Türkiye Barolar Birliği Disiplin Kurulu - 06.06.2022
Karar Dilini Çevir:


(1136 S. K. m. 38) (Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek Kuralları m. 2, 3, 4, 36) 
E: 2002/201
K: 2002/335
T: 15.11.2002
İtirazın süresinde yapıldığı anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü;
Şikayetli Avukatın "Müvekkili hakkındaki hukuksal işlemleri tamamlamadan, hasım tarafın da vekilliğini üstlendiği" iddiası ile açılan disiplin kovuşturması sonunda, eylemin Avukatlık Yasasına ve Meslek Kurallarına aykırı bulunmadığı gerekçesi ile disiplin cezası verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Şikayetçi, şikayetli avukata 16.2.1998 tarihinde vekaletname vermiş, paydaşlığın giderilmesi davası açılmış, dava sonuçlanmış, 13.08.1998 tarihinde anlaşma yapılmış, taşınmaz bedeli olarak 26.10.1998 tarihli iki adet çek alınmıştır. Çek bedelleri zamanında ödenmemiş, Elmadağ İcra Müdürlüğünün takip dosyası açılmıştır. Şikayetli bu işlemler devam etmekte iken 21.09.1998 tarihinde hasım taraf İ.G.'ten de vekaletname alarak üçüncü bir şahsa karşı Elmadağ İcra Müdürlüğüne kayıtlı takip dosyasını açmıştır. Şikayetçi, şikayetliyi 21.07.1999 tarihinde vekaletten bu nedenle azletmiştir.
Disiplin Kurulu şikayetçinin şikayetliye zarar verici bir eyleminin bulunmadığı gerekçesiyle ceza tayinine yer olmadığına karar vermiştir. Oysa, taraflarca açılan tazminat davasında, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi, 3.10.2000 tarihli kararında "Avukatlık, karşılıklı güven ve sadakat isteyen bir meslek olup, vekalet de bu inanç doğrultusunda verilir. Davalı avukat, davacının bu inancını kötüye kullanarak hasım tarafın kendisini vekil tayin etmesine karşı koymamış, onun da vekilliğini üstlenmiştir. Bu durum müvekkil davacının davalı avukatına karşı beslediği güvenin sarsılmasına neden olduğunun kabulünde duraksamaya yer yoktur. O nedenle davacı müvekkil salt bu nedeni ileri sürmek suretiyle dahi azilde haklıdır" denilmek suretiyle, tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Gerçekten de Avukatlık Yasasının 34., Av. Meslek Kuralların 3-4. maddelerdeki ilkeler göz önünde bulundurulduğunda, "Avukat mesleki çalışmasını kamunun inancım ve mesleğe olan güveni saylayacak biçimde ve işine tam bir sadakatle yürütmek" ve "mesleğin itibarını sarsacak her türlü tutum ve davranıştan özenle kaçınmak zorundadır. Kovuşturma konusu olayda da henüz müvekkilin işi bitmemişken, hasım taraftan vekaletname alınmış ve bu güven sarsılmıştır.
Ayrıca olayda tartışılması gereken bir diğer husus da Av. Yasasının 38/b ve Av. Meslek Kurallarının 2-36. maddeleridir. Av. Yasasının 38/b maddesinde; "Avukatın, aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya mütalaa vermiş olursa" işi red zorunluluğu hükme bağlanmıştır. TBB Meslek Kurallarının 36. maddesi de; "Bir anlaşmazlıkta, taraflardan birine hukuki yardımda bulunan Avukat, yaran çatışan öbür tarafın vekaletini alamaz, hiçbir hukuki yardımda bulunamaz" denilmektedir. TBB Meslek Kurallarının 2. maddesinde de "Mesleki çalışmasında avukat bağımsızlığım korur; bu bağımsızlığı zedeleyecek iş kabulünden kaçınır" denilmekte, her ne sebeple olursa olsun, avukatın kendine karşı da bağımsızlığını korumak durumunda olduğu bildirilmektedir. T.B.B.Disiplin Kurulunun 2001/191 E. 2002/104 K. ve 13.04.2002 tarihli kararında da belirtildiği üzere "Avukatlık mesleğinin ruhu ve etik değerleri ve geleceği nazara alındığında, maddelerin geniş olarak yorumlanması zorunluluğu hasıl olmaktadır". Bu nedenlerle, müvekkille eş zamanlı olarak hasım tarafın vekaletnamesinin üstlenilmesinde, bu vekaletname kime karşı kullanılırsa kullanılsın, meslek kuralına aykırılık kabul edilmelidir. Salt "aynı iş" kavramıyla dar yorumlama, Avukatlık mesleğine olan güveni sarsacak, kamuoyunda itibarım azaltacaktır.
Şikayetli avukatın, müvekkili ile olan vekalet ilişkisinin devamı esnasında, eş zamanlı olarak hasım tarafın da vekaletnamesini üstlenmesi, Avukatlık Yasasının 38/b ve Avukatlık Meslek Kurallarının 2-36. maddesine aykırı bulunduğundan "disiplin suçu" oluşmaktadır.
Sonuç olarak, itirazın kabulüyle, Ankara Barosu Disiplin Kurulunun, "Disiplin Cezası Verilmesine Yer Olmadığına" ilişkin kararının KALDIRILMASINA ve yeniden incelemeyi gerektirir bir husus bulunmadığından, Şikayetli Av. M.E.'nin KINAMA CEZASI İLE CEZALANDIRILMASINA, oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Full & Egal Universal Law Academy