Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 34, 134) (Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m. 3, 4)
E. 2008/377
K. 2008/506
T. 19.12.2008
Şikayetli avukat hakkında “satış vaadi sözleşmesi” uyarınca tanzim edilmiş olan senet alacağını taşınmazın üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle bedelsiz kaldığını 03.05.2005 tarihinde öğrenen şikayetlinin icra işlemlerine devamla satış yaptırması ve sebeple Avukatlık Yasası’nın 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddelerine aykırı davrandığı iddiasıyla açılan disiplin kovuşturması sonucu, Baro Disiplin Kurulu’nca eylem sabit görülmeyerek disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikayetli avukat, şikayetçinin vekili olduğu S. İnş. Tic. Ltd. Şti’den 01.09.2004 tarihli taşınmaz vaadi sözleşmesi ile daire satın aldığını, sözleşmede gösterilen takip konusu senetlerin düzenlediğini, senet bedellerinin ödenmesi için Afyonkarahisar 3. Noterliği’nin 27.12.2004 gün ve ….. numaralı ihtarnameyi keşide ettiğini, ihtarnameye karşın borcun ödenmemesi nedeniyle Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2005/… dosyasında kayıtlı takibi açtığını, müvekkilin talimatı ile haczedilen menkulleri satın aldığını, ancak 09.05.2006 tarihinde satıştan vazgeçtiğini icra dairesine beyan ettiğini, 18.05.2006 tarihinde de vekaletten çekildiğini bildirmiş, suçsuz olduğunu savunmuştur.
İncelenen dosya kapsamından Afyonkarahisar 1. İcra Müdürlüğü’nün 2005/… sayılı dosyasında yapılan takip dayanağının 01.09.2004 tarihli satış sözleşmesine dayalı senetler olduğu, 02.05.2006 tarihinde dairenin üçüncü bir kişiye satılmış olması nedeniyle takibin dayanağının kalmadığının şikayetçi vekili tarafından 02.05.2005 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne beyan edildiği ve bu beyanın 03.05.2006 tarihinde şikayetli avukata tebliğ edildiği, mahcuz menkullerin 08.05.2006 günü yapılan ihalede alacağa mahsuben şikayetli tarafından alındığı, 09.05.2006 tarihinde şikayetli tarafından ihaleden vazgeçildiğinin bildirilerek mahcuzun borçluya tesliminin istendiği ve 18.08.2006 tarihinde şikayetlinin vekaletten çekildiğini bildirdiği görülmektedir.
Şikayetli avukatın 03.05.2006 tarihi itibariyle takip konusu senet dayanağı dairenin üçüncü şahıslara satılmış olduğunu öğrenmesi nedeniyle 03.05.2006 tarihli birinci satış işlemini yaptırmaması ve 08.05.2006 tarihli ikinci satışta menkulleri alacağa mahsuben satın almaması kamunun avukattan beklediği tutumdur. Nitekim 09.05.2006 tarihinde İcra Müdürlüğü’ne satış işlemlerini tamamlamayacağı ve mahcuz menkullerin borçluya teslimi yönündeki beyan da takip konusu alacağın dayanaksız kaldığının en açık kanıtıdır.
Bu durumda avukata düşen özen ve doğruluk yükümlülüğü tarafına tebliğ edilen satışla ilgili işlemlerin gerçek olup olmadığını derhal araştırmak ve satış işlemlerine devam etmemektir. İhaleden sonraki bir tarihte vazgeçmek, önceki tarihte yapılan işlemlerdeki sorumluluktan kurtulmak anlamına gelmez. Bu nedenle eylemin disiplin suçu oluşturmadığına ilişkin Baro Disiplin Kurulu’nun çoğunluk kararında hukuksal isabet bulunmamaktadır.
Eylem Avukatlık Yasası’nın 34, 134, Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları’nın 3 ve 4. maddelere aykırılık olmakla disiplin suçunu oluşturmaktadır.
Sonuç olarak şikayetçi O.D.’nin itirazının kabulüne, Afyonkarahisar Barosu Disiplin Kurulu’nun disiplin cezası verilmesine yer olmadığına ilişkin kararının kaldırılmasına, yeniden inceleme ve araştırmayı gerektirir bir husus bulunmadığından şikayetli Avukat C.Y.’nin kınama cezası ile cezalandırılmasına oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy