Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 53, 136) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2011/146
K. 2011/300
T. 06.05.2011
Şikâyetli avukat hakkında, davalı vekili olarak yer aldığı Ankara 12.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/49 Esas sayılı dosyasının 09.11.2006 tarihli duruşmasında mahkemece şikayetçinin cezalandırılmasına karar verildiği ve şikayetçinin kararı temyiz etmek istediğini kendisine bildirdiği halde kararı temyiz etmediği ve şikayetçiye konu ile ilgili yanlış bilgi vererek mağduriyetine sebep olduğu iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda, Baro Disiplin kurulunca şikayetli avukat hakkında ceza tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat aşamalardaki savunmalarında özetle, şikayetçinin dolandırıcılık suçundan yargılandığı davada müdafii olarak Baro tarafından görevlendirildiğini, celselerden biri hariç hepsine katıldığını ve müvekkilini usulüne uygun savunduğunu, Mahkemenin 09.11.2006 tarihli celsede sanık hakkında 1 yıl 2 ay hapis cezası verdiğini, sanığın bu tür suçlardan sabıkası bulunduğundan ceza indirim ve erteleme taleplerinin kabul edilmediğini, müvekkiline kararı bildirdiğini, temyiz edeceğini söylediğini, fakat şikayetçinin kendisine mesleğini küçük düşürücü sözler sarf ettiğini ve kararı kendisinin temyiz edeceğini söylediğini, şikayetçinin 2 yıl önceki bir olayı şikayet konusu yapmasının intikam alma niyeti taşıdığını, Avukatlık Kanunu ve Meslek Kurallarına aykırı davranmadığını bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu şikâyetli avukat hakkında “ceza tayinine yer olmadığına” karar vermiş; karara Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edilmiştir.
Disiplin kovuşturmasına konu sorun, şikayetli avukatın kararı temyiz etmeyerek avukatlık görevini ihmal edip etmediği ve müvekkilini zarara uğratıp uğratmadığına ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinden, şikâyetli avukatın Ankara 12. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2006/49 Esas sayılı dosyasında şikayetçinin müdafisi olarak bulunduğu ve 09.11.2006 tarihli duruşmada yüze karşı verilen şikayetçinin cezalandırılmasına ilişkin 2006/832 Karar sayılı kararın şikâyetli avukat tarafından temyiz edilmediği anlaşılmıştır.
Şikayetli avukat, şikayetçiye kararı bildirip temyiz edeceğini söylediğinde şikayetçinin mesleğini küçük düşürecek sözler söyleyerek kendisini rencide ettiğini, şikayetçinin kararı temyiz etmesini istemediğini, kendisinin temyiz edeceğini söylediğini ifade etmektedir.
Avukatlık Yasasının 53. maddesine göre “Avukat, iş için yaptığı görüşmelerden gerekli saydıklarını bir tutanakla tespit eder. Tutanağın altı, görüşmede hazır bulunanlar tarafından imzalanır.”. Şikâyetli avukat, verilen karar ve temyiz ile ilgili bilgiyi verdiğini ve fakat şikayetçinin kararı kendisinin temyiz edeceğini söylediğini savunduğuna göre, bu hususu görüşme tutanağına bağlaması gerekirken, aksi davranışta bulunarak işinde gerekli dikkat ve özeni göstermemiştir.
Avukatlık Yasasının 34. maddesinde; “Avukatlar yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdür.”.
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesinde, “Avukat, mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür.”, 4.madde ise “Avukat, mesleğinin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” ilkelerine yer verilerek Avukatların işine ve müvekkillerine karşı gereken özeni göstermeleri gerektiği vurgulanmıştır.
Şikâyetli avukatın, yukarıdaki ilkeler dikkate alındığında işine ve müvekkiline karşı yeterli özeni göstermediği anlaşılmaktadır. Bir haktan vazgeçmeyi gerektiren işlemlerde vekil edenin yazılı muvafakatinin alınması zorunlu olup, avukat kararın temyizinde hukuksal yarar görmediği kanısında ise, görüşünü iş sahibine yazılı olarak bildirmek ve nedenlerini açıklamakla yükümlüdür. Dosya içerisinde şikâyetli avukatın şikâyetçiye yazılı olarak temyiz masraflarını veya kararın temyizinde hukuki yarar görmediğini bildirdiğine, şikâyetçinin de temyiz edilmemesi görüşünde olduğuna ilişkin yazılı hiçbir belge bulunmamaktadır.
Bu nedenlerle, şikâyetli avukatın belirtilen maddeler ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3 ve 4. maddelerinde düzenlenen özen yükümlülüğünü gereğince yerine getirmediği, Avukatlık Yasasının 136/1 maddesine göre de eylemin Avukatlık Yasasının altıncı kısmında yazılı esaslara aykırı olması karşısında ilk defasında en az kınama cezası verilmesi gerektiği hükmü nazara alındığında, Baro Disiplin kurulunun değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmüş ve “ceza tayinine yer olmadığına” ilişkin Baro Disiplin Kurulu kararının kaldırılarak şikayetli avukatın “kınama cezası ile cezalandırılmasına” karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, itirazın kabulü ile, Baro Disiplin Kurulunun “Ceza Tayinine Yer Olmadığına” ilişkin kararının KALDIRILMASINA, şikayetli Avukat M.G.’nin “KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA” oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy