Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 141, 144, 159) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4) 
E. 2014/820
K. 2015/93
T. 31.01.2015 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikâyetli avukat hakkında ikamet ettiği evden ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/1048 Esas 2010/1625 Karar sayılı kararı ile temerrüt nedeniyle tahliyesine dair karar verildiği, ... 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/12401 Esas sayılı dosyası ile de toplam 2.953,75 TL. alacağın tahsilinin istendiği ve haciz işlemleri yapıldığı, şikâyet edilen avukatın borcu ödediğini bildirdiği ancak ödemeleri gösterir bilgi, belge ve delilin sunulmadığı ve bu nedenle eylemin Avukatlık Yasası 34, 134 ve TBB Meslek Kuralları 4. maddesinde düzenlenen ‘Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır. Özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür.’ kuralına aykırı olduğu iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikâyetli avukat 01.11.2012 günlü savunmasında; Şikâyetçi N.S.'ya hiçbir borcu olmadığını, borcunun olmadığına karine olarak hakkında yapmış olduğu icra dosyası aktif olmamasının kanıt olduğunu ve bu nedenle alacağını takip için açmış olduğu icra dosyasını takip etmediğini, takibin haricen aldığı kira bedelini iki kere almak amaçlı olduğunu, madem alacağı olduğunu iddia ediyor o halde adına kayıtlı olan malların paraya çevirerek alacağını bu zamana kadar tahsil edebilir olmasına karşın hiçbir işlem yapmadığını, özel yaşamı ile ilgili olarak ceza verilemeyeceğini savunduğu,
Şikâyetli avukatın 14.04.2014 günlü savunmasında avukatlık Yasası 141. madde gereği 1 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, dosyada mevcut ... 8. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2548 Tal. Sayılı dosyaya ilişkin haciz tutanağı 16.12.2010 tarihli olup, 02.01.2014 tarihli karala “disiplin kovuşturması açılmasına” karar verildiğini ve bu nedenle 3 yıllık kovuşturma zamanaşımının dolduğu, 6.12.2010 tarihli şikâyete konu eylemle ilgili olarak 20.09.2012 tarihinde şikâyette bulunduğunu bu nedenle şikâyet süresinin de zamanaşımına uğradığını bildirmiş, esas hakkındaki savunmasında önceki beyanlarını tekrar etmiş olduğu görülmektedir.
İncelenen dosya kapsamından ... 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 24.09.200 gün ve 2010/1048 Esas 2010/1625 Karar sayılı kararı ile ... 5.İcra Müdürlüğü’nün 2010/12401 Esas sayılı takip dosyasındaki alacağın ödenmemesi nedeniyle İİK’nun 269/a maddesi gereği tahliye kararı verildiği,  kararın 01.11.2010 tarihinde kesinleştiği,
Kararın ... 4. İcra Müdürlüğü’nün 2010/12401 Esasında takip konusu edildiği ve ... 8. İcra Müdürlüğü’nün 2010/2548 Tal. Sayılı dosyası ile 16.12.2010 tarihinde işyerinde hacze gelindiği tutanakta “Borçlu M.H. hazır, geliş nedeni anlatıldı, Anladım dedi, Alacaklı söz aldı, herhangi bir işlem yapılmasın dedi” sözlerinin yazılı olduğu,    
01.05.2008 tarihli kira sözleşmesine aylık kira bedellerinin her ayın beşinci günü akşamına kadar ödenmesinin kararlaştırıldığı,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde ceza olmadığı,
... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 12.11.2014 kayıt tarihli yazı ile “Dosyadaki bilgilere göre şikâyet edilen Av. M.H.'nun aleyhine ... 7. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/1048 Esas-1625 karar sayılı ilamı ile şikâyetçinin ikamet ettiği taşınmazda tahliyesine karar verildiği ve kira alacaklarının ödenmemesi üzerine ... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2010/12401 Esas sayılı dosyasında toplam 2.953,75.TL. bedelin tahsili için yasal takip işlemlerinin yürütüldüğü, dosya içerisinde İcra Müdürlüğü'nden alınan kapak hesabında herhangi bir ödemenin bulunmadığı, keza şikâyet edilen avukat tarafından savunmasında ödemenin yapıldığının belirtilmiş olmasına rağmen buna ilişkin belgenin sunulmadığı, 16.10.2010 tarihinde bürosunda yapılan haciz sırasında alacaklı/şikâyetçinin herhangi bir işlem yapılmasının diye beyanda bulunduğu, ancak, takipten vazgeçtiğini ve alacağını aldığına ilişkin icra dosyasına herhangi bir beyanda bulunduğunun görülmediği,
Şikâyet edilen Avukatın TBB Meslek Kurallarının 4. maddesinde düzenlenen "Avukat mesleğinin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır ve özel yaşantısında da buna özen göstermekle yükümlüdür" şeklindeki amir hükmüne aykırı davranarak; kiracısı olduğu şikâyetçinin borcunu ödememekte ısrar ettiği gibi hakkında da icra takibi yürütülüp, haciz işlemlerinin yapılmasına sebebiyet verdiği, bu itibarla hakkında eylemi ile ölçülü şekilde disiplin cezası verilmesi gerektiği halde, ... Baro Disiplin Kurul Başkanlığı tarafından yazılı şekilde karar verilmesi yasaya uygun olmadığı” gerekçesi ile karara itiraz edildiği görülmektedir.
Şikâyetli avukat avukatlık Yasası 141. madde de bildirilen 1 yıllık sürede soruşturmanın bitirilmediği ve bu nedenle zamanaşımı süresinin dolduğunu savunmuş ise de; Gerek TBB Disiplin Kurulu ve gerekse Danıştay kararları ile bu sürenin zamanaşımı veya hak düşürücü süre olmadığı, soruşturmanın ivedilikle sonuçlandırılmasına yönelik hedef süre olması nedeniyle hukuksal dayanaktan yoksun olduğu, 
Avukatlık Yasası 159/1. madde bildirilen 3 yıllık kovuşturma zamanaşımının haciz tarihinin 16.12.2010 olup, Baro Yönetim Kurulu’nun 02.01.2014 tarihli kararla disiplin kovuşturması açılmasına karar verdiğini, kovuşturma zamanaşımı süresinin dolduğunu bildirmekte ise de; Baro Yönetim Kurulu’nun 20.09.2012 tarihinde soruşturmaya başladığı, tarih itibarıyla 3 yıllık sürenin dolmadığı, Baro Yönetim Kurulunca yasal tabir ile “Yönetim kurulunca işe el konulmuş ise bu süre işlemez” hükmü karşısında itirazın yasal dayanağı olmadığı, dosyanın genel zamanaşımı hükümlerine göre sonuçlandırılmasının zorunlu olduğu,
Şikâyet süresi zamanaşımı da olduğu bildirilmekte ise de Avukatlık Yasası 159/1. madde gereği 20.09.2012 tarihi itibarıyla üç yıllık süre dolmamış bulunduğundan bu husustaki itirazın da hukuksal dayanağı bulunmadığı tartışmasızdır
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Dosya kapsamına göre Şikâyetli avukatın ikamet ettiği evin kiralarını ödememek suretiyle temerrüde düştüğü, Mahkeme’ce tahliyesine karar verildiği, alacak nedeniyle bürosunda haciz işlemleri yapıldığı tartışmasızdır.
Avukatlar özel yaşamlarında da doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenin, mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Bu nedenlerle Baro Disiplin Kurulu’nca eylemin hukuksal nitelikte olduğu kabul ve disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişki kararda hukuki isabet görülmemiş ve ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulü ile disiplin cezası tayini gerekmiştir.
Sonuç olarak ... Cumhuriyet Başsavcılığı’nın itirazının kabulü ile;
1-... Barosu Disiplin Kurulu’nun “Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına” ilişkin 29.09.2014 gün ve 2014/D.13 Esas, 2014/757 Karar sayılı kararının KALDIRILARAK, Şikâyetli avukat M.H.’nun “Uyarma Cezası İle Cezalandırılmasına”,
2-Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Katılanların oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy