Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(5237 S. K. m. 52, 62, 257) (1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2015/135
K. 2015/334
T. 25.04.2015 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 05.08.2011 tarihli “Olur”u ile “T. aleyhine tazminat davası açmak üzere ... Noterliği’nin 13.06.2008 tarihli ve 22528 yevmiye sayılı vekâletnamesi ile şikâyetçi M.'in vekilliğini üstlenip, yanında çalışan M. aracılığıyla gerekli masraflar karşılığı 5.000,00 Türk lirası müvekkilinden peşin aldığı hâlde, gereğine tevessül etmediği gibi, ... idare Mahkemesi’nin 2008/1364 esasına kayden dava açtığını söyleyerek müştekiyi oyaladığı, şikâyetçinin şikâyetli avukatın yanından çalışan M.’ya 5.000 TL ödeme yaptığına dair yazılı belge ibraz ettiği ve belgede imzası bulunan adı geçen tanık olarak beyanında aldığı miktarı Avukat F.’e verdiğini söylemesi karşısında şikâyetçinin mağduriyetinin oluştuğu” belirtilerek, … Barosu Yönetim Kurulu’nun 21.03.2013 gün 2013/64sayılı kararı ile açılan kovuşturma sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat önceki savunmalarında ve itirazında özetle;  şikâyetçinin eşi N.’in vekâletini aldığını, bu nedenle birçok dava takip ettiğini ve icra takibi yaptığını, bu arada şikâyetçiyi de tanıdığını, bir ara şikâyetçinin idare mahkemesinde davalar açtığını, şikâyete konu davanın açılabilmesi için başkaca dava dosyalarının incelenmesi gerektiğinden şikâyetçiden vekâlet aldığını, söz konusu dava dosyalarının Ankara’da olduğu ve inceleme için şikâyetçi tarafından kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını ancak Ankara’ya başka bir iş için gittiğinde vekâlet koymaksızın dosyaları incelediğini, dava açılmasında hukuki yarar görmediği için dava açmadığını, şikâyetçiyi bu konuda oyalamadığını, şikâyetçiden hiçbir ad altında bir para almadığını, şikâyetçinin dilekçesinde yer alan M. isimli şahsın öğrenci olduğunu ve arada sırada bürosuna geldiğini,  ayrıca şikâyetçiye idari bir dava açtığı konusunda bir bilgi de vermediğini, … Başkanlığınca yapılan ilk incelemede hakkında soruşturma açılmasına gerek olmadığına kanaat getirilmiş olmasına rağmen daha sonra … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/437 E. sayılı dosyasının sonucunun beklenmesine karar verildiğini, ilk inceleme neticesinde verilen soruşturma açılmasına gerek olmadığına dair karar gerçeği kararın gerçeği yansıttığını, ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/437 E. sayılı dosyasında usule aykırı ve eksik inceleme yapıldığını, … Barosu Yönetim Kurulu’nun disiplin kovuşturması açılması yönündeki kararının ise masumiyet karinesini zedeler nitelikte olduğunu, kabul edilmemekle birlikte bir an için hakkında ceza verilmesinin doğru olduğu varsayılsa dahi kınama yerine uyarı cezası verilmiş olması gerektiğini, açıklanan nedenlerle cezanın kaldırılmasını talep etmiştir. 
İncelenen dosya kapsamından … Yönetim Kurulu tarafından 03.11.2011 gün ve 2011/34 Karar sayılı kararı ile şikâyetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına karar verildiği, 
… Cumhuriyet Başsavcılığı ve şikâyetçi tarafından şikâyetli avukat hakkında kovuşturma izni verildiği ve ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/437 esasına kayden yargılama yapıldığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verildiği belirtilerek karara itiraz edildiği,
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu’nun 02.03.2012 gün ve 2012/49-201, E.-K. sayılı kararı ile itirazın kabul edilerek … Barosu Yönetim Kurulu’nun kararının kaldırılmasına, şikâyetli avukat hakkında ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/437 esasına kayden açılan kamu davasına ait dosyanın incelendikten sonra bir karar verilmesi gerektiği yönünde karar verildiği,
Şikâyetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle ... Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2011/437 Esas sayılı dosyası ile “Görevi Kötüye Kullanma” suçundan açılan kamu davası sonucunda Mahkeme tarafından 02.03.2012 tarih ve 2012/68 Karar sayılı kararla sanığın sabit olan güveni kötüye kullanma suçundan eylemine uyan TCK’nın 257/1, 62, 52/2 maddeleri uyarınca 3.000,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, CMK’nın 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına, takdiren cezanın ertelenmesine yer olmadığına karar verildiği, kararın Yargıtay … Dairesi’nin 07.04.2014 gün ve 2013/111 Esas, 2014/3818 Karar sayılı ilamı ile onanarak 07.04.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Mahkeme tarafından, Sanığın savunması, müdahilin şikâyeti ve anlatımı, tanık beyanları, … Ağır Ceza Mahkemesinin 28.10.2011 tarihli son soruşturma açılmasına dair kararı, müdahil tarafından ibraz edilen makbuz, iddia makamının esas hakkındaki istemi ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, sanığın … Barosuna kayıtlı avukat olarak görev yaptığı, müdahilin, muhasebecilik stajı yaptığı dönemde muhasebeci sıfatı ile usulsüz işlemler yaptığı iddiasıyla stajının ilgili meslek odası olan T. tarafından iptal edilmesi üzerine bu iptal kararma karşı idari dava açtığı, bu davanın lehine sonuçlandığı, bunun üzerine müdahilin T. aleyhine tazminat davası açmak üzere eşi N.'in vekili olması nedeniyle tanıştığı sanık avukat ile anlaşıp ... Noterliği’nce düzenlenen 13.06.2008 tarihli ve 22528 yevmiye sayılı vekâletname ile vekil olarak görevlendirdiği, sanık avukatın yanında çalışan M. aracılığıyla bu tazminat davasının olarak müdahil ile ilgisi bulunmayan ... idare Mahkemesi’nin 2008/1364 esas sayılı dosyasında dava açtığını söyleyerek müvekkilini oyalamaya çalıştığı,
Sanığın savunmasında, müdahil ile bahsi geçen tazminat davası konusunda anlaştığını, ancak herhangi bir para almadığını, müdahilin kendisine getirdiği evrakı incelediğini dava açmasını gerektirir bir durum bulunmadığını ileri sürmüş iken, sonrasında, müdahilin eşi N. ile ilgili olarak yürüttüğü dava ile ilgili para almış olabileceğini hatırlamadığını belirttiği, ayrıca, … İdare Mahkemesi’nin dosya numarasının da kendisinin bulunmadığı dönemde bürosunu telefonla aradığı sırada yanında geçici olarak bir çalışan tarafından verildiğini ileri sürdüğü, ancak, müdahilin o dönem sanık avukatın yanında çalışan M.'ya 5000,00 TL. verdiğine dair imzalı belge, müdahilin sanık avukatı vekil tayin ettiğine dair vekâletname, M.'nun bu hususu doğrulayan beyanı, müdahilin eşinin anlatımı da dikkate alındığında, sanığın kaçamak yollu ve bir bakıma tevilli ikrarını da içeren savunmasına itibar edilmediği, bu şekilde sanık avukatın öncelikle üstlendiği vekillik görevinin gereklerini iki yıldan uzun bir süre yerine getirmediği gibi, sıfatı gereği kendisine güvenen, hakkını arayıp kollamakla sorumlu olduğu müvekkiline gerçeğe aykırı bilgiler de vermek suretiyle bir başka avukatın hukuki yardımından faydalanma veya bizzat hakkını arama ve korumak için gerekli yollara başvurma hakkını da engelleyerek zaman kaybına ve mağduriyetine sebebiyet verdiği, bir güven sıfatı ve mesleği olan avukatlık ve vekillik görevinin gereklerine ve ilkelerine aykırı olan bu eylemlerinin de kül halinde görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturduğu” yönünde oluşan kanaat doğrultusunda hüküm kurulduğu,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde, 09.05.2007 karar tarihli 214,00 TL para cezası ve 12.09.2014 karar tarihli kınama cezası olduğu görülmüştür.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi, “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”                
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi,   “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3.maddesi, “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi, “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir. 
Şikâyetli avukatın vekâletname ve ücret almasına karşın dava açmadığı dosya kapsamı ve tevilli kabulü işle tartışmasızdır.
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Baro Disiplin Kurulu, şikâyetli avukatın eyleminin disiplin suçu olduğuna ve Avukatlık Yasası’nın 34, 1354 ve TBB Meslek Kurallarının 3, 4. maddelerine aykırı bulunduğuna ilişkin hukuksal değerlendirme yerinde olmakla Şikâyetli avukat F.’in itirazının reddi ile sicil durumuna göre aleyhe itiraz olmadığından kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli avukat F.’in itirazının reddi ile;
1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin 12.09.2014 gün ve 2013/12 Esas, 2014/68 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA,
2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy