Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 136, 157)

 

E: 2020-777

K: 2020/808

T: 18.11.2020

 

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 28.10.2020 günlü “Olur”u ile Kurulumuzun 21.08.2020 gün ve 2020/589 Esas, 2020/595 Karar sayılı kararı,

 

“Koronavirüs tedbirleri kapsamında yargı alanındaki hak kayıplarının önlenmesi amacıyla 26.03.2020 tarihli ve 31080 (mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 7226 sayılı Kanunun Geçici 1. maddesi ile yargı alanındaki sürelerin 30.04.2020 tarihine kadar durdurulduğu ve salgının devam etmesi nedeniyle 30.04.2020 tarih ve 31114 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2480 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile durma süresinin 15.06.2020 tarihine kadar uzatıldığı,

 

Avukatlık Kanununun 157/1. maddesinde öngörülen 30 günlük yasal itiraz süresinin idari nitelikte olup anılan Kanun kapsamında duran süreler içinde yer almadığı, ancak geçici madde kapsamı dışında tutulan süreler arasında da sayılmadığı nazara alındığında söz konusu itiraz süresinin yukarıda belirtilen Kanun ve Cumhurbaşkanı Kararı kapsamda değerlendirilmesinin hakkaniyete uygun olacağı,

 

Bu durumda ... Barosu Disiplin Kurulunun sözü edilen kararının adı geçen Avukatın vasisine durma süresi içinde 11.06.2020 tarihinde tebliğ edilmesi karşısında 30 günlük yasal itiraz süresinin, durma süresinin sona erdiği 15.06.2020 tarihinden itibaren başlayıp 16.07.2020 tarihinde sona erdiği dikkate alındığında adı geçen Avukat tarafından 14.07.2020 tarihinde yapılan itirazın süresinde olduğunun kabulü ile dosya içindeki bilgi ve belgeler doğrultusunda esastan inceleme yapılarak karar verilmesi gerekirken itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinin yerinde görülmediği, Anlaşıldığı cihetle Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulunca yapılan değerlendirme ve verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.” gerekçesi ile Avukatlık Kanunu’nun 157/7. maddesi gereği bir daha görüşülmek üzere geri gönderilmiştir.

 

Geri gönderme gerekçesi yerinde görülerek dava dosyası yeniden esastan incelendi:

 

... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03.08.2016 günlü yazısı ile şikayetli avukat hakkında, “Terörizm Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanuna Muhalefet” ve “FETÖ/PDY Terör Örgütü Kurma veya Yönetme” suçlarından kamu davası açıldığının Baro Başkanlığına bildirilmesi üzerine re’sen başlatılan disiplin davasında, meslekten çıkarma cezası tayin edilmiş, şikayetlinin Avukatlık Kanunu’nun 154.maddesi gereğince tedbiren işten yasaklanmasına karar verilmiştir.

 

Şikayetli avukat savunmasında özetle; 25.07.2016 tarihinden itibaren avukatlıktan istifa ettiğini, Baro kaydının silinmesi için dilekçe verdiğini, ceza davasının derdest olduğunu, hakkında kesin bir hüküm verilmediğini sonucu beklenmesi gerektiğini, incelemenin duruşmalı yapılmasını istemediğini beyan etmiştir.

 

İncelenen dosya kapsamında; Baro Yönetim Kurulu’nun 21.09.2017 günlü toplantısında şikayetli avukat hakkında, tedbirli olarak disiplin kovuşturması açılmasına karar verildiği,

 

Şikayetlinin 08.11.2016 günü tutuklandığı, halen … T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda hükmen tutuklu olduğu,

 

Şikayetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi nedeniyle, “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” ve “Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Zararına Dolandırıcılık” suçlarından cezalandırılması istemiyle ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/2 esasına kayden açılan kamu davasında Mahkemenin 19.04.2017 gün ve 2017/94 sayılı ilamı ile sanık şikayetli avukatın;

 

1-Birleştirilen dosyada üzerine atılı “Dolandırıcılık” suçunun yasal unsurları oluşmadığı anlaşılmakla CMK’nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine,

 

2- “Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma” suçundan 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 3/1.maddesinin yollamasıyla TCK’nın 314/2, Terörle Mücadele Kanunu’nun 5/1. maddeleri gereğince neticeten 12 Yıl Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına karar verildiği,

 

Kararın istinaf edildiği, ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi’nin 10.10.2018 gün ve 2018/2415 esas, 2018/2065 karar sayılı ilamı ile; ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2017 gün ve 2017/2 esas, 2017/94 karar sayılı ilamının CMK’nın 280/2-2.cümlesi uyarınca kaldırılmasına, sanık şikayetli Avukatın eylemine uyan TCK’nın 314/2, 3/1, 61, 3713 sayılı Kanun’un 3, 5/1, TCK’nın 62.maddeleri uyarınca neticeten 8 Yıl 9 Ay Hapis Cezası ile Cezalandırılmasına, hükmen tutukluluk halinin devamına karar verildiği, kararın Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 24.06.2019 tarih 2019/307 Esas 2019/4403 Karar sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği,

 

İstinaf Mahkemesinin, “…Sanık Şikayetli avukatın örgütün ... yapılanması içinde örgüt üst mütevelli ve istişare kurulunda yer aldığı, örgüt yöneticilerinin kayıtsız şartsız talimatları doğrultusunda hareket ettiği, bu doğrultuda, himmet, burs, yardım ve kurban parası adı altında yapılan toplantı ve düzenlemiş olduğu gezilerde para topladığı, kendisinin de bu doğrultuda destek olduğu, çocuğunun okullarında öğrenim gördüğü, örgüte müzahir derneklere üye olduğu, örgüte ait şirketlerin yönetim kurullarında yer aldığı, örgütün stratejisinin belirlendiği otel toplantılarına katıldığı, yine haklarında örgüte üye olma suçlamasıyla kamu davası açılan kişilerle birlikte yurt dışı gezilerine katıldığı, örgüt üyesi suçlamasıyla haklarında soruşturma yürütülen kişilerle Örgüt adına otel toplantılarına katıldığı dolayısıyla sanığın eylem ve faaliyetlerindeki süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk durumu da dikkate alındığında silahlı terör örgütüne üye olmak suçunu işlediği kanısına varılarak ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, sanığın silahlı terör örgütü üyeliği suçundan cezalandırılması ve hakkında etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin kabulünde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiş ancak;

 

Anayasanın 138/1.maddesi hükmü ile TCK’nın 61.maddesinde belirtilen ölçütler ve aynı Kanunun 3.maddesinde yazılı orantılılık ilkesi ile hak ve nesafet kuralları da gözetilerek uygun bir cezaya hükmedilmesi cihetle, sanık hakkında ceza hükmü tesis edilirken temel cezanın belirlenmesinde alt sınırdan uzaklaşılmasında bir isabetsizlik bulunmamakta ise de, atılı suçtan fiilin ağırlığıyla orantılı ve daha az bir cezaya hükmedilmesi gerekirken teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmesi, duruşma tutanaklarına yansıyan olumsuz bir davranış ve kişilik özelliği bulunmayan sanık hakkında; fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları ile cezanın failin geleceği üzerindeki olası etkiler göz önünde bulundurularak takdiri indirim hükümlerinin uygulanması gerekirken, dosya kapsamına uygun yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden TCK’nın 62.maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı görülerek; silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan sanık hakkında verilen ... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 19.04.2017 gün ve 2017/2 (E) ve 2017/94 (K) sayılı ilamının CMK’nın 280/2-2.cümlesi uyarınca kaldırılmasına, sanığın silahlı terör örgütü üyeliği suçundan TCK’nın 314/2, 3713 sayılı Kanun’un 3, 5/1, TCK’nın 62/1, 58/9.maddeleri uyarınca alt sınırdan kısmen uzaklaşarak cezalandırılmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle karar verildiği,

 

... 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2017/2 esas sayılı dosyasının 86 sayfalık gerekçeli kararının fotokopisinin dosyamız münderecatına kazandırıldığı,

 

Şikayetlinin 22.03.2018 günlü toplantıda tedbiren işten yasaklanmasına karar verildiği, kararın Kurulumuzun 07.07.2018 günlü kararı ile onandığı, kararın Adalet Bakanlığım Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 04.10.2018 günlü “Olur”u ile onaylanarak kesinleştiği,

 

Baro Disiplin Kurulu’nca “…Disiplin kurulumuzca dosyadaki tüm bilgi ve belgeler incelenmiş, şikayet olunan avukat hakkında verilen mahkûmiyet kararı ile avukatlık mesleğine kabul şartının kaybolduğu, Avukatlık Kanunu 136 maddesinin uygulanması gerektiğine binaen disiplin kurulumuzca vicdani kanaat oluşmuş.”  gerekçesiyle şikayetli hakkında ceza tayin edildiği,

 

Şikayetlinin disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,

 

Şikayetli avukatın 14.07.2020 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde özetle, haricen levhadan silindiğini öğrendiğini, cezaevinde olduğu halde kararın kendisine gönderilmediğini, karar kendisine tebliğ edildiğinde gerekçeli temyiz itirazlarını sunacağını belirterek itirazın kabulü ile kararın tarafına tebliğine müsaademizi talep ettiği görülmüştür.

 

Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü’nün 28.10.2020 günlü “Olur” unda yer alan gerekçeye itibar edilmesine, şikayetlinin itirazının reddine Baro Disiplin Kurulu kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.

 

Gereği Düşünüldü;

 

1-Bakanlık Geri Gönderme Gerekçesi yerinde görüldüğünden UYULMASINA,

 

2-Kurulumuzun, 21.08.2020 gün ve 2020/589 Esas, 2020/595 Karar sayılı kararı KALDIRILMASINA,

 

3-Şikayetlinin itirazının reddine, ... Barosu Disiplin Kurulu’nun Şikayetlinin “Meslekten Çıkarma Cezası ile Cezalandırılmasına” ve “Tedbiren İşten Yasaklanmasına” ilişkin 20.12.2019 gün ve 2017/13 Esas, 2019/7-2 Karar sayılı kararının ONANMASINA,

 

4-Sonucun, Avukatlık Kanunu’nun 157/7.maddesi gereğince Adalet Bakanlığı’na bildirilmesine,

 

5-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesinde dava yolu açık olmak üzere,

 

 Oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

 


Full & Egal Universal Law Academy