Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 159) (4616 S. K. m. 1) 
E: 2003/114
K: 2003/184
T: 06.06.2003
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.
Şikayetli Avukat hakkında, disiplin kovuşturmasına konu oluşturan eylemi nedeniyle "Görevi Kötüye Kullanmak" suçundan dolayı açılan kamu davasının, 4616 sayılı yasanın 1. maddesinin 4. bendine göre kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verildiği Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kararından anlaşılmıştır.
Avukatlık Yasasının 159. maddesinin 2. fıkrası hükmü gereğince "Disiplin cezasını gerektiren eylemlerin işlenmesinden itibaren dört buçuk yıl geçmiş ise disiplin cezası verilmez."
Aynı maddenin 3. fıkrası da "Disiplin cezasını gerektiren eylem aynı zamanda bir suç teşkil ediyor ve bu suç için kanun daha uzun bir zamanaşımı süresi koymuş bulunuyorsa, birinci ve ikinci fıkralarda ki süreler yerine bu zamanaşımı süresi uygulanır." Hükmünü içermektedir.
Bir eylemin Türk Ceza Kanunu yönünden "suç" teşkil edebilmesi, ancak açılan" ceza davasının hükümlülükle sonuçlanması ve bu husustaki kararın kesinleşmiş olması halinde mümkündür. Kamu davasının açılması ve Cumhuriyet Savcılığının düzenlediği iddianamede eylemin "Suç" olarak nitelendirilmiş olması, tek başına yeterli olmayıp, ceza mahkemesince de suç olduğunun kabul edilmesi ve hükümlülüğe karar verilip, kararın kesinleşmesi gerekir.
Kovuşturmaya konu olayda, kamu davası hükümlülükle sonuçlanmamış, başka bir deyişle karar kesinleşmemiş 4616 sayılı Yasa uyarınca, kamu davasının kesin hükme bağlanmamasının ertelenmesine" karar verilmiş bulunduğundan, eylemin ceza yasasına göre, "Suç" olduğu tespit edilmemiştir. Bu nedenle Avukatlık Yasasının 159/3. maddesinin göndermesiyle TCK. nun 102/4 ve 104/2 maddelerindeki yedi yıl altı aylık zamanaşımı değil, 159/2 maddesindeki dört buçuk yıllık zamanaşımı uygulanması zorunludur.
Şikayetli hakkında açılan kamu davasının ertelenmesine ilişkin Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinin kararında eylem tarihi 14.08.1998 olarak kabul edildiğinden, dört buçuk yıllık zamanaşımı 1.02.2003 günü dolmuş bulunduğu anlaşılmış ve bu durum, karşısında disiplin kovuşturmasının zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılması gerekmiştir.
Sonuç olarak, Şikayetli Avukat Ü.Ö. hakkında Ankara Barosu Disiplin Kurulunun 2001/107 Esas sayılı dosyası ile yürütülen DİSİPLİN KAVUŞTURMASININ zamanaşımı nedeniyle ortadan KALDIRILMASINA, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Şikayetli hakkında "Görevi kötüye kullanmak" suçundan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesinde açılan kamu davası, 4616 sayılı Yasa uyarınca ... sayılı kararla kesin hükme bağlanmanın ertelenmesine karar verilmiş ve karar kesinleşmiş bulunmaktadır. Avukatlık Yasasının 140/2 maddesi uyarınca disiplin konusu eylemde bulunmuş olan Avukat hakkında aynı zamanda ceza davası açılmış ise, disiplin kovuşturması ceza davası sonuna kadar bekletilmek zorundadır. Bu durumda Avukatlık Yasasının 59/3 maddesi uyarınca eylem için TCK 102/104. maddelerde öngörülen zamanaşımı süreleri uygulanacaktır.
Şikayetli hakkında açılan ceza davası nedeniyle disiplin kovuşturması bekletilmiş ve 159/2 maddede öngörülen dört buçuk yıllık zamanaşımı süresi dolmuş ise de; Avukatlık Yasasının 140/3 madde de belirtilen "Eylemin işlenmemiş veya sanığı tarafından yapılmamış olması sebebiyle beraat hali müstesna, beraatla sonuçlanmış bir ceza davasının konusuna giren eylemlerden dolayı disiplin kovuşturması, o eylemin ceza kanunları hükümlerinden ayrı olarak başlı başına disiplin kovuşturmasını gerektirir mahiyette olmasına bağlıdır" denilmiş beraat halinde dahi, eylem Avukatlık Yasasına, Avukatlık Meslek Kurallarına aykırılık teşkil ediyorsa, ceza yargısından bağımsız olarak, aynı zamanda ceza dosyasındaki delillerden de yararlanmak suretiyle disiplin cezası verilebileceğini hüküm altına almıştır. Esasen Avukatlık Kanununun 158/2 maddesi Disiplin Kurullarını Avukatlık onurunu, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarını ve itibarım korumak, mesleğin amaç ve gereklerine ve adalete uygun olarak yerine getirilmesini sağlamak ilkeleri ile görevlendirmiş olup, ceza davasının açılması ile birlikte disiplin kovuşturmasını da beklenmekle yükümlendirmiştir.
Sonuç olarak Avukatlık Yasasının 140/3 maddesi disiplin cezası verilmesi yönünden mutlaka hükümlülüğü şart koşmamış olup, 140/2 madde ceza davasının sonucunu beklemeyi yükümlülük haline getirmiştir.
Bu durumda özelikle Avukatlık Yasasının 158/2 maddede belirtilen ilkeler de göz önünde bulundurulduğunda, hükümlülükle sonuçlanmayan ceza davalarında 159/2 maddede öngörülen zamanaşımı süresinin uygulanması, hakkında ceza davası açılan ve meslek kurallarını açıkça ihlal eden Avukatların bir biçimde mükafatlandırılması anlamına da gelecektir ki, bu ne 159. maddede belirtilen zamanaşımının artırımı ile beklenen amaca, ne de 158. maddede belirtilen delillerin serbestçe değerlendirilmesi ve ceza vermenin amacına uygun olacaktır. Ceza hukukundaki suç kavramının dar yorumu, ceza hukukundan bağımsız olarak Avukatlık onurunu düzen ve geleneklerini, meslek kuralları ve özelikle meslek itibarını, mesleğin amaç ve geleneklerini korumak zorunda olan disiplin kurallarını dar bir çerçeve içine sokar ki, bu durumda meslek itibarını korumak olanaksız, Yargının kurucu unsurlarından olan ve bağımsız savunma serbestçe temsil eden ve aynı zamanda kamu hizmeti gören Avukatların, Avukatlık Meslek Kurallarına uymalarını, meslek etik kurallarının korunmasını da mümkünsüz hale getirir. Herhalde Yasa koyucunun amacı da disiplin kovuşturmasını zorunlu olarak uzatmakla, meslek etik kuralları yönünden kovuşturmanın sonuçsuz kalmasını sağlamak olmasa gerekir.
Bu nedenlerle, Ankara Barosu Disiplin Kurulunun kınama cezası verilmesine yönelik kararın onanması görüşündeyim. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy