Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140, 142) 
E: 2002/164
K: 2002/302
T: 18.10.2002
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nca "Şikayetli Avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına" ilişkin olarak verilen 19.07.2000 tarihli karara karşı Cumhuriyet Başsavcılığının Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu nezdinde yaptığı itirazın Avukatlık Yasasının 140/son maddesi hükmüne dayanılarak kabulü üzerine açılan disiplin kovuşturması sonunda, Ankara Barosu Disiplin Kurulu "disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına ilişkin Yönetim Kurulu kararının kesinleşmiş olduğu" gerekçesiyle "Avukatlık Yasasının 142. maddesinin 1 ve 3. fıkraları uyarınca yeni bir karar verilmesinin mümkün olmadığına" karar vermiştir.
Baro Yönetim Kurulunun disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına ilişkin kararının Ankara Barosu Başkanlığının 11.08.2000 tarihli yazısı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine, bu yazının Cumhuriyet Başsavcısı tarafından "itiraz edilmediği" bildirilerek imzalandığı, daha sonra Cumhuriyet Başsavcılığının 02.03.2001 tarihli yazısı ile karardan bir örneğin gönderilmesinin istenildiği, Baro Başkanlığı'nca yeniden ve dosya da gönderilmek suretiyle yapılan tebligattan sonra bu kez Cumhuriyet Başsavcılığınca süresinde Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kuruluna itiraz edildiği, Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulunun 22.06.2001 tarihli kararı ile ve "1136 sayılı Yasanın 140/son maddesinin takdir hakkı tanımadığı" gerekçesiyle itirazın kabul edildiği, bu karar uyarınca da Baro Yönetim Kurulunun 10.10.2001 tarihli karan ile dosyanın Disiplin Kuruluna sevk edilmesini kararlaştırdığı, dosya içindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan ilk tebligatın geçerli olup olmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığının "itiraz edilmemiştir" yazısı altındaki imzanın itiraz hakkının kullanılmayacağı yönünden Başsavcılığı bağlayıcı nitelik taşıyıp taşımadığı ve nihayet bu olgulara bağlı olarak Baro Yönetim Kurulu'nun" disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına" ilişkin kararının kesinleşmiş sayılıp sayılmayacağı hususlarının takdiri, itiraz mercii olan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'na aittir.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan itirazı geçerli ve yerinde bularak kabul ettiğine ve bu karara uymak zorunda olan Ankara Barosu Yönetim Kurulu da disiplin kovuşturması açılmasına karar verdiğine göre, Baro Disiplin Kurulunca yapılacak işlem işin esasına girerek gereken inceleme ve araştırmayı yapmak ve oluşacak duruma göre bir karar vermektir.
Bu nedenle, Baro Disiplin Kurulunca, Yönetim Kurulunun 19.07.2000 tarihli kararının kesinleştiğinden söz ederek Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu kararının da tartışılması yönünde yapılan değerlendirmede hukuki isabet görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile, kovuşturma konusu işin esasına girilmek ve oluşacak duruma göre bir karar verilmek üzere, Ankara Barosu Disiplin Kurulu'nu "yeni bir karar vermenin yasal olarak mümkün olmadığına" ilişkin kararının BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy