Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 5, 34, 157) (5237 S. K. m. 53, 62, 247, 248, 249) (5271 S. K. m. 231) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4, 38, 41)

 

E: 2020/937

K: 2021/122

T: 04.03.2021

 

Şikayetli avukat hakkında; Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 14.03.2016 günlü “Olur”u ile; “Alacaklı müşteki vekili sıfatıyla, toplam 3.925,64 TL alacağın tahsili için  … 2. İcra Müdürlüğünün 2012/1164 sayılı dosyası üzerinden yürüttüğü icra takibi sırasında, 19.12.2013 ve 20.12.2013 tarihlerinde borçludan haricen toplam 1.700,00 TL tahsil ettiği halde, müvekkili şikayetçiye vermeyerek uhdesinde tuttuğu” iddiası ile soruşturma izni verilmesi üzerine başlatılan disiplin davasında, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikayetli vekili sözlü ve yazılı savunmasında özetle; somut olayda müvekkili şikayetli avukatın mesleğini icra ederken mesleğin onuruna ve kurallarına aykırı bir davranış içerisine girdiğinden bahsetmenin mümkün olmadığını, müvekkilinin şikayetçiye ulaşamaması nedeni ile yapmış olduğu toplam 1.700 TL tahsilatı teslim edemediğini, kendisinden şikayetçi olması üzerine kendisine ulaşarak parasını teslim ettiğini, şikayetçinin de beyanları ile bu hususu doğruladığını, müvekkilinin mesleğini özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmeye çalıştığını, kötü niyetli olsa idi şikayetçinin Savcılık ve Baro nezdinde yapmış olduğu şikayetlerden vazgeçmeyeceğini, şikayetçinin işini herhangi bir şekilde savsaklamadığını, özensiz davranmadığı için iki sefer tahsilat gerçekleştirdiğini beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 06.06.2018 günlü toplantısında şikayetli avukat hakkında Avukat Kanunu’nun 34 Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4, 38 ve 41. maddesi gereğince disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikayetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle, “Zimmet” suçundan cezalandırılması istemiyle … 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2016/353 esasına kayden açılan kamu davasında, Mahkemenin 13.04.2017 gün ve 2017/96 karar sayılı ilamı ile; sanık şikayetli avukatın eylemine uyan TCK’nın 247/1, 248/1, 249 ve 62. maddesi gereğince neticeten 8 Ay 10 Gün Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına ve CMK’nın 231/5 maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 17.05.2017 günü kesinleştiği,

 

Mahkemenin; “Sanığın eylemi sabit görülerek zimmet suçundan hakkında TCK’nın 247/1 maddesi gereğince ceza tayin edilmiş,

 

Sanığın soruşturma başlamadan önce zimmetine geçirdiği malı gönüllü olarak iade ettiği anlaşıldığından TCK’nın 248/1 maddesi gereği verilen cezada 2/3 oranında indirim yapılmış,

 

Zimmet suçunun konusunu oluşturan malın değerinin azlığı nedeniyle TCK’nın 249 maddesi gereği verilen cezada 1/2 oranında indirim yapılmış,

 

Sanığın mahkeme heyetine karşı saygılı tutumu, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, verilen cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkileri dikkate alınarak TCK’nın 62/1 maddesi gereğince verilen cezadan takdiren 1/6 oranında indirim yapılmış,

 

5237 sayılı TCK’nın 53/1-e, 53/5 maddeleri gereği sanığın hükmün tamamen infazından sonra başlamak üzere avukatlık hizmetini yürütmekten 5 ay süreyle yasaklanmasına karar verilmiş,

 

Sanığın geçmiş hali, sabıkasız oluşu ve bir daha suç işlemeyeceğine dair mahkememize olumlu kanaat hasıl olması sebebiyle 5271 Sayılı CMK’nın 231. maddesinde belirtilen koşullar oluştuğundan aynı maddenin 7. fıkrası uyarınca sanık hakkındaki bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle karar verdiği,

 

Talep gibi incelemenin duruşmalı yapıldığı, Baro Disiplin Kurulu’nca “…Şikayetli avukat hakkında yargı denetiminden de geçerek kesinleşen ‘zimmet’ suçundan ceza tayin edildiği; şikayetlinin disiplin kovuşturmasına konu eyleminin, Avukatlık Kanunu’nun 5/1-a maddesinde bildirilen suçlardan birini oluşturduğu ve ‘Birinci fıkranın (a) bendinde sayılan yüz kızartıcı suçlardan biri ile hüküm giymiş olanların cezası ertelenmiş, paraya çevrilmiş veya affa uğramış olsa da avukatlığa kabul edilmezler.’ hükmü gereği, şikayetli avukat hakkında uygulanacak disiplin cezası meslekten çıkartılmasıdır.

 

Ancak kurulumuzca bu suç nedeniyle şikayetli Avukat hakkında verilen mahkûmiyet kararının CMK’nın 231/5. maddesi uyarınca verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı nedeni ile hukuki sonuç doğurmaması karşısında Avukatlık Yasası’nın 158/1. maddesinde belirtilen ilkeler uyarınca eylemin niteliği ve ağırlığı dikkate alınarak meslekten çıkarma cezası yerine bir alt ceza olan belirli süre ile işten çıkarma cezası verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.” gerekçesiyle şikayetli hakkında ceza tayin edildiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde eylem tarihi (20.12.2013) itibariyle tekerrüre esas ceza olmadığı,

 

Şikayetli vekilinin 23.10.2020 kayıt tarihli ve duruşma talepli itiraz dilekçesinde özetle, önceki savunmalarını tekrarla, Mahkemelerin, sanık hakkında yaptığı yargılama sonucunda belirli bir miktarı aşmayan cezaya hükmetmesi halinde, bu hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğini, verilmiş olan mahkûmiyet hükmünün, kendisine bağlanan hukuki sonuçları doğurmayacağını, hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, davanın derdest olmaya devam ettiğini, sanık hakkında verilmiş ve fakat henüz kesinleşmemiş bir hükmün olduğunu, dolayısıyla, hakkında hüküm kurulmuş olan kişinin sanık sıfatını taşımaya devam ettiğini, verilen kararın kesin hüküm niteliğinde olmadığını, müvekkilinin beyanları, şikayetçinin anlatımı, tanığın beyanları birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin tahsil etmiş olduğu parayı zimmetine geçirme gibi bir kastının olmadığının ortada olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ettiği,

 

Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği,

 

Kurulumuzca talep gibi önceden belirlenen gün ve saatte incelemenin duruşmalı yapıldığı, şikayetli avukatın duruşmada savunma yaptığı görülmüştür.

 

Dosya incelendi; toplanan kanıtların değerlendirilmesinde hukuki bir isabetsizlik görülmediğinden itirazın reddine, Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-Şikayetli avukatın itirazının reddine, Baro Disiplin Kurulu’nun Şikayetlinin “3 Ay Süre ile İşten Çıkarma Cezası ile Cezalandırılmasına” ilişkin 25.08.2020 gün ve 2019/64 Esas, 2020/45 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kararın onay için, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine,

 

3-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy