Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134, 158)
E. 2014-269
K. 2014/527 
T. 29.08.2014 
İtirazın süresinde olduğu anlaşıldığından gereği görüşülüp düşünüldü:
Şikâyetli avukat hakkında Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün 02.03.2012 gün ve B.03.0.CİG.0.00.00.02-101-05-68-0773-2012/7794 sayılı “Oluru” ile “Alacaklı M. E. Dağıtım A.Ş. vekili sıfatıyla, toplam 44.131,71 Türk lirası alacağın tahsili için borçlu müşteki M. N. hakkında, …1.İcra Müdürlüğü’nün 2009/2137 ve 2009/2140 sayılı dosyaları üzerinden yürüttüğü icra takipleri sırasında, müşteki M. N. ve oğulları olan diğer şikâyetçilerle takiplere konu borçların taksitler halinde ödenmesi hususunda anlaştığı ve takiplere konu alacaklara mahsuben 29.05.2009, 04.12.2009, 27.09.2010 tarihli beş adet belge karşılığında toplam 16.200,00 Türk lirasını haricen tahsil ettiği hâlde, bu haricî tahsilâtları dosyaya bildirmeyerek, borcun yeniden yapılandırılması için müvekkili şirkete başvuran müşteki M. N.'ın borcu tamamı üzerinden yapılandırmasına ve dolayısıyla borcun artmasına sebebiyet verdiği gibi, tahsil ettiği paraları iade edeceğinden bahisle borçlusu olduğu 20.06.2011 vade tarihli ve 15.000 Türk lirası bedelli senedi şikâyetçilere vermesine rağmen senedin 6.400,00Türk lirası tutarındaki kısmını müştekilere verip, bakiye 8.600,00 Türk lirasını ise vermediği,” iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonucu eylem sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.
Şikâyetli avukat usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına karşın savunma vermediği, Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki savunmasında yazılı savunmasını tekrarladığı ve atılı suçlamayı kabul etmediği, hüküm verilecekse HAGB’na karar verilmesi gerektiğini talep ettiği görülmektedir.
İncelenen dosya kapsamından; Eylem nedeniyle … Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2012/226 Esasında  “Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma, Görevi Kötüye Kullanmak” iddiası ile açılan kamu davasında Mahkeme’nin 28.06.2013 gün ve 2013/260 sayılı kararla görevi kötüye kullanmak suçundan TCK 257/1, 62 maddeleri gereğince 5 ay hapis cezasına ve hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verildiği, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmak suçundan TCK 155/2, 62/1 maddeler gereği neticeten 10 ay hapis ve 60 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar veriverildiği, kararın 05.11.2013 tarihinde kesinleştiği,
Mahkeme karar gerekçesinde “Sanık savunması, mağdur beyanları, takip dosyaları, tahsilât makbuzları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde sanık avukatın suç tarihinde M. E. Dağıtım A.Ş. vekili olduğu, mağdurlar A. N., M. N. ve A. N.'ın M’.a elektrik aboneliklerinden kaynaklı borçlarının olduğu, bu borçlara yönelik olarak sanık avukatın … 1. İcra Müdürlüğü'nün 2009/2137 E. ve 2009/2140 E. sayılı icra takip dosyaları üzerinden mağdur M. N. hakkında takibe başladığı, bu takip üzerine mağdur M. N.'ın 29.05.2009 tarihinde sanık avukatın bürosuna gittiği ve borçlarını ödeyeceğine dair taahhüt tutanağı imzalandığı, bu taahhüt kapsamında sanık avukata toplam 5.200,00 TL miktarında ilgili borca mahsuben ödeme yaptığı, daha sonra 04.12.2009 tarihinde de yine aynı avukata elden ve borca mahsuben 6.000,00 TL miktarında ve yine 27.10.2010 tarihinde de 5.000,00 TL miktarında bir ödeme daha yaptığı, bu ödemelere ilişkin sanık avukattan tarafından imzalanmış bulunan tahsilât makbuzlarını aldığı, ancak bu yapılan ödemelerin ilgili icra müdürlüğü dosyalarına yansıtılmadığı ve şikâyetçinin mağduriyetine sebep olarak görevini kötüye kullandığı, ayrıca vekâlet ilişkisi gereği kendisine teslim edilen paraları devir amacının dışında uhdesinde tutarak tasarrufta bulunmak suretiyle de hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçlarını işlediği,
Sanığın görevi kötüye kullanma suçundan eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nın 257/1 maddesi gereğince cezalandırılması cezalandırılması yoluna gidilmiş, sanık hakkında takdiri indirim maddesi uygulanmış ve sanığın sabıkasızlığı, zararın giderilmiş olması ve diğer şartların oluşması nedeniyle hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş,
Sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan eylemine uyan 5237 Sayılı TCK'nın 155/2 maddesi gereğince cezalandırılması cezalandırılması yoluna gidilmiş, sanık hakkında takdiri indirim maddesi uygulanmış ve sanığın sabıkasızlığı, zararın giderilmiş olması ve diğer şartların oluşması nedeniyle hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” sözlerinin yazılı olduğu,
Şikâyetçi M. N.’ın 04.03.2013 havaleli dilekçesi ile “Başkanlığınızda görüşülmekte olan 2013/1 No.lu dosyada avukatım M. B. Ç.’le ilgili davada bütün alacaklarımı aldım, şikâyetimden vazgeçiyorum gereğinin yapılmasını arz ederim” içerikli dilekçe ile şikâyetinden vazgeçtiği,
Şikâyetli avukatın disiplin sicil özetinde; …Disiplin Kurulu’nun 227.12.2011 gün ve 2012/10Esas, 2012/7 Karar sayılı kararla 200,00 TL para cezası verildiği, kararın 14.01.2013 tarihinde kesinleştiği, … Disiplin Kurulu’nun 29.05.2009 gün ve 2008/9 Esas, 2009/5 Karar sayılı kararla kınama cezası ile cezalandırıldığı, kararın 29.05.2009 tarihinde kesinleştiği, … Disiplin Kurulu’nun 06.05.2011 gün ve 2008/8 Esas sayılı para cezası verilmesine ilişkin kararın TBB Disiplin Kurulu’nun 06.05.2011 gün ve 2010/739 Esas, 2011/279 sayılı kararla düzeltilerek onanarak kınama cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve kararın 06.05.2011 tarihinde kesinleştiği,
Şikâyetli avukatın 17.04.2014 kayıt tarihli dilekçe ile karara itiraz ettiği, itirazında özetle; … Barosu bu kararı vermeden önce tarafımızı herhangi bir şekilde savunmalarımızı almak için başvurmamıştır. Ayrıca savunma verilecekse tarafımızın bu savunmayı duruşmalı olarak mı, duruşmasız mı yapılacak şekilde taleplerimizi almamıştır. Tamamen kendi açısından yargılama yapıp karara bağlamıştır. Eksik yönden tarafımıza savunma hakkı verilmemiştir. Ayrıca verilen karar gereği karar verilmeden önce … Barosuna kayıtlı olmamız sebebiyle verilecek bir savunmanın avukatlık kanunu ve yönetmenliği gereğince …Barosu Disiplin Kurulunca görevlendirilecek bir kurul ile talimat yolu ile savunmamızın alınması gerektiği açıktır. Ayrıca şikâyetçiler şikâyetlerini geri çektikleri dilekçeyi … Baro başkanlığına iletmişlerdir. Bu hususlar göz önüne alınmayıp karar verilmiştir. Bu açılardan usul yönünden yapılan eksik savunma hakkı ve şikâyetin geri çekilmesi göz önüne alınarak hakkımızda verilmiş olunan disiplin kurulu kararının bozulmasını talep ediyoruz.
Esasa ilişkin itirazlarımız açısından tarafımızca … Ağır Ceza Mahkemesinin 2012/266 Esas sayılı dosyası ile tarafımıza beraat karan verilmiştir. HAGB kararları ise hizmet yönüyle görevi kötüye kullanma suçunun kararları değildir. Bu kapsamda değerlendirildiğinde tarafımıza … Disiplin Kurulu’nca verilen kararının haksız olduğu kanaatindeyiz.” gerekçesi ile karara itiraz ettiği görülmektedir.
Şikâyetli avukata Baro Yönetim ve Disiplin Kurulları tarafından usulüne uygun olarak tebligat yapılmasına karşın savunma vermemiştir. Bu nedenle savunma hakkının kısıtlandığına ilişkin itirazın yasal dayanağı yoktur.
Avukatlık Yasasının 34. maddesi “ Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve onur içinde yerine getirmek ve avukatlık unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun biçimde davranmak ve Türkiye Barolar Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla yükümlüdürler ”
Avukatlık Yasası’nın 134. maddesi   “Avukatlık onuruna, düzen ve gelenekleri ile meslek kurallarına uymayan eylem ve davranışlarda bulunanlarla, mesleki çalışmada görevlerini yapmayan veya görevinin gerektirdiği dürüstlüğe uygun şekilde davranmayanlar hakkında bu kanunda yazılı disiplin cezaları uygulanır.”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 3. maddesi “Avukat mesleki çalışmasını ve kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütür”
Türkiye Barolar Birliği Meslek Kurallarının 4. maddesi “Avukat, mesleğin itibarını zedeleyecek her türlü tutum ve davranıştan kaçınmak zorundadır.” hükümlerini amirdir.
Şikâyetli avukatın avukatlık sıfatına güven nedeniyle borca mahsuben yapılan üç adet ödemeyi dosyasına ve Kurumuna bildirmediği, ancak hakkında ceza davası açıldıktan sonra ödemek zorunda kaldığı dosya kapsamı ile tartışmasızdır.
Her ne kadar Şikâyetçi Avukat Baro Disiplin Kurulu’na şikâyetten vazgeçmiş olduğunu bildirmiş ve taraflar barışmış ise de, disiplin kovuşturmasının yürütülmesi ve karara bağlanması ilgilinin şikâyetinde ısrar etmesine bağlı olmayıp, şikâyetçiyi tatmin amacına da yönelik değildir.
Amaç, Avukatlık Yasasının 158. maddesinde açıklandığı gibi, avukatlık onurunu ve itibarını, meslek düzen ve geleneklerini korumak ve mesleğin adalete uygun olarak yerine getirilmesini sağlamaktır. Bu ilkenin gereği olarak hakkında soruşturma başlatılan ve/veya disiplin kovuşturması açılan avukat hakkındaki soruşturmadan veya disiplin kovuşturmasından sırf şikâyetçinin isteği üzerine vazgeçilemez. Soruşturma ve kovuşturma aşamalarında Baro Yönetim veya Disiplin Kurulları; şikâyetçinin isteğinden bağımsız olarak hareket etmek durumundadır. Bu nedenlerle şikâyetten vazgeçilmiş olması nedeniyle disiplin cezası tayinine yer olmadığına karar verilemez
Avukatlar özen ve doğruluk kurallarına göre hareket etmek, kamunun inancını ve mesleğe güvenini sağlayacak biçimde sadakatle davranmak mesleğin itibarını sarsacak her türlü davranıştan kaçınmak zorundadır.
Bu nedenlerle Baro Disiplin Kurulu’nca yapılan hukuksal değerlendirme ve tayin edilen disiplin cezasında, eylemin birden fazla kişiye karşı işlenmiş olması, miktarı , disiplin sicil özetindeki cezaların çokluğu ile Avukatlık Yasası 158. maddede bildirilen ilkeler göz önünde bulundurularak Şikâyetli avukat M. B. Ç.’in itirazının reddi ile aleyhe itiraz olmadığından kararın onanması gerekmiştir.
Sonuç olarak Şikâyetli avukat M. B. Ç.’in itirazının reddi ile;
1- … Barosu Disiplin Kurulu’nun “Bir Yıl Süre ile İşten Çıkarma Cezası Verilmesine ” ilişkin 06.01.2014 gün ve 2013/1 Esas, 2014/2 Karar sayılı kararının aleyhe itiraz olmadığından ONANMASINA,
2- Kurulumuz kararının tebliğini izleyen günden itibaren 60 gün içerisinde Ankara İdare Mahkemesi’nde dava yolu açık olmak üzere,
Oybirliğiyle karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy