Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 136, 157)

 

E: 2020-767

K: 2020/789

T: 06.11.2020

 

... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 14.05.2019 günlü yazısı ile şikayetli avukat hakkında; “Açığa Atılan İmzanın Kötüye Kullanılması” suçundan açılan kamu davası sonucunda verilen mahkûmiyet kararının kesinleştiği hususunun Baro Başkanlığı’na bildirilmesi üzerine re’sen başlatılan disiplin davasında, eylem sabit görülerek meslekten çıkarma cezası tayin edilmiş, şikayetlinin tedbiren işten yasaklanmasına karar verilmiştir.

 

Şikayetli vekili savunmalarında özetle; olayın kişisel bir alacaktan kaynaklandığını, hakkında dava açılırken Adalet Bakanlığı’ndan soruşturma izni alınmadığını, dolayısıyla kararın yok hükmünde olduğunu, Avukatlık Kanunu madde 159/2’ye göre zamanaşımının dolduğunu, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame tanzim edilmediğinden kovuşturma ve soruşturma zamanaşımının dolduğunu, ... Asliye Ceza Mahkemesi kararının yok hükmünde olduğunu, bu konuda kanun yararına bozma yoluna gideceğini beyan ile hakkında disiplin cezası verilmemesini talep etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 14.06.2019 günlü toplantısında Avukatlık Kanunu’nun 5, 34, 134, 153, 154, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3, 4, 8 ve 15.maddeleri gereğince şikayetli avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikayetli avukatın “Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması” suçundan cezalandırılması istemiyle ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/20 (Yargıtay bozmasından önce Kapatılan ... Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/263) esasına kayden açılan kamu davasında, Mahkemenin 11.05.2016 günlü ve 2016/244 sayılı kararı ile sanık şikayetli avukatın eylemine uyan “Resmi Belgede Sahtecilik” suçundan TCK’nın 209/2 maddesi delaletiyle aynı kanunun 204/1.maddesi gereğince 2 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına ancak sanık hakkında daha önce ... Kapatılan Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/263 esas 2012/886 karar sayılı kararı ile kurulan hüküm yönünden aleyhe temyiz bulunmaması nedeni ile ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkı gözetilmek suretiyle 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına,  TCK’nın 50/1-a, 52.maddeleri gereğince neticeten 1.800 TL Adli Para Cezası ile Cezalandırılmasına, CMK’nın 231.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verildiği, kararın temyizde onanarak 16.11.2016 günü kesinleştiği,

 

Mahkemenin; “…Katılanın olaydan bir müddet evvel bir bankadan kredi çektiği, hakkında daha önce bu suç yönünden mahkûmiyet kararı verilen sanık A.’nın ise bu krediye kefil olduğu, daha sonra katılanın teminat olarak konu senedi imzalayıp boş bir şekilde sanık A.’ya verdiği, A.’nın da bu senedi sanık H’ye verdiği ve senedin H tarafından doldurularak icra takibine konu edildiği, her ne kadar sanık aşamalı beyanlarında müsnet suçu inkar etse de dosyada mevcut deliller ile Yargıtay bozma ilamı dikkate alındığında sanığın eyleminin sabit olduğu, bu haliyle sanık H’nin açığa imza sahibi tarafından kendisine verilmeyen imzalı boş bir kağıdı ele geçirip sahibinin rızası dışında unsurlarını doldurup bono haline dönüştürdüğünden resmi belgede sahtecilik suçunu işlediği anlaşılmış olup, 5237 sayılı TCK’nın 209/2 maddesi delaletiyle aynı kanunun 204/1 maddesi gereğince cezalandırılmasına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. Ayrıca bu suç yönünden daha önce ... Kapatılan Sulh Ceza Mahkemesinin 2011/263 esas 2012/886 karar sayılı kararı ile sanık hakkında hüküm kurulmuş olup, bu hüküm yönünden sanık aleyhine daha önce temyiz bulunmaması nedeni ile ceza miktarı açısından sanığın kazanılmış hakkı bulunduğundan önceki cezası saklı tutularak…” gerekçesiyle karar verdiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca talep gibi incelemenin duruşmalı yapıldığı, “Şikayetli avukatın kovuşturma konusu ‘Resmi Belgede Sahtecilik’ eyleminin Avukatlık Kanunu madde 5/1-a’da sayılan suçlardan olduğu kesin hükümle tespit olunmuş, bu suçtan hüküm giyenlerin ise avukatlığa kabul edilmeyecekleri aynı hüküm ile tespit olunmuştur.

 

Belirtilen sebeplerle şikayetlinin kovuşturma konusu “Resmi Belgede Sahtecilik” eyleminin Avukatlık Kanunu madde 5/1-a’da sayılan suçlardan olması ve bu eylemden dolayı şikayetlinin mahkûmiyetine karar verilerek mahkûmiyet hükmünün kesinleşmesi de nazara alınarak…”  gerekçesiyle şikayetli hakkında ceza tayin edildiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde, eylem tarihi (01.09.2010) itibariyle tekerrüre esas 01.06.2007 ve 23.07.2010 kesinleşme tarihli iki ayrı kınama cezasının olduğu,

 

Şikayetli avukatın 09.10.2020 günlü itiraz dilekçesinde özetle, savunmalarını tekrarla, zamanaşımı süresinin dolduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve kovuşturmanın düşürülmesini talep ettiği görülmektedir.

 

Şikayetli avukat her ne kadar itirazında zamanaşımı süresinin dolduğunu iddia etmekte ise de, Avukatlık Kanunu’nun 159/son maddesi delaletiyle disiplin kovuşturmasına konu “Resmi Evrakta Sahtecilik” suçu yönünden TCK’nın 66/1-e ve 67/4.maddelerinde öngörülen 8 yıllık olağan, 12 yıllık olağanüstü zamanaşımı süreleri dikkate alındığında, inceleme tarihi itibariyle dava zamanaşımı süresinin dolduğundan bahsedilemez.

 

Şikayetli avukatın “Açığa İmzanın Kötüye Kullanılması” suçundan cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasında,  mahkemece yapılan yargılama neticesinde şikayetli avukatın eylemine uyan “Resmi Belgede Sahtecilik” suçtan dolayı eylemi sabit görülerek neticeten 1.800 TL Adli Para Cezası ile Cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyizde onanarak 16.11.2016 günü kesinleştiği sabittir.

 

Avukatlık Kanunu’nun 5/1-a maddesinde; sahtecilik suçundan kesin hüküm giymiş olmak avukatlığa engel durum olarak sayılmıştır.

 

Avukatlık Kanunu’nun 136/1.maddesinde, Avukatlık Kanunu’nun 5.maddesinin a bendinde yazılı bir suçtan kesin olarak hüküm giyme halinde, meslekten çıkarma cezası uygulanacağı; anılan Kanun’un 154/1.maddesinde haklarında meslekten çıkarma cezası verilen avukatların işten yasaklanmalarının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.  

 

Bu nedenlerle Baro Disiplin Kurulu tarafından yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş ve itirazın reddi ile usul ve yasaya uygun kararın onanması gerekmiştir.           

 

 Gereği düşünüldü:

 

1-Şikayetli avukatın itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikayetlinin “Meslekten Çıkarma Cezası ile Cezalandırılmasına” ve “Tedbiren İşten Yasaklanmasına” ilişkin 06.03.2020 gün ve 2019/48 Esas, 2020/21 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

2-Kararın onay için, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na gönderilmesine,           

 

3-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy