Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (5237 S. K. m. 52, 62, 125) (5271 S. K. m. 231) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4, 5, 17)
E: 2011/586
K: 2012/63
T: 10.02.2012
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikayetli avukat hakkında, Şişli 3. İcra Hakimliği'nin 2004/396 Esas sayılı davasında verilen karar için süre tutum dilekçesi verirken kararla ilgili olarak “bazen oltayı sallamak tutuyor serseri balık gibi” diyerek verilen kararı eleştirdiği, hakimin kalemde olduğunu görmesine rağmen mahkeme katibine “bu dosyanın kararını yazmak zor olacak” diyerek sözlerine devam ettiği, iddiası ile başlatılan disiplin kovuşturması sonucunda Baro Disiplin Kurulu'nca eylemin disiplin suçunu oluşturduğu kanaati ile disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikayetli avukat savunmasında, yanlış anlaşılma olduğunu, gerekçeli karar yazılmadığı için süre tutum dilekçesi yazarak yazı işleri müdürüne verdiğini, temyiz harcını yatırdığını, dosyanın hakim odasında olması nedeniyle posta gideri alamayacaklarının söylendiğini, kararın ne zaman yazılacağı sorusuna cevap verilmediğini, kendisinin dosyanın kapsamlı olduğunu bildiği için bu dosyanın kararının yazılmasının zor olduğunu zamanlama açısından söylediğini, bu sırada kapıdan çıkarken sözlerinin mesleğe yakışmadığını söyleyen bir ses duyduğunu, baktığında bunu şikayetçi hakim olduğunu gördüğünü, sözleri ile kimseyi kastetmediği için iyi günler dileyerek ayrıldığını, bildirmiştir.
Baro Disiplin Kurulu, şikayetli avukat hakkında açılan kamu davasının sonucunu bekledikten sonra, şikayetli avukatın eyleminin Avukatlık Yasası'nın 34. ve 134. maddeleri ile Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'nın 17. maddesine aykırı olduğunu kabulle şikayetli avukatın uyarma cezası ile cezalandırılmasına karar vermiş, karara İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından itiraz edilmiştir.
Şikayetli avukatın disiplin kovuşturmasına konu eylemi ile ilgili olarak İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2009/75 Esasında kayıtlı olarak “Hakaret” suçundan dolayı açılan kamu davası sonunda Mahkemece şikayetli avukatın hakime ifa ettiği görevden dolayı hakarette bulunduğu kabul edilerek, 5237 sayılı TCK'nun 125/1, 125/4, 62, 52/2.maddesi uyarınca 580.00 TL. sı adli para cezası ile cezalandırılmasına, CMK'nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, şikayetli avukatın 6008 Sayılı Yasa'dan yararlanmak için başvuruda bulunmadığı anlaşılmıştır.
İstanbul 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararı CMK 231/8. maddesine göre mahkumiyet açısından kesin hüküm niteliğinde değil ise de, Mahkemece dinlenilen dört tanığın anlatımları ve oluşa ilişkin tespitleri, dosyada bulunan diğer yazılı deliller, şikayetli avukatın “hakaret” olarak nitelenen eylemlerini tam olarak tespite yeterli olmaktadır. Şikayetli avukatın suç olarak kabul edilen eylemleri aynı zamanda disiplin suçunu da oluşturmaktadır.
Avukatlık Yasası'nın 34. maddesine göre, “Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen Meslek Kurallarına uymakla yükümlüdür.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'nın 3. maddesine göre “Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işini tam bir sadakatle yürütür.” 4. maddesine göre “Avukat mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” 5. maddesinde ise “Avukat yazarken ve konuşurken düşüncelerini olgun ve objektif bir biçimde açıklamalıdır." 17. maddesinde "Hakim ve savcılarla ilişkilerinde avukat hizmetin özelliklerinden gelen ölçülere uygun davranmak zorundadır, bu ilişkilerde saygı esastır.”
Şikayetli avukatın eylemi Avukatlık Yasası'nın 34 ve Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları'nın 3, 4, 5 ve 17. maddelerine aykırı olmakla disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Baro Disiplin Kurulu'nun eylemin disiplin suçunu oluşturduğuna ilişkin değerlendirmesinde hukuki isabetsizlik görülmemiş ise de kınama cezası tayini gerekirken uyarma cezası tayini doğru bulunmamış, uyarma cezasının kınama cezasına çevrilmesi suretiyle kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
Sonuç olarak, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının itirazının kabulü ile İstanbul Barosu Disiplin Kurulunun “Disiplin Cezası verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin kararının “Kınama” cezasına çevrilmesi suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Şikayetli Avukat İsmail Kökdemir`in KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy