Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 41, 134, 142, 173) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4, 38, 42)

 

E. 2016/77

K. 2016/276

T. 09.04.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukatlar A.K. , M.B.  ve E.Y.  hakkında; “Şikâyetçinin menfi tespit davası açmak üzere şikâyetli avukatlara vekâlet verdiği, istedikleri 3.000,00 TL parayı ve masrafları da çeşitli tarihlerde şikâyetli avukatların banka hesaplarına yatırdığı, Şikâyetlilerin dilekçe yazarak davayı açtıkları ancak daha sonra duruşmalara katılmadıkları, bu nedenle davayı takip eden karşı taraf lehine Mahkemece karar verildiğini, Şikâyetlilerin kendi adına başka davaları da takip etmeleri gerektiği halde bu dosyaları da takip etmedikleri ve daha sonra da herhangi bir mazeret göstermeden, masrafları karşılamadığından bahisle davadan çekildiklerine dair dilekçe verdikleri, tüm bu nedenlerle şikâyetçinin de mağdur olduğu” iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda şikâyetli avukatların ayrı ayrı uyarılmalarına karar verilmiştir.

 

Şikâyetli avukatlar A.K. ’ye, M.B. ’a ve şikâyetçi A.A. ’a Baro Disiplin Kurulu kararının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, ancak ilgililerin karara herhangi bir itirazının olmadığı anlaşılmaktadır.

 

Şikâyetli avukat E.Y.  önceki savunmalarında özetle, şikâyetçinin açılmasını talep ettiği menfi tespit davası dayanağı olan ibra belgesinin sahte olması halinde davanın kaybedileceği ve hakkında ceza başvurusu yapılabileceği yönünde şikâyetçiyi bilgilendirilip bu konuda bir görüşme tutanağı düzenlenerek menfi tespit davasını açtıklarını, davada yapılan bilirkişi incelemesinde belgenin sahte olarak oluşturulduğu ortaya çıkınca aradaki güven ilişkisinin zedelendiğini, ayrıca şikâyetçinin bu dava için ödediği vekâlet ücretinden sonra masraf vermek istememesi ve masrafların alınan bu vekâlet ücretinden yapılmasını istemesi, ayrıca şikâyetçi adına açtıkları ihalenin feshi davasının masraflarını ve vekâlet ücretini de vermek istememesi ile aradaki güven ilişkisinin zedelenmesi üzerine davalardan çekildiklerini, bu çekilmelerinin haklı olduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından; ...  Barosu Yönetim Kurulu’nun 12.03.2014 günlü ve 81/20 sayılı kararı ile şikâyetli avukatlar hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verildiği,

 

Şikâyetçinin itirazı üzerine, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 10.10.2014 günlü ve 2014-889 Karar sayılı kararı ile;“…Şikâyetçinin, 2.975,00 TL ödeme yaptığını yazılı belgeler ile kanıtladığı, Şikâyetlilerin savunmalarını vermemiş olmalarından dolayı, 2.975,00 TL aldıkları halde, her iki dosyadan çekilme nedenlerinin anlaşılamadığı ve şikâyet konusu eylem, 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 142/2.maddesi uyarınca incelenmeye değer mahiyette bulunduğundan” itirazın kabulüne karar verildiği,

 

Dosyaya şikâyetçi tarafından ibraz edilen makbuzlardan, şikâyetçinin, şikâyetli Avukat E.Y. ’ın Türkiye İş Bankası hesabına 1.995,00 TL, şikâyetli Avukat M.B. ’ın aynı bankadaki hesabına da 980,00 TL olmak üzere toplam 2.975,00 TL yatırmış olduğu,

 

...  Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/57 Esas sayılı dosyası gerekçeli kararı ile, şikâyetçinin iddiaları aksine bilirkişi raporu sonucu dava konusu belgenin tahrifata uğradığının ortaya çıkması sonucu reddedildiği,

 

Şikâyetli avukat A.K. ’nin, ...  Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2012/57 Esas ve ...  İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2012/23 Esas sayılı dosyalarına, Kumluca İcra ve Asliye Hukuk Mahkemelerinden gönderilmek üzere verdiği 27.09.2012 tarihli dilekçeler ile şikayetçinin vekilliğinden, görülen lüzum ve şikâyetçi davacının masrafları karşılamaması üzerine çekildiklerini beyan ettiği,

 

Baro Disiplin Kurulu tarafından; “Ancak yakınılan avukatlar ilk olarak anlaşılan menfi tespit davası için alınan vekâlet ücretinden sonra yakınan tarafından masraf verilmediği, daha sonra açtıkları ihalenin feshi davası için de masraf ve vekâlet ücreti verilmediğini ve tüm masrafların taraflarınca yapıldığını savunarak bu durum vekâletten çekilmenin haklı gerekçelerinden biri olarak gösterilmiştir. Yakınılan avukatların Mahkemeye verdikleri çekilme dilekçelerinde ‘görülen lüzum üzerine’ beyanı bulunmakta, masraf verilmemesinden bahsedilmemektedir. Yakınılan avukatların yakınandan masraf (veya vekâlet ücreti) istediğini gösteren herhangi bir ihtar da bulunmamaktadır. Meslek Kurallarının 42. maddesi ile Avukatlık Kanununun 173/2. maddesi gereği müvekkilden masraf istenilmesi mümkündür (ispatı yazılı şekilde olmalıdır) ve verilmemesi halinde ise devam zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak bu (veya başka bir nedenle) vekâletten çekilme halinde Meslek Kurallarının 38/3. maddesi gereği “Avukatın... çekinme hakkını müvekkiline zarar vermeyecek biçimde kullanmaya dikkat edecektir.’ ve Avukatlık Kanununun 41/1. maddesi gereği ‘Belli bir işi takipten veya savunmadan kendi isteği ile çekilen avukatın o işe ait vekalet görevi, durumu müvekkiline tebliğinden itibaren on beş gün süre ile devam eder.’ (hükümlerinin amir olduğu)” gerekçesiyle karar verildiği,

 

Şikâyetli avukat E.Y. ’ın sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikâyetli Avukat E.Y.  02.11.2015kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Baro Disiplin Kurulunun verdiği kararın hatalı olduğunu, şikâyetçi tarafından başka bir meslektaşın imzasının sahte olarak bir belgeye aktarılmak suretiyle özel belgede sahtecilik suçunun işlendiğini, imzanın sahte olmasının ortaya çıkmasından sonra her ne kadar şikâyetçi imzaladığı belgenin sahte olmadığını beyan etmiş ise de, aralarındaki güven ilişkisinin zedelendiğini, şikâyetçinin açılan davalara ilişkin herhangi bir masraf vermediğini, şikâyetçinin bu masrafları karşıladığına ilişkin bir belgeyi de dosyaya sunamadığını, şikâyetçinin kendilerince davaların iyi takip edilmediği iddiasında olduğunu, şikâyete konu davalardan çekilmelerinin şikâyetçiyi zarar uğratmadığını, kaldı ki çekilme tarihinde şikâyetçinin başka bir suçtan cezaevinde olduğunun sonradan öğrenildiğini, mezkûr davaların Meslek Kurallarına uygun olarak takip edildiğini beyanla itirazları doğrultusunda hakkında verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”,

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”,

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Dosya kapsamına göre ücret ve yargı gideri alındığı halde alınmadığı gerekçe gösterilerek davadan çekilmek suretiyle davanın takipsiz bırakıldığı bu hususta yazılı bir bildirimde bulunulmadığı tartışmasızdır.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında işine ve müvekkiline karşı gerekli özeni göstermediği anlaşıldığından, eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde ise de; Avukatlık Yasası’nın 136/1. maddesine aykırı olarak uyarma cezası tayini yerinde görülmemiş ve aleyhe itiraz olmadığından itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetli avukat E.Y. ’ın itirazının reddi ile;

 

1-...  Barosu Disiplin Kurulu’nun “Uyarma Cezası Verilmesine” ilişkin 21.08.2015 gün ve 2014/119 Esas, 2015/90Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy