Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134)

 

E. 2016/40

K. 2016/211

T. 12.03.2016

 

İtirazların süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukat hakkında, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 06.03.2014 günlü ve “Olur”u ile; “Davacı müşteki vekili sıfatıyla takip ettiği ...  4. İş Mahkemesi’nin 2011/350 Esas sayılı tazminat davasının 23.02.2012 tarihli duruşmasına mazeretsiz olarak katılmayarak, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 150/1. maddesi gereğince yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına, 04.07.2012 tarihli duruşmasına da mazeret bildirmeksizin katılmayarak, aynı Kanunun 320/4. maddesi gereğince 04.07.2012 tarih ve 2012/473 sayı ile davanın açılmamış sayılmasına dair kararın verilmesine sebebiyet verdiği” iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki yazılı ve sözlü savunmalarında özetle; Duruşma günü rahatsızlığı sebebiyle duruşmaya yetişemediğini, hemen akabinde eski hale getirme talep eden dilekçe gönderdi ise de hâkimin bu talebini kabul etmediğini, masrafını kendisi vererek yeniden dava açabileceğini şikâyetçiye söylemiş ise de, şikâyetçinin borçlu şirketin borca batık olması nedeniyle paranın tahsil edilmeyeceğini söylediğini bildirerek şikâyetin reddini talep etmiş, her ne kadar ...  14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkûmiyet kararının kesinleştiği iddia edilmiş ise de Adalet Bakanlığı’na kanun yararına bozma talebinde bulunduğunu, Adalet Bakanlığının bu karar nedeniyle başvurulacak kanun yolu olmadığı şeklinde yanıt verdiğini, bu nedenle Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararının göz önünde bulundurulmaması gerektiğini, kendisinden haksız para almak için şikâyetçinin kendisine iftira attığını ve Avukat R.C.Ö. ’ün de şikâyetçiyi azmettirip yol gösterdiğini, Avukat Rahmi Can’ın müşterilerini ayarttığını bu sebeple kendisinden de şikâyetçi olduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamından; Şikâyetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle ...  14. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/242 Esas sayılı dosyası ile “Görevi Kötüye Kullanmak” suçundan yapılan yargılamasında, Mahkemenin 29.12.2014 günlü ve 2014/500 Karar sayılı ilamı ile; TCK’nın 257/2, 61 ve 62.maddeleri uyarınca neticeten 2 Ay 15 Gün Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına, HAGB karar verildiği, kararın itirazın reddi üzerine 16.02.2015 günü kesinleştiği,

 

Mahkeme tarafından “Sanığın aynı dava dosyasında 04.07.2012 tarihli oturuma mazeretsiz olarak katılmaması nedeniyle 6100 sayılı HMK'nın 320/4 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine neden olduğu, sanık bu yöne ilişkin savunmasında aynı tarihli hastalık raporunun yanında çalışan Ahmet Küçükuğur tarafından mahkemeye ulaştırıldığında davanın karara bağlandığı için raporunun mahkemece kabul edilmediğini belirtmiş ve savunmalarının tanık olarak dinlenen Ahmet Küçükuğur tarafından doğrulandığı anlaşılmış ise de,

 

Örneği dosyaya ibraz edilen Başakşehir 11 No.lu ASM’nin 04.07.2012 tarihli 1 günlük hastalık raporu ve eklerinden muayene kayıt tarihinin aynı gün saat 08.00 olduğu, ...  4. İş Mahkemesi'nin 2011/350 Esas sayılı davasının duruşmasının ise aynı gün saat 09.35 olduğu sanığın hastalık raporu mazeretini 08.00 ila 09.35 saatleri arasında faks yolu ile adliyedeki baro yetkilileri vasıtası mahkemeye bildirme olanağının varlığına rağmen gerekli özen ve dikkati göstermeyerek davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine neden olduğu anlaşılmıştır.

 

…Bu nedenlerle sanığın, Avukatlık mesleğinin gerektirdiği dikkat ve özeni göstermeyerek müvekkili şikâyetçinin davacısı olduğu ...  4. İş Mahkemesi’nin 2011/350 Esas sayılı davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesine neden olduğu, davanın devamı halinde delil durumuna göre belki de şikâyetçinin lehine karar verilmesi olanağını, imkânını ve davanın esas yönünden kesin hükümle sonuçlanmasını ortadan kaldırarak şikâyetçinin zararına neden olduğu ve atılı suçu işlediği sonucuna varılmıştır.” gerekçesiyle hüküm kurulduğu,

 

Kovuşturmaya konu ...  4. İş Mahkemesi’nin 04.07.2012 gün ve 2011/350 Esas, 2012/473 Karar sayılı ilamında, davacının O.Ö.  vekilinin şikâyetli avukat N.Y.  olduğu, Mahkemece “Taraflarca takip edilmeyen davanın 23.02.2012 tarihinde işlemden kaldırıldığı, davanın 28.02.2012 tarihinde yenilendiği, yenilenen davanın taraflarca bu sefer 04.07.2012 tarihinde takip edilmediği anlaşıldığından, davanın HMK’nın 320/4.maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına” karar verildiği,

 

Şikâyetli avukat N.Y. ’nun disiplin sicil özetinde, 26.09.2009, 17.06.2011 ve 09.09.2011 kesinleşme tarihli 3 ayrı uyarma cezasının olduğu,

 

Şikâyetçi vekili Avukat R.C.Ö. ’ün 14.10.2015 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ...  Barosu Disiplin Kurulu’nun sembolik bir ceza verdiğini, bu ceza miktarının neredeyse bir ödül olduğunu, Kurul üyesi Avukat M.A.E. ’un dosyadan çekilme gerekçesinin belirtilmesi gerektiğini de belirterek karara usul ve esas yönünden itirazla dosyanın bozularak Barosu’na iadesine karar verilmesi talep ettiği,

 

Şikâyetli avukat N.Y. ’nun 16.10.2015 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; önceki savunmalarını tekrarla, Ceza Mahkemesince HAGB karar verildiğini, masumiyet karinesi gereği ortada verilen kararın aslında olmadığını, Baro Disiplin Kurulu’nun işten kaçmak için delil toplamadığını, kararı veren hâkimler hakkında HSYK’ya yaptığı başvuruların da dosya içerisinde olduğunu, bu hususun da dikkate alınmadığını, zamanaşımına uğramış nedenlerden de hakkında ceza verilmesinin usulsüzlük olduğunu, olay tarihinin yanlış yazıldığını, gerçek olay tarihi itibariyle sicil özetinde kesinleşmiş bir disiplin cezasının olmadığın belirterek, Baro Disiplin Kurulu’nun okumaktan imtina ettiği disiplin dosyası ve soruşturma aşamasındaki savunmalarında yazılı nedenlerle kararın bozulmasını talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”,

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”,

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”,

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikâyetli avukatın ...  4. İş Mahkemesi’nin 2011/350 Esas, 2012/473 Karar sayılı dosyasında katılmaması nedeniyle 23.02.2012 tarihinde işlemden kaldırıldığı, davanın 28.02.2012 tarihinde yenilendiği, yenilenen davanın 04.07.2012 oturumuna geçerli ve zamanında gönderilmeyen mazeret nedeniyle takip edilmediği gerekçesi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve bu nedenle Şikâyetçinin zarara uğradığı tartışmasızdır.

 

Avukat varsa mazeretini zamanında Mahkemesi’ne ulaştırmalı, hak kaybına neden olmamalıdır.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında işine ve müvekkiline karşı gerekli özeni göstermediği anlaşıldığından, eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla disiplin sicilindeki mevcut uyarma cezaları da gözetilerek takdiren tayin ettiği para cezasında hukuka aykırılık görülmemiş, Şikâyetçi itirazının da bu nedenle reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetçi O.Ö.  vekili avukat R.C.Ö.  ve Şikâyetli avukat N.Y. ’nun itirazının reddi ile;

 

1-...  Barosu Disiplin Kurulu’nun “214,00 TL Para Cezası Verilmesine” ilişkin 28.09.2015 gün ve 2014/D.490 Esas, 2015/465 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy