Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (5237 S. K. m. 297) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 4)

 

E: 2016-281

K: 2016/449

T: 25.06.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:

 

Şikâyetli avukat hakkında, “Tutuklu bulunan Ö.Ç. ile görüşmek amacıyla 30.05.2013 tarihinde gittiği ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, kanun, tüzük, yönetmelik ve Bakanlık genelgeleri uyarınca, yanında ceza infaz kurumuna sokulması yasaklanmış veya yasaklanmamış veya suç teşkil eden hiçbir eşya, madde ve cisim bulundurmaması gerektiğini bildiği hâlde; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 297. maddesi hükmüne, Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük ile Adalet Bakanlığı genelgelerine aykırı ve görevlilerden habersiz olarak, kapalı zarf içerisinde bir sayfadan ibaret mektup ve 375.000,00 Türk Lirası tutarındaki bir adet senedi görüşme sırasında tutuklu Ö.Ç.’ye gizlice verdiği” iddiası üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; Çalıştığı kurumdaki mesai arkadaşı N.Y.’ın kendisinden ricası üzerine insani ve vicdani kanaatle, ... Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu bulunan Ö.Ç.’ye kapalı bir zarfta mektup götürdüğünü, zarf ailesinden geldiğinden içine bile bakmadığını, bu nedenle mektubun içerisinde kıymetli bir evrak olduğunu bilmediğini, cezaevi müdürlüğünün şikâyeti üzerine evraktan haberdar olduğunu, senetten haberdar olsa idi cezaevine gitmeyeceğini, hakkında cezai yönden kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, kasıtlı bir hareketinin olmadığını, mektubu kendisine veren arkadaşının zarfın tutuklunun …’daki eşi tarafından gönderildiğini söylediğini, bu nedenle iyiniyetli olarak zarfı tutukluya götürdüğünü beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında, ... Barosu Yönetim Kurulu’nun 23.01.2015 günlü ve 2015/103 sayılı kararı ile şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verildiği,

 

... Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı üzerine, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 08.10.2015 gün ve 2015-1034 Karar sayılı kararı ile; “Şikâyetçinin, cezaevinde rüşvet suçundan tutuklu Ö.Ç.’yi tanımadığı, onun müdafii olmadığı, içeriğini bilmediği bir mektubu gizlice verdiği, Ö.Ç.’nin durumu cezaevi idaresine ihbar ettiği ve tutanak düzenlendiği” gerekçesiyle itirazın kabulüne karar verildiği,

 

... Barosu Yönetim Kurulu’nun 2015/1553 sayılı 23.10.2015 günlü kararı ile şikâyetli avukat hakkında Avukatlık Yasası’nın 34 ve 134. maddeleri ile Meslek Kuralları’nın 4. maddesi gereğince disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikâyetli avukat tarafından, cezaevinde görüştüğü tutukluya iletilen kapalı zarf içerisinde; Bir adet mektup ile borçlusunun tutuklu olduğu 375.000,00 TL bedelli bono olduğu, söz konusu mektubun E.P. ve E.K. tarafından imzalandığı, içeriğinde “işi bitirdiklerini, önce sarpa sarmasının iddianamede beklenmeyen iddialar nedeniyle olduğunu, şimdi garantilendiğini, duruşmada serbest kalabileceğini, gönderilen senedin imzalanarak avukata geri verilmesini, durumu hiç kimsenin bilmemesini vb.” belirtilmiş olduğu,

 

Şikâyetli avukatın eyleminin Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 68215580-… sayılı ve 13.01.2014 günlü “Olur”u ile hakkında soruşturma izni verilmesini gerektirir mahiyet ve ağırlıkta olmadığı belirtilerek, 1136 sayılı Avukatlık Yasası’nın 58. maddesi uyarınca soruşturma izni verilmesine yer olmadığına karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu tarafından “Dosyada mevcut deliller ve tüm dosya kapsamına nazaran, şikâyetli avukatın savunmasında kapalı zarfı tutukluya verdiğini kabul ve ikrar etmesi karşısında, bir avukatın cezaevi görüşmesi esnasında müvekkili dahi olsa görüştüğü tutuklu yahut hükümlüye cezaevi yetkililerinin bilgisi haricinde herhangi bir şey verilemeyeceğini bilmesi ve buna göre hareket etmesi gerekirken buna aykırı olarak gerçekleştirdiği eyleminin Avukatlık Yasası’nın 34 ve 134. maddeleri ile Meslek Kurallarının 3 ve 4. maddelerine aykırılık teşkil ettiği sabit olduğu” gerekçesiyle karar verildiği,

 

Şikâyetli avukatın, 03.12.1999 tarihinde ... Barosu Levhasının … sicil sırasına kaydının yapıldığı, Baro Yönetim Kurulu’nun 24.10.2014 günlü kararı ile … Barosu’na nakil gittiği,

 

Şikâyetli avukat S.A.’nin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikâyetli avukatın 21.03.2016 evrak kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle; Önceki savunmalarını tekrarla, Baro Disiplin Kurulu kararının hak, adalet ve nesafet kuralına aykırı olduğunu, kovuşturmaya konu olayda hukuka ve TCK hükümlerine aykırı bir suç veya ceza gerektiren bir eylem olmadığını, herhangi bir suçunun olmadığını, hukuki veya ticari ve menfaat ilişkisinin bulunmadığını, hakkında cezai yönden kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verildiğini belirterek hakkında verilen kınama cezasının kaldırılmasına, kaldırılmadığı takdirde cezanın uyarma cezasına çevrilmesine karar verilmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34. maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

 

Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.

 

Şikâyetli avukatın da kabulü ile eylemin gerçekleştiği tartışmasızdır. Salt bu nedenlerle istisnai de olsa genel bir kabulle tüm avukatların cezaevi girişlerinde güçlükler yaşadığı bir gerçektir. Bunu bilmesi gereken avukat daha da titiz olmalı, davranışının tüm meslektaşları zan altında bıraktığı gerçeğini bilmeli, davranışlarını da ona göre düzenlemelidir. Salt vicdani nedenler inancı ile kurallar bozulmamalıdır.

 

Şikâyetli Avukatın yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında eylemi disiplin suçunu oluşturmaktadır.

 

Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Şikâyetli avukat S.A.’nin itirazının reddi ile;

 

1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 17.02.2016 gün ve 2015/66 Dis. Esas, 2016/5 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy