Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140) (818 S. K. m. 165)
E. 2010/560
K. 2011/60
T. 28.01.2011
Şikayetli avukat hakkında, müvekkili H.Ltd.Şti adına Ş.U. aleyhine Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2003/536 Esas sayılı icra takibini başlattığı, takibe itiraz edilmesi üzerine, Ankara 9.Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı, borçlunun da karşılık alacak davası açtığı, Mahkemenin 2003/132 Esas, 2005/411 Karar sayılı kararı ile davanın alacaklı şirket lehine sonuçlandığı, kararın borçlu/şikayetçi tarafından temyiz edilmesi ile icranın durdurulması için teminat mektubu verildiği, Yargıtay aşamasında iken alacağın B.B.’ye temlik edildiği ve şikayetli avukatın icra dosyasında avukatlık ücreti dışında bir yetkisinin kalmadığı halde, kararın onanması üzerine temlik eden vekili olduğu halde alacağı haricen tahsil edip teminat mektubunun borçluya teslimine muvafakat ettiği, borçlunun da borcu ikinci defa ödemek sorumluluğu altında kaldığı, iddiaları ile yapılan şikayet üzerine açılan disiplin kovuşturmasında, aynı iddialar ile yapılan şikayet üzerine açılan kamu davasının beraatla sonuçlanıp kararın kesinleşmesi üzerine, disiplin cezasını gerektirecek bir eylemi görülmediği kabul edilerek, “Disiplin cezası tayinine yer olmadığına” karar verilmiştir.
Şikayetli avukat savunmalarında, müvekkilinin alacağını temlik ettiğinden haberdar olmadığını, kararın onanması üzerine alacak tutarının kendisine borçlu ve vekili tarafından ödendiğini, bu konuda ibraname verdiğini, bu sebeple de teminat mektubunun iadesine muvafakat ettiğini, daha sonra icra müdürlüğünden ödemenin iadesi için yazı yazıldığından müvekkiline durumu aktardığını, tahsilatın icra müdürlüğünden yapılmadığını, temlik işleminin borçluya bildirilmemesi sebebiyle geçersiz olduğunu bildirmiştir.
Temlik alan B.B. tarafından yapılan şikayet üzerine Adalet Bakanlığının 02.06.2009 tarihli “olur” u üzerine şikayetli avukat hakkında açılan kamu davasında Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2009/382 esas, 2009/415 karar sayılı kararı ile şikayetli avukatın görevi kötüye kullanma iddiasının, görevi kötüye kullanma kastına dair delil bulunmadığı, temlikten haberdar olduğu veya kendisine bildirildiği yönünde delil bulunmadığı gerekçeleri ile beraatına karar verilmiş, karar temyiz edilmediği için 25.12.2009 tarihinde kesinleşmiştir.
Avukatlık Yasasının 140/3 maddesine göre beraat hükmü disiplin kovuşturmasını ortadan kaldıracak nitelikte değildir.
Dosyanın incelenmesinde; Şikayetli avukatın H.Ltd. Şti vekili olarak şikayetçilerden Ş.U. aleyhine ilamsız takip yoluyla Ankara 8. İcra Müdürlüğünün 2003/536 Esas sayılı 18.173,06.-TL.sı miktarlı takibi başlattığı, borçlunun itirazı üzerine Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığı, 2003/132 Esas, 2005/411 Karar sayılı karar ile davanın kısmen kabulüne, karşılık davanın reddine karar verildiği, borçlunun kararı temyiz ettiği ve takibin durdurulması için banka teminat mektubu ibraz ettiği, alacaklı şirketin Üsküdar 13.Noterliğinin 24.04.2007 tarih ve 10239 sayılı temliknamesi ile bu dosya alacağını B.B.’ye temlik ettiği, temliknamenin 30.04.2007 tarihinde icra dosyasına temlik alan tarafından sunulduğu, temliknamenin dosyaya sunulduğu tarihte ve haricen ödeme tarihine kadar, şikayetli avukatın temlikten haberdar olduğunu gösterecek bir işlemin görünmediği, icra müdürlüğünün temliknamenin bir örneğini ve temlik alandan başkasına ödeme yapılmamasına ilişkin tebligatı borçlunun ödeme emrindeki adresi “S.S. Sok…” olduğu halde, itirazın iptali davasında ve icra dosyasında borçlunun vekili de bulunduğu ve temlik alacaklısının icra tutanağına beyan ettiği “…28.Sok…” adresine gönderdiği, tebligatın o semtte 28. sokak bulunmadığı şerhi ile tebliğ edilemeden iade edildiği ve borçluya başkaca tebligat da yapılmadığı, Mahkeme kararının Yargıtay’ca onanmasından sonra 17.01.2008 tarihinde düzenlendiği bildirilen ibraname ile dosya tutarının şikayetli avukata ödendiği ve teminat mektubunun iadesine muvafakat ettiği anlaşılmıştır.
Borçlar Yasasının 165. maddesine göre “ Temlik eden veya temellük eden tarafından alacağın temlik olunduğu kendisine bildirilmezden mukaddem evvelki alacaklıya… hüsnüniyetle tediyede bulunan borçlu beri olur”. Borçluya alacağın temlik edildiğinin tebliğ edilmemesi sebebiyle borç tutarını takibi yapan alacaklı vekiline ödeme yapması bu hüküm karşısında geçerli bir işlemdir. Aksi halde, temliki bilen borçlunun buna rağmen temlik edene ödeme yapması beklenebilecek bir husus değildir.
Disiplin kovuşturmasında değerlendirilmesi gereken husus, şikayetli avukatın dosya alacağının temlik edildiğini bildiği halde ödemeyi kabul edip etmediğidir. İcra dosyasındaki kayıtlara göre, ödeme tarihine kadar şikayetli avukatın temliknameyi öğrenmesine sebebiyet verecek icra dosyasında yaptığı bir işlem kaydına rastlanmamıştır. Yargıtay onamasından sonra teminat mektubunun paraya çevrilmesini istemeyen borçlunun ödeme teklifini kabul etmesinde de, baştan beri takip edip sonucuna ulaşılan dosyada, kendisine bildirildiğine dair bir iddia da olmayan temlikten haberdar olduğunu ve buna rağmen ödemeyi kabul ettiğine dair yeterli bir emare de bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, şikayetli avukatın zaten borçluya temlik ile ilgili tebligatın yapılmamış olması sebebiyle evvelki alacaklıya iyi niyetle yaptığı ödeme ile borçtan kurtulmuş da bulunduğuna göre, mükerrer ödeme yapmak tehlikesi altında bırakmadığı ve toplanan delillere göre eylemin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin Baro Disiplin Kurulunun değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik bulunmamış; kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak, şikayetçinin itirazının reddi ile Baro Disiplin Kurulunun “Disiplin cezası verilmesine yer olmadığına” ilişkin kararının ONANMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy