Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 140, 142, 183) (7201 S. K. m. 43) 
E: 2002/47
K: 2002/176
T: 14.06.2002
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Ankara Barosu Yönetim Kurulu'nca "Şikayetli Avukat hakkında disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına" ilişkin olarak verilen 04.10.2000 tarihli karara karşı Cumhuriyet Başsavcılığının Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu nezdinde yaptığı itirazın Avukatlık Yasasının 140/son maddesi hükmüne dayanılarak kabulü üzerine açılan disiplin kovuşturması sonunda; Ankara Barosu Disiplin Kurulu "disiplin kovuşturması açılmasına yer; olmadığına ilişkin Yönetim Kurulu kararının kesinleşmiş olduğu" gerekçesiyle "Avukatlık Yasasının 142. maddesinin 1 ve 3. fıkraları uyarınca yeni bir karar verilmesinin mümkün olmadığına" karar vermiştir.
Baro Yönetim Kurulunun disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına ilişkin kararının Ankara Barosu Başkanlığının 3.11.2000 tarihli yazısı ile Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi üzerine, bu yazının Cumhuriyet Başsavcısı tarafından "itiraz edilmediği" bildirilerek imzalandığı, daha sonra Cumhuriyet Başsavcılığının 22.03.2001 tarihli yazısı ile "kararın usulü dairesinde tebliğ edilmediği" bildirilerek en kısa zamanda 1136 sayılı Avukatlık Yasasının 183 ve 7201 sayılı Tebligat Yasasının 43. maddelerine uygun şekilde tebliğinin istendiği. Baro Başkanlığınca yeniden ve dosya da gönderilmek suretiyle yapılan tebligattan sonra bu kez Cumhuriyet Başsavcılığınca süresinde Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'na itiraz edildiği Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'nun 22.06.2001 tarihli kararı ile ve "Avukatlık Yasasının 140/son maddesinin takdire yer bırakmadığı" gerekçesiyle itirazın kabul edildiği, bu karar uyarınca da Baro Yönetim Kurulu'nun 15.08.2001 tarihli kararı ile dosyanın Disiplin Kurulu'na sevkedilmesini kararlaştırdığı, dosya bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır.
Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan ilk tebligatın geçerli olup olmadığı, Cumhuriyet Başsavcılığının "itiraz edilmemiştir" yazısı altındaki imzanın itiraz hakkının kullanılmayacağı yönünden Başsavcılığı bağlayıcı nitelik taşıyıp taşımadığı ve nihayet bu olgulara bağlı olarak Baro Yönetim Kurulu'nun "disiplin kovuşturması açılmasına yer olmadığına" ilişkin kararının kesinleşmiş sayılıp sayılmayacağı hususlarının takdiri, itiraz mercii olan Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu'na aittir.
Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu, Cumhuriyet Başsavcılığıca yapılan itirazı geçerli ve yerinde bularak kabul ettiğine ve bu karara uymak zorunda olan Ankara Barosu Yönetim Kurulu da disiplin kovuşturması açılmasına karar verdiğine göre, Baro Disiplin Kurulunca yapılacak işlem işin esasına girerek gereken inceleme ve araştırmayı yapmak ve oluşacak duruma göre bir karar vermektir.
Bu nedenle Baro Disiplin Kurulunca Yönetim Kurulunun 04.10.2000 tarihli kararının kesinleştiğinden söz ederek Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu Kararının da tartışılması yönünde yapılan değerlendirmede hukuki isabet görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile kovuşturma konusu işin esasına girilmek ve oluşacak duruma göre bir karar verilmek üzere, Ankara Barosu Disiplin Kurulu'nun "yeni bir karar vermenin yasal olarak mümkün olmadığına" ilişkin kararının BOZULMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy