Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 157)

 

E: 2020-720

K: 2020/791

T: 18.11.2020

 

Şikayetli avukat hakkında; “... Barosu’na kayıtlı olmadığı döneme ilişkin olarak; kendisine ait olmayan adresi büro adresi olarak bildirdiği ve o tarihlerde baro levhasına kayıtlı olmadığı halde inceleme dışı Avukat D.K. tarafından mahkemeye sunulan dilekçelerdeki başlıklı kağıtlarda ve web sitesinde ismine yer verdirdiği” iddiası üzerine başlatılan disiplin davasında, disiplin kovuşturmasının Avukatlık Kanunu’nun 138.maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmiştir.

 

Şikayetli avukat savunmalarında özetle; şikayetçinin Avukat D.K.’nın müvekkili olması sebebiyle tanıştıklarını, ancak geçmişten gelen ortak arkadaşları olduğunu, avukat olmadığı dönemde avukat olarak hiçbir işlem altına imza atmadığını, hiçbir iş için kendisini avukat olarak göstererek iş almadığını, avukatlık yapmadığı dönemde herhangi bir yerde de çalışmadığını, iddia edildiği gibi antetli kağıtlarda ve web sitesinde ismi yer almakta ise bundan haberdar olmadığını, ... Barosu’na gerçek dışı adres verdiği iddiasının da asılsız oluğunu, başvuru belgelerinin Baro’da bulunduğunu, verdiği adres ve telefon numaralarının geçerli olduğunu beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; dosyanın önceden Kurulumuza intikal ettiği, Kurulumuzun 09.11.2012 günlü kararı ile kovuşturmanın konusu oluşturan şikayet tarihinden sonraya ait eylemleri kovuşturma konusu dışında bulunduğu için,  Avukat A.H.U.’nun, şikayet tarihine kadar, ... Barosuna kayıt tarihi ile şikayet tarihi arasında, Baroya bildirdiği adreslerin gerçek adresi olup olmadığı, kayıt talebinde bulunurken bildirdiği işyeri adresi ile baro levhasındaki işyeri adresinin aynı ve gerçek olup olmadığı, farklılık varsa nedeni, bu süre içerisinde diğer şikayetli avukat veya başka avukat yanında çalışmış ise bu durumun araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere eksik inceleme nedeni ile kararın bozulmasına karar verildiği,

 

Baro Yönetim Kurulu’nun 29.06.2011 günlü toplantısında şikayetli avukat hakkında Avukat Kanunu’nun 34, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddesi gereğince disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nun 11.07.2014 günlü toplantısında; “Avukat A.H.U.’nun, kayıtlı olmadığı döneme ilişkin eylemi nedeniyle ceza davası sonucu beklendiğinden, ... Barosuna kayıt tarihi ile şikayet tarihi arasında Baro’ya bildirdiği faaliyet adresinin doğru olup olmadığına dair eylemi yönünden dosyanın tefrik edilerek…” gerekçesiyle, şikayetlinin “... Barosuna kayıt tarihi ile şikayet tarihi arasında Baro’ya bildirdiği faaliyet adresinin doğru olup olmadığına dair eylemi yönünden” dosyanın tefrik edilerek 2014/105 esas sayılı dosyası üzerinden devam ettiği,

 

Şikayetli avukatın, “2010 yılı Şubat-Ekim aylarında Baroda kayıtlı Avukat olmayan şüphelinin kendisini avukat olarak gösterip müştekiyi aldattığı, müştekiden borç para adı altında toplam; 12.000 TL para aldığı, bu paranın 3.000 TL’sini müştekiye geri iade ettiği, geri kalan 9.000 TL’sini ise müştekiye iade etmediği, böylece şüphelinin hileli davranışları ile müştekiyi aldatıp müştekinin zararına kendisine haksız menfaat etmek suretiyle dolandırıcılık suçunu işlediği” iddiası nedeniyle, “Dolandırıcılık” suçundan cezalandırılması istemiyle ... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/501 esasına kayden açılan kamu davasında, Mahkemenin 29.04.2014 gün ve 2014/502 karar sayılı ilamı ile sanık şikayetli avukatın beraatine karar verildiği, kararın temyizde onanarak 08.10.2019 günü kesinleştiği,

 

Mahkemenin; “Sanık ile katılan arasındaki borç para alıp verme olayının olduğu tarih itibari ile sanık ... barosuna henüz kayıt işlemleri tamamlanmamış ise de; avukat olduğu ve bu nedenle avukat olduğunu söylemesinde dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, olayın hukuki ihtilaf olarak değerlendirilmesi gerektiği, kanaatine iddia, savunma ve tüm dosya kapsamından varılmış olmakla…” gerekçesiyle karar verdiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca “... Barosu Yönetim Kurulu tarafından Avukat A.H.U. hakkında, kendisine ait olmayan adresi büro adresi olarak bildirmek, adres değişikliklerini usulüne uygun, zamanında ve doğru olarak bildirmemek, baro levhasına kayıtlı olmadığı halde mahkemeye sunulan dilekçelerdeki başlıklı kağıtlarda ve web sitesinde ismine yer vermekten kovuşturma açılmış ve bu konu ile ilgili olarak Kurulumuzun 01.12.2011 gün ve 2011/189 esas, 2011/302 sayılı kararı ile ‘Avukat A.H.U.’nun kovuşturma konusu eylem tarihinde Baro Levhasında kayıtlı olmadığı anlaşılmakla Avukatlık Yasası’nın 138. maddesi uyarınca karar verilmesine yer olmadığına’ karar verilmiştir.

 

İtiraz üzerine, Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu’nun 09.11.2012 gün ve 2012/411 esas 2012/601 sayılı kararı ile ‘sadece Avukat A.H.U.’nun ... Barosuna kayıt olmasından önceki bölüme itibar edilerek karar verilmesinde hukuksal isabet bulunmamaktadır. Bu kovuşturmanın konusunu oluşturan şikayet tarihinden sonraya ait eylemleri kovuşturma konusu dışında bulunduğu için,  Avukat A.H.U.’nun şikayet tarihine kadar, ... Barosu’na kayıt tarihi ile şikayet tarihi arasında, Baroya bildirdiği adreslerin gerçek olup olmadığı, kayıt talebinde bulunurken bildirdiği işyeri adresi ile baro levhasındaki işyeri adresinin aynı ve gerçek olup olmadığı, farklılık varsa nedeni, bu süre içerisinde Avukat D.K.veya başka bir avukat yanında çalışmış ise bu durumun araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmek üzere eksik inceleme nedeni ile kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir’ gerekçesiyle ‘Karar Verilmesine Yer Olmadığına’ ilişkin Kurulumuz kararının bozulduğu, bu bozma kararı ile kovuşturma kapsamının genişletildiği anlaşılmıştır.

 

Şikayetlinin, kayıtlı olmadığı döneme ilişkin kovuşturma konusu eylem nedeniyle ... 4.Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/501 esas sayılı dosyası ile ‘dolandırıcılık’ suçundan ceza davası açılması ve yargılamanın devam etmesi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 140. maddesi uyarınca yapılan yargılama sonunda verilecek kararın kesinleşmesinin beklenmesi nedeniyle; Kurulumuzun 11.07.2014 tarihli ara kararı ile ‘şikayetli avukatın ... Barosu’na kayıt tarihi ile şikayet tarihi arasında Baro’ya bildirdiği faaliyet adresinin doğru olup olmadığına dair eylemi yönünden dosyanın tefrik edilerek yeni esas sayı üzerinden kovuşturmanın duruşmalı olarak devamına ve kayıtlı olmadığı döneme ilişkin kovuşturma konusu eylemi nedeniyle işbu 2013/163 esas sayı üzerinden kovuşturmanın yürütülmesine’ karar verilmiştir.

 

... 4. Asliye Ceza Mahkemesinin 29.04.2014 gün ve 2013/501 esas, 2014/502 sayılı kararı ile şikayetlinin ‘beraatine’ karar verildiği, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 08.10.2019 gün ve 2017/26861 esas, 2019/9584 sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, anılan kararın kesinleşme şerhinde suç tarihinin 02/2010 olduğu anlaşılmıştır.

 

Dosyamız içerisinde bir örneği bulunan şikayetli Av. A.H.U.’nun Avukat Sicil Dosyası üzerinde yapılan incelemede; 08.10.2004 tarihinde ... Barosu’na nakil gittiği, 14.11.2007 tarihinde ... Barosu Yönetim Kurulu tarafından kaydının silinmesine karar verildiği, 13.10.2010 tarihinde ... Barosu’na yeniden kaydının yapıldığı ve 07.12.2010 tarihinde Türkiye Barolar Birliği tarafından kaydının aktifleştirildiği ve eylem tarihinde ... Barosuna kayıtlı olmadığı anlaşılmakla şikayetli Avukat A.H.U. hakkında açılan işbu kovuşturmanın Avukatlık Kanunu’nun 138.maddesi uyarınca düşürülmesine karar verilmesi gerekmiştir.”  gerekçesiyle karar tesis edildiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikayetçi vekilinin 10.07.2020 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, kendisini dolandırılmış hisseden ve halk arasında dolandırılmış olmak tanımına pekala uyan bir olayın mağduru olan müvekkili tarafından yapılan şikayetlerden sonra açılan ceza davası her ne kadar yasal unsurların eksik bulunmuş olması nedeniyle beraat gibi bir kararla sona ermiş ise de Baro Disiplin Kurulu tarafından mesleğin onurunu ve saygınlığını korumak ve belirli bir düzeyde tutmak maksadıyla buna aykırı eylemlerin elbette yasa çerçevesinde kalarak yapılması gereken kovuşturmayı tam bir ciddiyetle sürdürmesi beklenirken, kovuşturmanın anlaşılmaz usullerle salam dilimlerine bölündüğünü, Avukatlık Kanunu’nun 138. maddesinin böyle bir şekilde uygulanmaması gerektiği halde uygulanmış olmasının kararın iptalini gerektirdiğini, Kanun maddesinin başlığının “Baroya Yazılmadan Önceki ve Meslekten Ayrıldıktan Sonra Eylem ve Davranışlar” olduğunu, yani tek bir periyodu kapsadığını, bu dönemin “mesleğe adım attığı andan itibaren terk ettiği ana kadar” olan dönem olduğunu, kaldı ki yine Kanunun “Baro levhasına kabul ve yazılmadan önceki eylem ve davranışlar, meslekten çıkarma cezasını gerektirmedikçe” ifadesinin etik kurallara verilen önemi ve uygulanma süresini genişleten bir amacı ortaya koymakta olduğunu belirterek, eksik inceleme ile verilen kararın kaldırılmasını talep ettiği,

 

Usulüne uygun tebligata rağmen itiraza cevap verilmediği görülmektedir.

 

Şikayetli avukat hakkında, ... Barosu’na kayıtlı olmadığı dönemde,  kendisine ait olmayan adresi büro adresi olarak bildirmek, baro levhasına kayıtlı olmadığı halde mahkemeye sunulan dilekçelerdeki başlıklı kağıtlarda, web sitesinde adının bulunduğu ve adres değişikliklerini zamanında ve doğru bildirmediğine dair eylemleri nedeniyle disiplin kovuşturması açılmıştır.

 

Avukatlık Kanunu’nun 138. maddesi, “ Baro levhasına kabul ve yazılmadan önceki eylem ve davranışlar, meslekten çıkarma cezasını gerektirmedikçe disiplin kovuşturmasına konu olamaz. Staj dönemi bu hükmün dışındadır.” hükmünü amirdir. Şikayetli avukatın, şikayete konu eylem tarihinde Baro’ya kayıtlı bulunmadığı, isnad edilen eylem nedeniyle verilen beraat kararının ise meslekten çıkarma cezasını gerektirmediği tartışmasızdır. Bu yönüyle eylemin disiplin kovuşturmasına konu edilemeyeceğine ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararı hukuken isabetli olmakla itirazın reddi ile kararın onanması gerekmiştir.

 

Gereği düşünüldü:

 

1-Şikayetçi vekilinin itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Kovuşturmasının Düşürülmesine” ilişkin 28.02.2020 gün ve 2013/163 Esas, 2020/58 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kararın onay için, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine,

 

3-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

 

 


Full & Egal Universal Law Academy