayacak biçimde işine tam sadakatle yapması gerektiği, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorunda olduğundan yakınılan avukatın davanın hukuki tarafı dışında ve mesleğe güveni ortadan kaldıracak eylemlerde bulunduğu anlaşıldığından şikâyetli avukatın kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği,

 

Şikâyetli Avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikâyetli Avukatın 12.04.2016 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrar ederek, olaydaki zaafı nedeniyle kendisine kusur addedilemeyeceğini, uyarılmasına karar verilmesi gerektiği savunduğunu, ofis ve icra müdürü hatasının avukata yansıtılmasında samimi savunması da gözetilerek kınama cezasının uyarma cezasına çevrilmesini talep ettiği,

 

Şikâyetçiye itiraz dilekçesinin tebliğ edildiği, herhangi bir beyanda bulunmadığı görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında işine ve müvekkiline karşı gerekli özeni göstermediği anlaşıldığından, eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Takibin durdurulmasına karşın ısrarla mesaj gönderildiği, hacze gelineceğinin bildirildiği dosya kapsamı ile tartışmasızdır. Bunun personel tarafından bilinçsizce yapıldığı savunmasının hukuksal dayanağı yoktur. Personelinin davranışlarından da müştereken müteselsilen sorumludur, Avukatlık Yasası’nın 46. maddesi de bunu gerektirir.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetli avukat S.Ö.’ın itirazının reddi ile;

 

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 04.03.2016 gün ve 2015/184 Esas, 2016/45 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy