Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 38, 136) (4077 S. K. m. 22) (Tüketici Sorunları Hakem Heyetleri Yönetmeliği m. 18) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4, 18)
E. 2012/860
K. 2013/312
T. 27.04.2013
Şikâyetli avukat hakkında, … … ilçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyeti üyesi bulunduğu halde, şikâyetçinin … bank ile ilgili bir konudaki başvurusunda … bank’ın avukatı olmasına rağmen tarafsız kalması ve çekilmesi gerektiği halde çekilmeyerek yer aldığı, ayrıca kendisinin de yer aldığı Tüketici Sorunları Hakem Heyeti tarafından verilen kararın iptali istemi ile açılan davada da yine … bank avukatı olarak davalı vekili sıfatıyla yer aldığı, iddiaları ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulunca eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat savunmalarında, … … ilçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyetinde baro temsilcisi olarak yer aldığını, şikâyetçinin başvurusunun oybirliği ile reddedildiğini, diğer üyeleri etkilemesinin söz konusu olmadığını ve bunu iddia etmenin diğer üyelere de haksızlık olacağını, kararın bağlayıcı niteliği bulunmadığını, yapılan yargılama sırasında da mahkemece değerlendirmeye alınmadığını, ihtilafın miktarı bakımından Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin yetki sınırlarının üzerinde olduğunu, bu sebeple heyet gündemine alınmaması gerektiğini, iptali talebi ile açılan davanın da reddedildiğini, eyleminin Avukatlık Yasasının 38/c maddesi kapsamında sayılamayacağını bildirmiştir.
Şikayet üzerine başlatılan disiplin soruşturmasında, Baro Yönetim Kurulu tarafından verilen 2010/101 esas 2010/27 karar sayılı “Disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına” ilişkin karar Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun 2011/24 esas, 2011/258 karar sayılı kararı ile, şikayetli avukatın banka avukatı olarak Tüketici Sorunları Hakem Heyetinde yer almasının Yönetmeliğin 18 maddesine aykırılık oluşturmadığı, ancak daha sonra kararın iptali ile ilgili olarak açılan davada davalı vekili olarak yer almasının Avukatlık yasasının 38/c maddesine aykırılık oluşturabileceği, bu hususun araştırılması gerektiği gerekçesi ile bozulmuş ve bu gerekçe ile disiplin kovuşturması açılmıştır.
Dosya içerisindeki … Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin 2009/341 Esas sayılı davası ile ilgili dilekçe ve karar örneğinin incelenmesinde, … … ilçesi Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin 2009/5 Esas sayılı istemin reddine dair kararının iptali istemi ile açıldığı, yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, dosyanın yetkili … Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesinin 2001/152 Esasına kaydedilerek görüldüğü,  2012/43 Karar sayılı kararla davanın reddine karar verildiği, şikâyetli avukatın davalarda davalı … bank vekili olarak yer aldığı görülmektedir.
Avukatlık Yasasının 34.maddesinde “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun bir şekilde davranmak Türkiye Barolar Birliğince belirtilen Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdürler”. Yine Avukatlık Yasasının 38/c.  maddesine göre de “Evvelce hâkim, hakem, Cumhuriyet Savcısı bilirkişi veya memur olarak o işte görev yapmış olursa”  teklifi reddetmek zorundadır. Bu zorunluluk, avukatların ortaklarını ve yanlarında çalıştırdıkları avukatları da kapsar”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesinde “Avukatlık mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam sadakatle yürütür”. 4. maddesinde “Avukatlık mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır”. 18. maddesinde “ Avukat daha önce hakim, savcı, hakem ya da başka resmi bir sıfatla incelediği işte görev alamaz”  hükmüyle belirlenen ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, maddenin asıl amacının mesleğe olan güveni sarsmamak olduğu, anılan maddelerde “dava” dan değil, “iş” den söz edildiği, temel amacın adaletin yerine getirilmesinde kuşku yaratılmaması, doğruluk karinesinden yararlanan avukatların  bu kolektif inanca ters düşecek, bu inancı sarsacak davranışlardan titizlikle kaçınması, mesleğin etik değerlerinin korunması olduğu, görülmektedir.
Tüketici Sorunları Hakem Heyeti, 4077 sayılı Yasa ile kurulmuş, 22. maddesi ile belli miktarın altındaki uyuşmazlıklarda da başvurulması zorunlu kuruldur. Kovuşturma konusu olayda başvuru konusunun miktarı bakımından Tüketici Sorunları Hakem Heyetinin yetki sınırının üzerinde olması, heyetin gündemine alınmış ve görüşülerek karara bağlanmış bulunması ve şikâyetli avukatın da bu kurulda hakem sıfatıyla yer olmuş olması karşısında, oluşmuş bulunan disiplin suçunu ortadan kaldırmamaktadır. Yargılama sonucunda davanın reddedilmiş olması da disiplin uygulaması açısından etkili bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuki değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik bulunmamış ise de Avukatlık Yasasının 136/1 maddesine göre en az kınama cezası tayin edilmesi gerekirken uyarma cezası takdir edilmesinde hukuki isabet bulunmamakta ise de aleyhte itiraz olmadığından bu hususa değinilmekle yetinilmiş ve kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikâyetli avukatın itirazının reddi ile … Barosu Disiplin Kurulunun şikâyetli avukatın  “Uyarma cezası verilmesine” ilişkin kararının aleyhte itiraz olmadığından ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy