Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134)

 

E. 2015/876

K. 2016/45

T. 16.01.2016

 

İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;

 

Şikâyetli avukat hakkında, Şikâyetli avukatın, Avukat A.A.’nın şikâyeti ile açılmış olan 2006/76 (yeni 2006/104) sayılı dosyasına 03.07.2006 tarihinde sunmuş olduğu şikâyet dilekçesinde şikâyetçi avukat ile ilgili olarak; “Tanık D.A.’nın ifadesi de tamamen ruhsal durumuna yakışan bir ifadedir, çünkü bu meslektaşımız bacağı, kolu ve dili arızalı bir kimsedir. Daha Türkçeyi bile konuşamayan, olaya sadece savcıyı kollar nitelikte yaklaşan ve hakkında daha fazla konuşmaya değmeyen ve avukatlığın ne demek olduğunu bilmeyen, yasalarımızı bilmeyen, 34 ve 17 yıllık meslektaşlarını kötüleyerek dava alacağını düşünen bir kişidir. Eğer hukuk kültürü yeterli olsaydı duruşmalardaki savunmaların nasıl yapılacağını, uygun olmayan savunma hakkında hâkim tarafından yasal gereklerinin yapılacağını, yapılmadığına göre uygun ve yasal olmayan bir davranışın olmadığını bilmesi gerekirdi. Bizim savunmalarımızın uygun bulunmadığına dair bir tutanak ya da resmi belge getirip öyle konuşmalıdır. Davayı kaybedince avukat karşısındaki meslektaşını çamur atarak karalamamalıdır. Bu meslek onuruna yakışmaz. Çünkü davayı kaybetmeye tahammül edemeyen bir kişi olarak meslektaşına çamur atmıştır. Bu onursuz insanın yapacağı bir iştir” şeklinde beyanda bulunduğu iddiasıyla başlatılan disiplin kovuşturmasında, eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

 

Şikâyetli avukat önceki savunmalarında özetle; şikâyetçi Avukat D.A. ile ilgili bir şikâyeti olmadığını, disiplin soruşturmasının gizli olması nedeniyle mahkeme kararı olmadan verilemeyeceğini, şikâyetçinin dilekçede taraf olmadığını, hiçbir suç teşkil eden söz ve davranış belirtilmeden şikâyette bulunulduğunu, soruşturma dosyası ile alakalı isteyenin gerekli izin ve kararlarla müdahil olabileceğini, bu kişiler hakkında her türlü yasal yola başvuracağını, suçunun bildirilmesi halinde savunmada bulunacağını, Avukat D.A.’nın 17.04.2006 tarihli dilekçesindeki ispatlanması mümkün olmayan iftiralarına karşı aynı şekilde serzeniş, eleştiri, etki yakınma ve savunma olarak ve de kendi üzerinde fiziki olarak mevcut durumun (arızalı durumun) yani engelli halinin delil olarak gösterilmesinden ibaret zorunlu, meşru savunma olan sözlerinin hakaret olamayacağını ileri sürmüştür.

 

İncelenen dosya kapsamından;  Bozma sonrası … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/567 Esas, 2014/59 Karar ve 30.01.2014 tarihli kararı ile sanığın sabit olan müsnet suç nedeniyle TCK’nın 125/1, 62/1 ve 52. maddesi uyarınca neticeten 3.000,00 TL Adli Para Cezası ile Cezalandırılmasına, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeden 24.03.2014 tarihinde kesinleştiği,

 

Ceza yargılamasına konu dosyasına 03.07.2006 tarihli dilekçede söylenen sözlerin yazılı olduğu,

 

Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza bulunmadığı,

 

Şikâyetli avukatın 27.10.2015 kayıt tarihli itiraz dilekçesinde disiplin kovuşturmasına konu eylem nedeniyle yargılandığı Sulh Ceza Mahkemesi kararının ekte sunduğu karar örneği altına el yazısı ile derkenar edildiği üzere henüz kesinleşmediğinin bildirildiği, kararın bozulmasının talep edildiği ve suçsuz olduğunu bildirdiği görülmektedir.

 

Gerek dilekçe kapsamı, gerekse tevilli ikrar ve kesinleşen Mahkeme kararı ile disiplin kovuşturmasına konu sözlerin söylendiği tartışmasızdır.

 

Özellikle meslek kıdemi ilerlemiş meslektaşlar genç meslektaşlarına örnek ve önder olmalı, gereksiz tartışmalara girmemeli, söz ve eylemlerinde daha dikkatli ve duyarlı olmalıdır. Meslekte kıdemli olmak her sözü söylemek anlamına gelmez.

 

Bu nedenlerle eylem Avukatlık Yasası 34, 134 ile TBB Meslek Kuralları 5, 27/1. maddelere aykırı olmakla disiplin suçu olduğundan Baro Disiplin Kurulunca yapılan hukuksal değerlendirme isabetli bulunmuş ise de Şikâyetli avukatın yaşı göz önünde bulundurularak takdir olunan kınama cezasının uyarma cezasına çevrilmek suretiyle kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.

 

Sonuç olarak Şikâyetli avukat H.Y.’nın itirazının kabulü ile;

 

1-… Barosu Disiplin Kurulu’nun “Kınama Cezası Verilmesine” ilişkin 06.03.2015 gün ve 2006/38 Esas, 2015/6 Karar sayılı kararının uyarma cezasına çevrilmek suretiyle Düzeltilerek Onanmasına, Şikâyetli avukat H.Y.’nın “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına”,

 

2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere, Oyçokluğu ile karar verildi. (¤¤)


Full & Egal Universal Law Academy