Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 134) (5237 S. K. m. 51) (5237 S. K. m. 231)

 

E: 2017/717

K: 2017/959

T: 11.11.2017

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından dosya incelendi:

 

Şikâyetli avukat hakkında, Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 05.10.2015 günlü “Olur”u ile “Nafaka ve babalık davası açmak için ... 2. Noterliğince düzenlenen 09.04.2014 gün ve 05341 yevmiye sayılı vekâletname uyarınca müştekinin vekilliğini üstlenip vekâlet ücreti ve masraf bedeli olarak 2.650 TL aldığı hâlde, bahse konu davayı açmadığı gibi şikâyetçinin vermiş olduğu parayı da iade etmediği” iddiası kovuşturma izni verilmesi üzerine başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda eylem sabit görülerek ceza tayin edilmiştir.

 

Usulüne uygun tebligata rağmen soruşturma ve kovuşturma aşamasında şikâyetli avukat savunma vermemiştir.

 

Disiplin kovuşturmasına konu eylem nedeniyle  yargılandığı ceza mahkemesinde alınan savunmasında; “Bir tanıdık vasıtası ile müşteki ile tanıştık, babalık davası açmam için bana vekâletname verdi, parça parça masraf adı altında müştekiden 850 TL para aldım, aldığım paraların makbuzunu müştekiye verdim, dava açma süresi geçmişti ayrıca vekâlet ücretini de altınlarını bozdurarak ödeyecekti, bu hususta da sorun çıkacağım düşündüğüm için davayı açmadım, daha sonra aldığım parayı müştekiye iade edip kendisinden ibraname aldım, parayı kendisine iade ettiğime dair makbuzda aldım, celse arasında para iade ettiğime dair makbuzu ve müştekiden aldığım ibranameye ilişkin tutanağı ibraz edeceğim, suçlamayı kabul etmiyorum, beraatimi istiyorum, ancak ceza verilecek olursa hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul ederim.” demiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 30.03.2016 günlü toplantısında şikâyetli hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikâyetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle ... 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2016/147 esasına kayden “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında Mahkemenin 22.12.2016 gün ve 2016/508 sayılı ilamı ile sanık Şikâyetli avukatın TCK’nın 155/2, 62/1, 52/2. maddeleri neticeten 10 Ay Hapis ve 80,00 TL Adli Para Cezası ile Cezalandırılmasına, Sanığın geçmiş yaşantısı, suç işleme hususundaki eğilimleri, müşteki tarafın zararım gidermemiş olması dikkate alınarak cezasının ertelenmesi ya da hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde ileride suç işlemekten çekineceğine dair mahkemede kanaat oluşmadığından sanık hakkında TCK’nın 51 ve CMK’nın 231. maddelerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, kararının istinaf edilmeden  06.01.2017 günü kesinleştiği,

 

Mahkemece; “…... Barosunda kayıtlı avukat olan sanığın nafaka ve babalık davası açmak için ... 2. Noterliğince düzenlenen 09.04.2014 gün ve 05341 yevmiye sayılı vekâletname uyarınca müştekinin vekilliğini üstlendiği, vekâlet ücreti bedeli olarak 2650 TL para aldığı halde davasını açmadığı ve parayı da iade etmediği, bu şekilde kendisine isnat edilen hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediği anlaşıldığından…” gerekçesiyle karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nun, “Şikâyetli avukatın sicil özetleri incelenmiş olup hakkında, disiplin kovuşturmasına konu eylem tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre içinde kesinleşmiş kınama, para cezası ve meslekten uzaklaştırma cezası bulunmaktadır. Şikâyetli avukat hakkında pek çok Disiplin Kurulu kovuşturması dosyası bulunmaktadır. Ayrıca güveni kötüye kullanma suçu Avukatlık Yasası madde 5’te mesleğe kabulde engel haller arasında düzenlenmiş olup avukat hakkındaki şikâyetlerin sayısı ve bir kısmı hakkında daha önce ceza verilmiş olması hususu da göz önüne alınarak ve dosya kapsamı bir bütün olarak ele alındığında şikâyetli avukatın takdiren meslekten men edilmesine” gerekçesiyle ceza tayin ettiği,

 

Şikâyetlinin sicil özetinde, eylem tarihi (2014 - şikâyet tarihi 08.08.2014) itibariyle tekerrüre esas kesinleşmiş ceza olmadığı,

 

Şikâyetlinin 20.07.2017 kayıt tarihli duruşma talepli itiraz dilekçesinde özetle; şikâyetçinin babalık davası nedeniyle vekâletname çıkararak kendisine başvurduğunu, dava açmak için bir miktar masraf aldığını, avukatlık ücretini altınlarını satıp ödeyeceğini söylediği halde şikâyetçinin kendisine ödeme yapmadığını, bunun üzerine almış olduğu masrafı iade ederek avukatlığını bıraktığını, buna rağmen  şikâyetçinin kendisi hakkında savcılığa ve Baro Başkanlığı’na şikâyette bulunduğunu, Baro Disiplin Kurulu’nca verilen cezanın ağır ve yanlış olduğunu, ceza mahkemesinde yapılan yargılamada ibraname örneğini sunacağını beyan etmesine rağmen delillerini sunamadan dosyanın karara çıkarak kararın kesinleştiğini, şikâyetçinin bir akrabasının, hemşerisi olan bir şahsın şikâyetinden vazgeçmemesi için şikâyetçiye baskı kurduğunu söylediğini, Kurulumuzca gerekli görülmesi halinde bu hususta tanık dinleteceğini belirterek mezkûr kararın kaldırılmasını talep ettiği,

 

İtiraz dilekçesinin şikâyetçiye tebliğ edildiği, şikâyetçinin itiraza cevap vermediği görülmektedir.

 

Kurulumuzca talep gibi incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilerek taraflara usulüne uygun tebligat yapılmış ve taraflar belirlenen gün ve saatte duruşmada hazır bulunmuşlardır.

 

Şikâyetçi, duruşmada şikâyetli avukata verdiği ... 2. Noterliğinin 09.04.2014 gün ve 05341 yevmiye sayılı vekâletnamenin bir suretini ibraz ederek şikâyetinin devam ettiğini, şikâyetli avukatın aldığı masrafı iade etmediğini ve herhangi bir ibraname vermediğini beyan ederek itirazın reddini talep etmiştir.           

 

 Şikâyetli Avukatın da duruşmada yazılı savunmalarını tekrar ederek aleyhine verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

 

Avukatlık Yasası’nın 34.maddesi, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler.”

 

Avukatlık Yasası’nın 134.maddesi, “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu Kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3. maddesi, “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”

 

Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Avukat, özel yaşantısında da buna özenmekle yükümlüdür.” hükümlerini amirdir.

 

Şikâyetli avukatın, babalık davası açmak için Yasa’da öngörülen hak düşürücü süre geçmiş olmasına rağmen, babalık davası açmak için vekâletname ve masraf aldığı, duruşmada şikâyetçinin dosyaya ibraz ettiği, şikâyetli avukata çıkarttığı vekâletnamenin babalık davası açmak için özel yetkiyi de içerdiği, şikâyetli avukatın masraf aldığı halde dava açmadığı ve bu eylemden dolayı hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan dolayı cezalandırıldığı dosya kapsamı ile sabittir.

 

Avukatlık Yasası’nın 5.(a) maddesi “güveni kötüye kullanma suçundan hüküm giymiş olmak” avukatlığa kabulde engel hal olarak sayılmıştır. Şikâyetlinin bu madde kapsamına giren bir suçu işlediği kesinleşen ceza mahkemesi kararı ve dosyadaki tüm kanıtlarla sabittir.

 

Avukatlık Yasası madde 136/1. maddesinde “5. maddenin a bendinde yazılı bir suçtan kesin olarak hüküm giyme halinde meslekten çıkarma cezası uygulanacağı” hükme bağlanmıştır.

 

Bu nedenle itirazın reddi ile usul ve yasaya uygun Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:           

 

1-Şikâyetlinin itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Meslekten Çıkarma Cezası Verilmesine” ilişkin 05.05.2017 günlü ve 2016/17 Esas, 2017/30 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kararın, Avukatlık Yasası’nın 157/7 maddesi gereği Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine

 

3-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy